15. Bölüm

3.1K 374 117
                                    

"Şunu yavaş sür!" 

"İşine bak sen!"

"Öyle yapmaya çalışıyorum; ama bir yere dolarsak, bu nasıl olacak?"

"Yirmi senedir araba kullanıyorum ve bir kez bile kaza yapmadım!"

"Kaza yapanların çoğu da aynı şeyi söylüyor zaten!"

"Amma mızmızlandın ha! Mert'in hatırı olmasa, seni şurada indirirdim!"

Hakan, tek kaşını kaldırıp Kasım'a alaycı bir bakış attı. 

"Mert'in hatırı, mı? Oğlum daha Mert'i tanıyalı yarım gün bile olmadı."

Kasım omzunu silkti. 

"Olsun. Çocuğu sevdim."

Hakan gülümseyerek, "Aklından geçeni söylüyor, dürüst." dedi.

"Ama biraz fazla duygusal."

"Sanırım öyle. Ama sen de o kadar kadının arasında büyüsen, sen de duygusal olurdun."

"Tıpkı senin gibi tek erkek çocuk olduğumu hatırlatabilir miyim? Ve dört tane de ablam var!"

"Ama en azından evde senden başka, erkek olarak Hulusi Amca vardı."

Kasım ilgiyle, "Mert'in babası öldü mü demiştin?" diye sordu. 

"Hı-hım..."

"Neden ölmüş?"

Hakan, bir omzunu silkerek başını iki yana salladı.

"Bilmiyorum."

"Ne zaman ölmüş peki?"

"Onu da bilmiyorum."

"Şimdi 'Neyi biliyorsun?' diye soracağım; ama kızarsın."

"Ya; nereden bileyim ne olduğunu, ne zaman olduğunu?"

"Ben olsam, çoktan öğrenmiş olurdum?"

Hakan, "Çok olurdun!" diye homurdandı. "Ayrıca önüne bak!"

"Ben sen miyim oğlum? İki işi aynı anda yapabilirim."

"Ya, sorma! O yüzden konuşurken yola bakmak yerine bana bakıyorsun!"

"Mızmızlığı geçtin, artık resmen ağlaksın!"

Hakan başını iki yana sallarken, "Bazen neden seninle konuştuğumu hiç bilmiyorum." dedi. "Buse'yle bile seninle olduğundan daha uzun süre mantıklı konuşabiliyorum."

"O Buse bir kere! Tabii konuşursun! Ballı Turta'm çok akıllı!"

Hakan alaycı bir biçimde, "Duyan da senin çocuk sevgisiyle ölüp bittiğini sanır." dedi.

"Buse'yi seviyorum ya, yetmez mi?"

"Bazen çok ikiyüzlü oluyorsun."

"Ne demek istiyorsun?"

Hakan, tiksinir gibi, "Naci Selim'e iyi dileklerde bulunurken nasıl da samimi gülümsüyordun!" dedi.

"Ya ne yapmalıydım? 'Abi, kafayı mı yedin? Kaç yaşına gelmişsin, bir ton paran var, gününü gün etmek varken bebek zırıltısıyla mı uğraşacaksın?' mı deseydim?"

"En azından susabilirdin."

Kasım, Hakan'a onu aşağılarmış gibi bir bakış attı. 

"Ben avukatım oğlum. Diplomasiden anlamazsam, bu işi nasıl yapayım?"

Bir anlık sessizliğin ardından Hakan, "Tebrik ederim." dedi ciddi bir biçimde. "Büyük balık yakalamışsın."

"Naci Abi'yi kastediyorsan, gerçekten öyle. İlk başta ben bile inanamamıştım."

GÜL MEVSİMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin