1.8

19.4K 1.6K 298
                                    

Aşkın bir dakika olsun Dağhan'dan ayrılmadığı için herkes sakince beklemeye başladığında odada Aşkın'ın iç çekişleri duyuluyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Aşkın bir dakika olsun Dağhan'dan ayrılmadığı için herkes sakince beklemeye başladığında odada Aşkın'ın iç çekişleri duyuluyordu. Dağhan ise kucağındaki ufaklığın sırtını okşayıp sadece sakinleşmesini bekliyordu.

"Benimle gel."

Selim, Korkut'un sesini duymasıyla gözlerini Aşkın'ın üzerinden çektiğinde odadan çıkıp giden adamın arkasından bakmıştı. Sonunda iç çekip son kez arkadaşının iyi olduğuna karar verdiğinde Korkut'un ardından o da odayı terk etmişti.

Odadan çıkar çıkmaz salonda oturmuş ve geriye yaslanarak bacak bacak üstüne atmış Korkut'u gördüğünde duruşundan etkilense bile belli etmemeye çalışarak yanına ilerlemişti.

"Neden çağırdın beni?"

Asabi çıkan sesine karşılık Korkut onu dikkatle incelediğinde Selim biraz gerilmişti.

"Aşkın'a bakışını gördüm."

Korkut'un sözleri Selim'in kaşlarının çatılmasına sebep olduğunda onun ne demek istediğini anlamıyordu.

"Pardon?"

Aldığı karşılıkla Korkut hafifçe tebessüm ettiğinde bu zevkten ya da mutluluktan tamamen uzak bir tebessümdü.

"Aşkın için her şeyi yapacağın ortada. Aranızdaki bağ cidden kuvvetli ama dikkat et Selim."

Korkut'un bakışları kararırken hafifçe oturduğu yerden de doğrulmuştu.

"Ahmet'in şakası yoktur. Sizi çekmek ve bizim üzerimizde söz sahibi olmak için her şeyi yapabilir. Gözlerinde gördüğüm alev ise kullanılmaya çok elverişli."

Selim2in vücudu buz keserken Korkut sadece Selim'e bakmış ardından da ayaklanarak merdivenlere ilerlemişti.

"Neyse ki zeki birisi olduğunu düşünüyorum."

Son sözleri bu olurken Selim'i oracıkta bırakıp salondan çıkmıştı. Selim ise kanında kaynayan hırs ve kulaklarında Korkut'un sözleriyle öylece kalakalmıştı.

***

"Şşş, artık titreme. Korkmanı gerektiren bir şey yok, iyisin."

Dağhan ne kadar zaman geçerse geçsin kucağında titreyen Aşkın'ın saçlarını ve sırtını okşarken kurduğu cümleyle Aşkın hafifçe geri çekilmişti.

Ağlamaktan kızarmış gözleri ile Dağhan'ın ela gözlerine baktığında hafifçe hıçkırmıştı.

"Ama çok gerçekçiydi."

Aşkın'ın sözleri ile Dağhan hafifçe tebessüm ettiğinde kucağındaki tavşanla birlikte yatakta geriye doğru yatıp Aşkın'ı kendisine biraz daha çekmişti. Zaten Aşkın korktuğu için Dağhan kendisine çekmese bile o adama sarılırdı.

"Ben buradayım, herkes burada ve sana bir şey olmasına izin vermeyiz. Biraz daha dinlen, gözlerin kötü durumda."

Dağhan çocuğun rüyasında hayvanları gördüğünden habersiz onu sakinleştirmeye çalışırken bir yandan da heyecanlıydı. Çünkü eğer Aşkın çığlık çığlığa uyanmamış olsa sorunsuz bir şekilde kendisi de uykuya dalmış olacaktı. Hem de uzun süre sonra ilk defa olacaktı bu... Klişeydi belki ama bu Aşkın'ı daha ilginç yapan bir özellik olmuştu.

Dağhan kollarının arasındaki Aşkın'la yeniden uykuya dalarken Selim ikinci kez gelen mesajı okumuş ve evden çıkmıştı.

Karar vermişti ve dönmeyecekti. Bu mafyaların oyununda arada kalmaya hiç niyeti yoktu.

Telefona gelen mesajda adres yazılı olurken Selim sessizce evden çıkıp korumalara eve gidip Aşkın ve kendisi için unuttuğu birkaç eşya olduğunu ve özel oldukları için kendisinin gitmesi gerektiği yalanını uydurmuştu.

Korumalar ise zaten görmeye alıştıkları bu adamın yalan söyleyeceğine inanmadıkları için sorgusuz sualsiz onu merkeze götürmüşlerdi. Tanıdık mahalleye girmeleriyle Selim arabadan inip apartmana girdiğinde korumalara burada beklemelerini söyleyip içeriye girmişti.

Yangın merdivenine yönelip arka taraftan çıktığında ise derin bir nefes alıp mesajı yeniden okumuştu.

Aslında uzak olmayan bir yerdi, amacı oraya gidip adamlarla konuşmak ardından da yanlış anlaşılmayı düzelterek Aşkın'la birlikte yeniden sakin yaşamlarına dönmekti.

Unuttuğu şey artık mafya savaşı haline gelmiş olan olaydı.

Adrese doğru koşa koşa ilerledikten sonra bir anda yanında duran siyah araca çekildiğinde kendini savunacak ya da hareket edecek zamanı bile olmamıştı. En son gördüğü şey sakallı ve iri bir adamın sırıtması olurken suratına, çenesine doğru yediği yumrukla görüşü bulanıklaşmış ve kendisini karanlığa teslim etmişti.

Artık bu savaşta ilk kan dökülmüştü.

***

Alın size kaos. :)

11.7.2021





Zeyrek (bxb)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin