---TAMAMLANDI---Mafya hikayesidir.
İki yakın arkadaş ve karşılarında şehri diz çöktüren iki kuzen...
Eşcinsel konulu bir hikayedir, bunu bilerek başlamınızı isterim.
Homofobikler ve aşağılayıcı yorum yapanlar engellenecektir.
+18 içerikler, smut ve...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aradan üç gün geçmişti. Ahmet resmen izini kaybettirmişken Selim sürekli darp ediliyor, uyumasına izin verilmediği için de psikolojik olarak çöküşe zorlanıyordu. Yine de aklında Aşkın, Korkut ve Dağhan'ın gelmesiyle dayanmaya çalışıyordu.
Biliyordu, onu burada bırakmazlardı.
Aşkın ise tamamen yemeden içmeden kesilmiş sürekli Dağhan'ın peşinde dolanan birisi olmuştu. Korkut'a yaklaşamıyordu çünkü o resmen barut fıçısı gibiydi. Aşkın'da zaten minicik bir yüreği varken Korkut'un yanına gerekmedikçe yaklaşmıyordu.
"Senin için sosis kızarttılar, hadi bunu bari yemeye çalış."
Dağhan koluna sarılmış öylece etrafa bakınan mavi saçlı çocuğa baktığında onun omzunu kaldırıp indirmesini görünce sinirle gözlerini kapatmıştı.
"Aşkın. Üç gündür adam akıllı bir şey yemedin. Serumla beslenmek istemiyorsan o sosisleri ye."
Sert bir şekilde konuşmasıyla Aşkın geri çekilip hiç suratına bile bakmadan masaya oturduğunda salona giren korkut ikiliye şöyle bir bakmış ardından da gözlerini Dağhan'da durdurmuştu.
"Evdeki sıçan kimse bulmamız lazım. Sürekli bizden bir adım ilerde olması ciddi anlamda sinirimi bozuyor."
Doğruydu. Ne zaman elle tutulur bir bilgi elde etseler bir şekilde haber Ahmet'e ulaşıyordu ve ellerinden kaçırıyorlardı. Çeşitli aldatmacalar uyguladılarsa da işe yaramamış ve hâlâ evdeki o köstebeği bulamamışlardı.
Aşkın Dağhan'ın kızmasının üzerine masada oturup sosislerden isteksiz bir şekilde yerken masanın üzerinde duran ve Selim'in gitmesinden sonra alınan telefonu çaldığında şaşkınca ekrana bakmıştı.
Yabancı bir numara olmasının getirdiği gerginlikle telefonu yanıtladığında Korkut ve Dağhan'ın gözü onun üzerindeydi.
"Efendim?"
Gerekmedikçe konuşmadığı için sesi fazla kısık ve pürüzlü çıkarken kulağına bir kahkaha dolduğunda kaşları istemsizce çatılmıştı.
"Merhaba Sincap."
Aşkın duyduğu tok sesle birlikte anında korkut'a baktığında genç adam hızla ona ilerlemiş ve telefonu alarak kulağına dayamıştı.
"Ahmet, sikeceğim seni Ahmet. Dokunma o çocuğa sakın!"
Korkut cidden sert bir şekilde evin içinde bağırdığında Aşkın kendisine kızılmamasına rağmen yerinde küçücük olmuştu.
"Ben sincapla konuşmak istiyorum, yoksa telefonu kapatacağım. Üç saniyen var."
Ahmet'in fazlasıyla keyifli konuşmasıyla Korkut sinirle gözlerini kapattığında telefonu kulağından çekip hoparlöre vermişti.
