Ağlak Aşkın dkfslfkjsld
Keyifli okumalar dilerim ~~
Aşkın artık dayanamayıp yere oturduğu kapı kenarında elini çenesine dayamış beklerken kapının açılması ve içeriye Dağhan'ın gelmesiyle hemen ayaklanmıştı.
Dağhan minik bir tavşana benzettiği çocuğu o halde görmesiyle gülse mi kızsa mı bilemezken arkadaşının ve kuzeninin durumunu hatırlayarak kendin gelmişti.
"Selim'im nerede? Korkut da yok. İyi mi herkes?!""
Büyük mavi gözleri ile sürekli etrafa bakınan Aşkın, Dağhan'ın kolundan tutmasıyla sustuğunda kötü bir şeylerin olduğunu anlamış ve hemen ağlama moduna girmişti.
"Bir şey oldu değil mi?"
Hıçkırmaya başlamadan hemen önce söylenmesiyle Dağhan mavi saçları okşadığında artık konuşması gerektiğini biliyordu.
"İyiler... İyiler ama birkaç aksilik söz konusu ve-"
"Ve?!"
Aşkın duydukları ile telaşlanırken hızla Dağhan'ın sözünü kesmişti. Normalde olsa Dağhan bu duruma sinirlenir ve kızardı fakat karşısında kırmızı, ıslak gözlerle kendisine bakan maviş çocuğa kızmak aklının ucundan bile geçmiyordu.
"Ve hastanede kalmaları gerekiyor. Seninle arada görmeye gidebiliriz."
Aşkın duyduklarını kafasını sallayarak reddederken karşısında kaşlarını çatmış duran Dağhan'ın koluna parmaklarını sarmıştı.
"Ben refakatçi kalırım. Hadi hemen hastaneye gidelim!"
Hızlı hızlı konuşmasına karşı Dağhan iç çektiğinde Aşkın'ın kendisine bakmasını sağlamış ardından da tek tek konuşmaya özen göstermişti. Çünkü karşısındaki çocuğun şu an fazlasıyla panik halde olduğunu görebiliyordu.
"Korkut, Selim'i kurtarırken vuruldu. Bacağı biraz sıkıntılı ve ikisi birlikte aynı odadalar. Merak etme ikisi de ayaklanabilir durumdalar fakat bir süre gözetim altında durmaları lazım. O yüzden seninle ben sadece görüşe gidecek sonra da eve gelerek dinleneceğiz."
Aşkın Korkut'un vurulduğunu duymasıyla bile içi giderken aklına Ahmet'in gelmesiyle hızla kaşlarını çatmıştı.
"Nerede o pislik herif?! Hem Selim'imi yaralamış hem de Korkut'u! "
Dağhan karşısında minicik duran, 'Bö.' Deseniz kaçmaya başlayacak çocuğun bir anda aslan kesilmesiyle eğlenirken Ahmet'in şu an deponun birinde Korkut'la karşılaşmayı beklediğini Aşkın'a tabii ki söylemeyecekti.
Çünkü kendisi onun yanından geliyordu ve şimdiden hatırı sayılır yaralara sahipti.
"Sen boş ver onu. Hadi, hastaneye gidelim."
Aşkın uslu uslu Dağhan'ı onaylayıp hızla dışarı çıktığında kapının önünde duran raca binerek hemen kemerini bağlamıştı. Saniyeler içinde yanına binen Dağhan'da kemerini takarak yola koyulduğunda Aşkın oldukça tedirgindi.
***
"Bacağını biraz daha düzeltsene, uyuşmuyor mu?"
Selim yattığı yerden yan tarafında duran Korkut'a söylendiği anda kaburgalarının tenine batmasıyla hafif yüzünü buruşturmuştu.
Doktorların dediğine göre sandığının aksine kırık yoktu fakat ciddi zarar gördüğü için bir hafta boyunca hastanede kalması öneriliyordu. Tabii Korkut da bacağından vurulduğu ve yürümek için kendini zorlamasından dolayı biraz kası zedelenmişti.
Aslında istese hastaneden çıkabilirdi ama doktorlarla ve Dağhan'la konuşarak Selim'le aynı odada hem refakatçi hem de hasta olarak kalmayı tercih etmişti. Dağhan başta bunu reddetse de kuzeninin inatçı olduğunu bildiği için çok fazla zorlamak istememişti.
"Sen beni düşüneceğine yemeğini ye. Çorban soğudu."
Selim önündeki çorbaya bakıp suratını ekşitirken Korkut'un tabağındaki köfteyi görerek hafifçe yutkunmuştu. Köfte güzeldi ama çorbayı gram sevmemişti.
"Sevmedim ben onu."
Korkut bunu zaten biliyordu. Çocuğun çorbaya bakıp suratını buruşturması bile sevmediğinin bir kanıtı niteliğindeydi. Ve fark ettiği bir şey daha vardı...
Korkut hiçbir şey söylemeden zaten aralarında pek bir mesafe olmayan yatağa eğilerek çorbayı aldığında Selim sadece ona bakıyordu.
Çorbayı kendi önüne koyduktan sonra önündeki köfte dolu tabağı da Selim'in önüne koyduğunda Selim şaşkınca gözlerini irileştirmişti.
"Dünya'nın sonu geliyor. Tövbeler olsun Allah'ım!"
Korkut bu tepkiye gözlerini devirirken Selim önündeki köftelere şaşkın şaşkın bakmayı sürdürüyordu.
"Bakma aval aval, he hadi." Diyerek önündeki çorbadan yemeye başlayan Korkut'la Selim çatalı eline aldığında beklemeden yemeğine başlamıştı. Korkut'a etmesi gereken bir teşekkürü olduğunun farkındaydı ama şu durumda o kadar bol kavga edip duruyorlardı ki teşekküre asla zaman olmamıştı.
"Seliiiiimmm!"
Bir anda odaya dalan mavi saçlı çocukla Selim irkildiğinde Aşkın gördüğü arkadaşı ile ellerini ağzına kapatmıştı.
"Ay elleri kırılsın şu tipe bak! Dozerle mi ezdiler seni, bu ne hal?!Ay Allah'ım!"
Gibi cümlelerle arkadaşına ilerlerken bu sefer gözleri Korkut'a kaydığında hemen adımlarını Korkut'a doğru yöneltmişti.
"Hiih! Korkut bile çökmüş şuna bak!-"
"abartma." Diyen Korkut yerinde kıpırdandığında Aşkın'ın yanına gelip bacağına varla yok arası dokunmasıyla Aşkın'ı incelemişti. Bacağına baktıktan sonra bir anda Korkut'a sarılan Aşkın herkesi şaşırtırken Korkut emin olamasa da ellerini çocuğun beline sarmış ve arkada duran Selim ve Dağhan'a şaşkınca bakmıştı.
"Teşekkür ederim Korkut! Selim'i sen çıkartmışsın. Çok teşekkür ederim! Eve gelince sana puding yapacağım söz!"
Diyerek ağlamaya başlayan Aşkın'la Selim gülmeye başladığında puding olayını bilmeyen iki kuzen Selim'e odaklanmıştı.
Gerçek ise şuydu ki Aşkın mutfağa girmeyi sevmezdi. Pudingi ise gerçekten önemli olaylar için yapardı. Geri kalan zamanlarda her zaman sevimlilik yaparak Selim'in yapmasını sağlardı.
Bu hareketi bile bu iki adama karşı duyduğu teşekkür etme isteğini belli ederken Aşkın bıdı bıdı konuşarak Korkut'tan ayrılmış bu sefer de Selim'in yanına giderek ona sataşmıştı.
Sonraki iki saat boyunca odada Aşkın'ın sesi çınlarken yeniden gördüğü arkadaşı için oldukça mutluydu.
****
Aşkın ve Dağhhan ikilisi için neler yazacağımı planlamam lazım. Korkut ve Selim ikilisi kendini yazdırıyor da Aşkın'ın minnoşluğu olunca bazen düşünmem gerekebiliyor...
26.07.2021
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zeyrek (bxb)
Teen Fiction---TAMAMLANDI---Mafya hikayesidir. İki yakın arkadaş ve karşılarında şehri diz çöktüren iki kuzen... Eşcinsel konulu bir hikayedir, bunu bilerek başlamınızı isterim. Homofobikler ve aşağılayıcı yorum yapanlar engellenecektir. +18 içerikler, smut ve...