0.2

27.7K 2.2K 523
                                    

"Ay! Uf kafam acıdı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Ay! Uf kafam acıdı."

Aşkın elini kafasına atıp mırıl mırıl söylenirken bir an gerçekliğe dönmüştü Belinde sıcak eller hissediyordu. Hem burnuna dolan koku da ne güzeldi öyle!

Minik boyundan kaynaklı kafasını geriye atıp önünde durduğu bedenin sahibine baktığında bir an hayal gördüğünü bile düşünebilirdi.

Bu adam moda dergisinden fırlamış gibiydi!

Esmer tenli, uzun (Aşkın için herkes uzundu.), iri yarı bir adamdı işte. Ama Aşkın'ın gözünde o bir prensle eş değer bile olabilirdi.

Tamam, abartıyordum.

Ama Aşkın etkilenmişti işte.

"Aşkın! Buraya gel hemen."

Aşkın arkasından bağıran Selim'in sesini duymasıyla kendine gelip irkilerek bedenden ayrıldığında belindeki kollar da yavaşça çözülmüştü.

"Aaa, Ya bıraksanıza arkadaşımı! Kocaman herifsin bırak onu!"

Aşkın bir anda cızgar bir role bürünüp minik adımlarla Selim ve tanımadığı diğer irinin yanına gittiğinde elleriyle koca elleri çekmeye çalışmış ama bir türlü başarılı olmamıştı.

"Yeter."

Arkasından gelen tok sesle tüm tüyleri ürperirken anında durmuş ve kocaman titrek gözlerle Selim'e bakmıştı.

Korkuyordu.

Selim ise onun durumunu anlayarak biraz daha çırpınmış ama kolunu mengene gibi saran ellerden kurtulamamıştı.

"Bıraksana be adam. Geldin yapıştın koluma. Bir sal beni."

Kaşlarını çatıp yanında duran kumrala baktığında içinde bir şeylerin hareketlendiğini duyumsasa da bozuntuya vermemiş ve bir kez daha çırpınmıştı.

Korkut –bu Selim'i tutan beyefendi oluyor- elinin altında çırpınıp duran adamı kuzeninin de sözleri ile rahat bıraktığında gözlerini ondan ayırmıyordu. Neden bilmese de sanki ona bakmalıymış gibi hissediyordu.

Dağhan ise daha biraz önce kolları arasına düşen şimdi ise Korkut gibi birine cüssesine bakmadan kafa tutmaya çalışan ufaklığa bakıp sakince ellerini ceplerine sokmuştu.

Çocuk tavşan gibi oradan oraya hareket edip mırıl mırıl konuşurken saniyeler içinde ilgi çeken mavi saçlarına, üzerine tam oturan siyah takımına ve daha birçok özelliğe dikkat etmişti.

İki kuzen normalde bu alandan uzaklaşmak isterken bir anda karşılaştıkları bu durumda tehlike mi var yoksa sadece rastlantı mı bunu düşünüyorlardı.

Selim bırakılmanın etkisiyle hızla Aşkın'ın yanına gidip onu hafifçe arkasına çekmiş, kendisi her ne kadar korksa da Aşkın'a kalkan olmuştu.

"Kimsiniz siz? Hangi davetlinin yakınısınız?"

Dağhan'ın kuru ve tok sesiyle Aşkın kafasını hafifçe Selim'in arkasından çıkartıp elleriyle de sırtından tutunduğunda ilgi dolu gözlerle Dağhan'a bakıyordu.

Onun gibi birini ilk kez görmüştü ve Aşkın'a göre Adam'ın tanımı tam olarak buydu.

Hayallerini süsleyecek bir adam olsa o şu an karşısındaki bedenden başkası olamazdı.

Bu sırada mavi gözleri Dağhan'ın ela gözleriyle buluşmuştu. Anında utanıp yeniden kafasını Selim'in sırtına doğru kaydırdığında Dağhan sıkıldığını belirterek derin bir nefes almıştı.

"Kimin yakınıysak yakınıyız işte. Size çarptığı için arkadaşım adına özür dilerim. İyi geceler."

Selim'in amacı Aşkın'ı da alıp kasvetli ve gerici olmaya başlayan bu ortamdan uzaklaşmakken Korkut'un devreye girip "Daha durun bakalım." Demesiyle gözlerini yummuştu.

Gecenin zor geçeceğini anlamışken tek dileği en azından Aşkın'ı düzgünce buradan çıkartmaktı.

***
12.06.2021

Zeyrek (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin