---TAMAMLANDI---Mafya hikayesidir.
İki yakın arkadaş ve karşılarında şehri diz çöktüren iki kuzen...
Eşcinsel konulu bir hikayedir, bunu bilerek başlamınızı isterim.
Homofobikler ve aşağılayıcı yorum yapanlar engellenecektir.
+18 içerikler, smut ve...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🐾🐾🐾🐾🐾🐾🐾
"Biraz daha katsana Aşkın."
Selim'in söylenmeleriyle birlikte Aşkın kısa bir an dururken neyi katacağını düşünmüş ardından elleri arasındaki şişeyi fark etmişti.
"Heaa." Gibi sesler çıkartıp gülerek bardağı doldururken Korkut onun bu haline gülmüş Daüğhan ise ters ters bakmıştı.
İki adam da sevgililerinin hallerine bir şey söyleyemiyorlardı çünkü içmeden önce söylenmeyeceklerine ve durdurmayacaklarına dair söz vermişlerdi.
İnanın o sözü nasıl verdiler kendileri bile anlamamıştı. Dağhan, Aşkın'ın ağzına doğru inleyip boşalırken, Korkut ise menilerini Selim'in ağzına boşaltırken bir şeyler gevelemişlerdi işte. Sonucun bu olacağını bilememişlerdi.
Sonunda bardakları yeniden dolduran Aşkın kendi bardağını alıp hızlıca Dağhan'a sokulurken bahçede hoplayan Tavşo'ya bakarak elini uzatmıştı.
"Tavşo ailesiyle gelmiş! Hem de dört taneler bak Dağhan."
Dağhan çocuğun gösterdiği yere bakmasıyla iki tavşan görürken kafasını kendisine gelmek için sallamıştı.
Herkesin kafası iyiydi şu an.
"Salak, orada üç tavşan var."
Selim'in lafa girmesiyle birlikte Aşkın dururken karşısında oradan oraya hoplayan dört tavşan görmese arkadaşına inanabilirdi.
"Dört tane işte!"
Eliyle teker teker işaret edip sesli sesli sayarken Selim'in ona salak demesini duymamış gibiydi.
"Sizin kafalarınız güzelleşmiş, orada iki tane var."
Korkut Selim'in boynundan öperek ters bir tonlama ile konuştuğunda Dağhan gülmüştü. Tabii ki iki tane vardı.
Dört kafadar kısa süre içinde Tavşo'yu kendi haline bırakırken Aşkın açtığı kısık tonda şarkıyla birlikte hafif hafif dans ediyor, Selim ise Korkut'a yanaşıp duruyordu.
"Hadi yine havuza girelim. Hem ayılırız sonra daha çok içeriz."
Aşkın bir anda konuşarak tüm dikkatleri üzerine çekerken elleri çoktan tişörtüne gitmiş ve çıkartmıştı.
Dağhan bir anda karşısına serilen ve saatler önce çocuğun teninde kendisinin bıraktığı izlerle dolu vücudu görmesiyle kasılırken Selim gözlerini devirmişti.
Kafası yerinde olsa, Aşkın utanırdı ama şu an pek kendinde değildi.
Cevap beklemeden şıp şıp adımlarla havuza ilerleyen Aşkın'la birlikte Dağhan hızla son yudumunu içip tişörtünü çıkartmıştı.
"Beni bekle Aşkın."
Sert sesi dışardan biraz peltek şekilde duyulurken Aşkın geri dönüp gülümsemiş ve uslu uslu sevgilisini beklemişti.
Dağhan bitiyordu bu hallerine. Uslu uslu durması, kendisine masum masum bakması Dağhan'ı çok etkiliyordu.
Aşkın'ın yanına gelmesiyle onu kendisine çekip derin bir şekilde öptüğünde Aşkın hemen teslim olarak ağzını aralamış ve sıcak dilin diliyle temas etmesine izin vermişti.
Dağhan hırsla elinin altındaki kalçaları sıkıştırırken "Yedin çocuğumu yedin." Diyerek kendisini iten Selim yüzünden dengesini kaybetmişti.
Aşkın'ın minik çığlığı ve Dağhan'ın sıkıca çocuğa sarılmasıyla ikili suya düşerken kısa sürede yüzeye çıkmalarıyla birlikte Selim onları üstten üstten bakmıştı.
Aşkın bacaklarını Dağhan'ın beline sarmış gözlerini silerken Dağhan ellerini beline sardığı Aşkın'ın saçlarından öpmüştü.
"Korkut, seninki kıskanıyor kardeşim."
Dağhan bakışlarını hemen yan tarafta duran Korkut'a odaklayarak konuştuğunda Selim yandan yandan sevgilisine bakıyordu.
Kendisi de istiyordu öyle rahat rahat öpüşsünler! Ama işte, adamı bazen hödük olabiliyordu.
"Doyduğunu düşünmüştüm."
Sessiz bir şekilde mırıldanarak kendisine ilerleyen Korkut ve iması Selim'i heyecanlandırırken Dağhan ve Aşkın çoktan kendi alemlerine dalmışlardı.
"Bir dahaki sefere üstte ben olacağım."
Korkut'un dudaklarına bakarak konuşan Selim, adamı güldürürken Korkut sevgilisini sıkıca kendisine bastırmıştı.
"Bir süre sana doyacağımı sanmıyorum bebeğim. İçinde olmayı ve duvarlarının beni sarmasını çok seviyorum. Hem içine gelirken gözlerinin kayması-"
Bir anda suya itilen bedeni sayesinde Korkut'un cümlesi yarıda kalırken Selim, dengesi bozulsa da düşmeden durabilmişti.
"Sen kaşındın doktor." Diyerek kıyıya doğru gelmesi Selim'in bağırmasına neden olmuş olsa da bacağından tutulup suya çekilmesiyle inat etmeden suya atlamıştı.
Dörtlü suyun kendilerini biraz olsun ayıltmasıyla birlikte sohbetlerine devam ederken Aşkın, Korkut'u boğmaya çalışmış fakat kendisi su yutunca kuzu kuzu Dağhan'a sarılmıştı.
Selim alttan alttan kalçasını okşayan elle zor anlar yaşarken gecenin devamında kendisini odalarında bulmuştu. Vücudu kapıya yaslıyken ağzının içinde gezinen Korkut'a sıkıca sarılmış ve ateşin kendilerini ele geçirmesine izin vermişti.
O gece çokça içen, samimiyetle muhabbet eden dört beden mutluluğu birbirlerinde bulmuştu. Artık aileleri genişlemiş, hayatları değişmişti.
Herkes halinden çok memnundu.
*******
Çok içime sinmedi ama sözüm vardı ve sizleri bekletmek istemedim.😔
Bunlar artık böyle, tavşan gibi çiftleşip duruyorlar şdslfşdsfkdslş Yeniden Aşkın ve Selim'i yazmak güzeldi. 😚❤
