14. Bölüm (1. Kısım)

3.2K 337 94
                                    

Hakan iki eliyle birden başını tuttu. "Off!... Deli gibi ağrıyor ya!" diye homurdandı.

"İlaç al, dinlen. Geçer."

Hakan tek gözünü yana kaydırarak masasını işgal eden arkadaşına baktı.

"Sağol ya! Sen söylemesen hiç aklıma gelmezdi."

Kasım, gözlerini önündeki kocaman bilgisayar ekranından hiç ayırmadan, "Gelmediği çok açık!" dedi. "Akşamdan kalma gibisin."

"Öyle olduğumu az önce söylemedim mi?"

"Oğlum; bu tempoyla gidersen, ilaç ve dinlenme kısmını içinden hiç çıkmadığın bu hastanede yatarak gerçekleştireceksin haberin olsun!"

Hakan gözlerini devirdi ve bu bile başının zonklamasına neden oldu.

"Yapacak bir şey yok. Bu dönemin böyle geçeceğini biliyordum."

"Geçmek zorunda değil! Burada yapacağını yaptın: Herkese kendini gösterdin, sektörün işleyişini tam olarak öğrendin. Üstelik bütün şubeleri gezdin."

"Daha diğer illerdeki şubeler var."

Kasım, ilk defa gözlerini bilgisayar ekranından ayırıp arkadaşına baktı.

"Geri zekalının tekisin! İşleyişi öğrendin, dedik! Daha ne? Bir ay sonra, bence üç ay daha uygun, git; kendini göster ve geri dön! Eğer oralarda da on, on beş gün kalacaksan..." Bıkkınlıkla nefesini verip gözlerini yeniden bilgisayarın ekranına dikti. "Kime söylüyorum ki? Nasıl olsa burnunun dikine gideceksin! Oğlum, az bir akıllan ya! Sen patronsun, patron!"

"Gereksiz bilgi için teşekkürler. Her gün içine girdiğim bu oda bana kim olduğumu hatırlatıyor, hiç merak etme!"

"O zaman yanlış yapıyor! Bu oda Nedim Bey'in, senin değil! Senin yüzünden adam odasına doğru düzgün yerleşemedi bile! Herkesi tedirgin ediyorsun. Bırak herkes işini yapsın! Geldin, gördün, yendin! Bitti."

Hakan dirseğini masanın cam yüzeyine dayayıp elini başına dayanak yaptı.

"Arkadaşın burada baş ağrısından ölüyor, sen aptalca alıntılarla ağrısını daha da arttırmaktan başka bir işe yaramıyorsun."

"Bak aslanım." dedi Kasım bir kez daha dikkatini ekrandan Hakan'a çevirerek. "Bu şirketi almak için kıçını yırttın... O da ne?"

Kasım, Hakan'ın aniden burnunun dibine kadar uzattığı teneke kutuya bakıyordu. Hakan kutuyu hafifçe sallayınca merakla, "İçinde para mı var?" diye sordu.

"Bingo! Bir seferde bildin."

Kasım'ın bir gözü küçülüp başı da hafifçe yana eğilirken ağzından, "Deli misin sen?" sorusu çıktı. "Onunla ne yapıyorsun?"

"İçine para atmanı bekliyorum. Bozuk." Bir saniye düşündükten sonra, "Kağıt da kabul ediyoruz." diye ekledi.

"Biz?"

"Ben ve Buse"

İsmi duyunca Kasım'ın dikkatini bütünüyle üzerine çektiğini anlayan Hakan sinsice gülümsedi. Kasım ekranda ilgisini çeken her ne varsa, onu boşvermişti.

"O cadının..." Çenesiyle kutuyu işaret ederek, "Bu kutuyla ne ilgisi var?" diye sordu Kasım.

"Kutu onun, ben de emanetçisiyim."

"Gizemli bir hava yaratmaya çalışıyorsan, berbatsın!"

"At şu parayı o zaman!"

"Neden?"

GÜL MEVSİMİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin