---TAMAMLANDI---Mafya hikayesidir.
İki yakın arkadaş ve karşılarında şehri diz çöktüren iki kuzen...
Eşcinsel konulu bir hikayedir, bunu bilerek başlamınızı isterim.
Homofobikler ve aşağılayıcı yorum yapanlar engellenecektir.
+18 içerikler, smut ve...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Selim gözlerini açtığı andan itibaren kendisine sıkıca sarılmış kolları hissederken istemsizce gülümsemişti.
Geçirdikleri günü hatırlıyordu, sevdiği adama karşı açık olarak korkularından bahsetmekle kötü yaptığını düşünmüyordu. Hatta tam tersi rahatlamıştı da.
"Birileri uyanmış."
Kulağının arkasından gelen boğuk sesle hafifçe hareketlenerek arkasına dönen Selim karşısında hayranı olduğu gözleri görürken elinin birisini kaldırıp Korkut'un omzuna atmıştı.
"Günaydın."
Saf, düz bir sesle mırıldanması Korkut'un içini ısıtırken Selim'e yaklaşarak dudağına minik bir öpücük bırakması ikilinin de iç çekmesine neden olmuştu.
Evet, Korkut'un planları vardı ama ilk günden de çocuğun üzerine atlamış olmak istemiyordu. Sevgilisi dün ona gelerek korkularını ve onun hakkındaki endişelerini dile getirmişken her şeyi aceleye getirir gibi olmamak için elinden geleni yapacaktı.
"Bugünü kendimize ayıralım mı?"
Korkut'un bu ılımlı halleri Selim'i şaşırtsa da bir yandan hoşuna gitmişti.
"Olur, ne yapacağız ki?"
Selim omuz silkerek sevgilisine bakarken Korkut kolları arasında duran çocuğu biraz daha sıkıştırarak kendisine çekmiş ve alnından öperek gözlerini kapatmıştı.
"Sen ne istersen onu yaparız ama önce biraz daha böyle kalalım."
Selim bu sözlerle birlikte tebessüm ederek Korkut'a yaklaşıp kafasını göğsüne koyduğunda derin bir nefes almıştı.
Her ne kadar kaba birisi olsa da bu adamı seviyordu, ilk baştaki hallerini düşününce durumları trajikomik dursa da olaylar hiç beklenmedik bir yönde ilerlemişti bir kere.
Şimdi hem kendisi hem de en yakın arkadaşı bu iki kuzene fena yanık durumdaydı.
İkili birkaç saat kadar daha yatakta birbirlerine sarılıp öperek zaman geçirdikten sonra artık kalkma vaktinin geldiğini düşünerek yataktan çıktıklarında yüzlerinde huzurlu birer ifade vardı.
Onlar kahvaltı için birbirlerini yerken diğer tarafta Aşkın elinde tuttuğu tavşanını sevmekle meşguldü.
"Tavşo! Sence Dağhan için ne yemek yapalım?"
Aşkın'ın elindeki tavşan burnunu kıpırdatmaktan başka bir şey yapmazken maviş çocuk elleri arasındaki tavşanı yavaşça yere bırakıp mutfağa doğru adımlamıştı.
Evin etrafında dolaşan korumalara alışmış olduğu için rahatça mutfak kapısından geçerken artık bahçede değil, evin içindeydi.
Dağhan sabah uyanır uyanmaz duşa girmek istediği için Aşkın yatakta kalmak istememişti. Sıkılmaktansa Tavşo ile oynamak ona daha cazip gelirken pıtı pıtı aşağıya inip bahçeye geçmişti.