---TAMAMLANDI---Mafya hikayesidir.
İki yakın arkadaş ve karşılarında şehri diz çöktüren iki kuzen...
Eşcinsel konulu bir hikayedir, bunu bilerek başlamınızı isterim.
Homofobikler ve aşağılayıcı yorum yapanlar engellenecektir.
+18 içerikler, smut ve...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hayvanlara karşı Aşkın jfkdsfhskfhs
Kahvaltının sonunda aniden gelen haberle Dağhan ve Korkut evden çıkarken, korumalara iki arkadaşı evlerine bırakmalarını tembihlemişlerdi. Her şey sorunsuz bir şekilde ilerlemiş ve sonunda eve ulaşan iki arkadaş ise kanepede oturup uzunca süre dedikodu yapmışlardı.
Çok çabuk uykuya dalan – yorgunluğa asla dayanamayan- , Korkunca fazlasıyla itaatkar olan ve hayvanları çok sevdiği için dışarıyı umursamadan çocuklaşabilen Aşkın için fazlasıyla zorlayıcı bir deneyim olmuştu bu.
Bir kere o böyle kasıntı şeyleri sevmezdi ki!
O her şey sevgi dolu olsun istiyordu. Dünya'nın ona göstermediği sevgiyi o herkese ve her şeye göstermek istiyordu.
Sevginin her şeyi düzeltebileceğine inancı tamdı.
Selim için işler pek öyle değildi. O hâlâ içinde Korkut'a söyleyemediği kelimeleri düşünüp delirmekle meşguldü.
"Ay ne kokoşluklar gördü bu gözlerim ama o davettekileri asla unutamıyorum Seliiim."
Aradan geçen bir haftaya rağmen bu muhabbet de asla eskimemişti.
Ne zaman ders çalışmak için masaya otursalar bir süre sonra sıkılan Aşkın, hemen o düğünü öne sürüp kadınların ve adamların kokoşluklarından muhabbet açıyor ardından da akıllarına gelen kargalı adamlarla günü kapatıyorlardı.
Hem o gün Aşkın "Neyin başı?" derken yanlış anlaşılmıştı ki! Onun asıl sormak istediği ne kadar nüfuzlu olduklarıydı. Buna göre korkacak ve adamlara öyle davranacaktı. Fakat arkadaşı sağ olsun tüm olayı bozmuştu.
Neyse ki geçmişte kalmıştı da artık umursamıyordu.
"Balım, senin dersin yok mu?"
Selim çalışması gereken sınavı olduğu için bir nevi Aşkın'ı başından atmaya çalışırken bundan bir haber olan Aşkın bir an durmuş ardından gözlerini iri iri açmıştı.
"Hiiih! Geç kalıyorum, geç!"
Apar topar salondan çıkıp kendi odasına doğru koşturan gencin arkasından büyük bir rahatlamaya bakan Selim hareketlerini anında düzeltmişti. Eğer Aşkın'a yakalanırsa başına gelecek olanları bildiği için ise hemen önündeki kağıtlara dönmüştü.
"Ben bugün Oktay hoca ile kalabilirim! Birkaç hayvana bakmamız gerekmiş!"
Odasından salona doğru bağıran arkadaşını 'Tamam.' Diyerek onaylayan Selim derin bir nefes alıp önündeki notlara odaklandığında dakikalar içinde evden çıkan minik adımları duymuş ama tepki vermemişti.
***
"Ders notlarınız fazlasıyla iyi. Okulda eğitmen olarak kalmayı düşünüyor musunuz?"
Okulda en sevilen profesörlerden birisi olan Oktay hocanın arabasında ilerleyen Aşkın ve bir diğer arkadaşı kısa bir an düşünmüşlerdi.
"Ben mesleğimi yapmak istiyorum hocam."
Aşkın'a bakan birisi bile hayvanlara büyük bir aşk beslediğini anlayabilirken diğer çocuk okulda kalmayı düşünebileceğine dair fikirler üretmiş ve muhabbeti biraz koyulaştırmıştı.
Ders bitiminde Oktay hoca bu iki en başarılı öğrencisini alarak sahaya çıkmak istemişti. Aslında daha çok ucundan kıyısından bir şeyleri deneyimleyerek öğrenmelerini istiyordu. Sırasıyla tüm öğrencilerine bunu yapacak olsa da başlangıcı bu iki öğrenciyle yapmıştı.
Bir süre sonra araba gelmeleri gereken malikaneye gelip dururken Aşkın ve diğer çocuk ilgiyle dışarıya bakıyordu. Aşkın'ın aklına ise daha bir hafta önce yaşadıkları olaylar gelirken kafasını iki yana sallayıp kendine gelmeye çalışmıştı.
Kırk yılda bir gelen bir olaydı ve onlara çatmıştı. Fakat geçmişte de kalmıştı. Uzatmanın anlamı yoktu işte.
Geldikleri evin neresi olduğundan habersiz arkadaşı ve hocasıyla içeriye giren Aşkın kimseye bakmadan hocasını takip ederken kaderin onlar için ördüğü tuzaklardan bihaberdi.
***
Geldikleri evde büyük bir hayvan alanı olduğunu görmesiyle Aşkın tüm huzursuzluğunu unuturken ayaklarına dolanan bir yavru köpekle deli gibi oynuyordu. Tabii öncelikle hayvanların bakımları ve sağlık kontrolleri yapılmıştı. Şimdi hocası büyük bir atın son kontrolünü yaparken Aşkın hafif bir kaçamak yapabileceğini düşünmüştü.
Bu sırada kulağına dolan deklanşör sesiyle kafasını kaldırdığında bir adamın ona doğru telefon tuttuğunu görmüş ama anında hareketlenen adamla çok fazla olayı anlamlandıramamıştı.
Belki de onun fotoğrafını çekmemişti? Çevrede birçok çiçek, hayvan vardı. İlla kendisine yormak zorunda değildi ki.
"Tamamdır arkadaşlar, artık gidebiliriz."
Oktay hocanın sesiyle aşkın kucağında oynadığı köpeği son kez sevip ayağa kalkmış ve içten bir şekilde hayvana gülümsemişti.
Gün sonunda bu kadar eğleneceğini tahmin edemezken hem hayvan sağlığını kontrol ederken büyük bir deneyim yaşamış olmuştu hem de eğlenmişti.
Geldikleri gibi hocasının arabasına doluşup evlere dağıldıklarında ise yorgunca apartmana girip evlerinin olduğu kata çıkmıştı.
Cebinden çıkarttığı anahtarla eve girdiğinde ise karanlığın onu karşılamasıyla kaşlarını çatmıştı.
"Selim?"
Karanlık koridorda bağırmasına karşılık alamazken ışığı açarak salona doğru ilerlemiş ama gördüğü son şey ileriye doğru attığı adımlar olmuştu.
Ağzına tutulan bezle çabalasa da işe yaramazken gözlerini kapatmıştı.
*** Hikayelerime bakıp şans verdiğiniz, çevrenize önerip desteklediğiniz için çok teşekkür ederim bebeklerim! 💞🐇