FİNAL

10.1K 305 59
                                    

"Seni seviyorum"dedi.

Daha önce demiş miydi bana? sanırım ilk
"Bende seni seviyorum."

Sabah uyanıp yattığım yeri toparlarken. Jaxon kahve yapmıştı.

Elime aldım hemen. Gece uyuyamadığım için uykusuzdum. Kahve belki uykumu açardı. Bir yudum alıcaktım ki bardak elimden kaydı. Kahvenin üstüme dökülmesiyle hemen doğruldum. Elimle kıyafeti yellendirdim. Kumaş tenime değdikçe sıcaklık yapışıyordu. Trevor gelip hemen tişörtümü tutup kafamdan çıkarıverdi.

"Yandın." Dedi telaşla. "Acıyor mu?"

"Hayır hemen kalktım ya şuan acımıyor."dedim.

Korkmuştum ama. Jaxon' a baktığımda elinde bardakla kalakalmiştı.

Hemen bırakıp su doldurdu.
"İyi misin."
Suyu içerken olumlu anlamda başımı salladım.

Jaxon yanıma oturup gözlerini karnıma doğru sabitledi ve:
"Bu iz..." Parmağıyla doğum lekeme dokundu. "Bu ne?"
"Doğum lekesi" dedim.

Neden bu kadar tuhafına gitmişti ki anlamadım. Çoğu insanda doğum lekesi olurdu.

Ağzı açık şaşkınlıkla ayağa kalktı. Trevor'a bakıp kafasına vurdu.

"Biri bana şaka olduğunu söylesin."

Neyden bahsediyordu. Niye şaşırmıştı bu kadar. Koltuğa oturdu. Kafasını iki elinin arasına koyup bir bana bir Trevor'a bakıyordu.

Jaxon tekrar ayağa kalktı. Ne olduğunu anlamaya çalışıyordum ama o kadar tuhaf davranıyordu ki. Delirmiş gibiydi.

Ve sonunda bu hareketlerinin nedenini belli eden o cümleyi kurdu.
"Çizdiğin kişi Skyler mıydı?"

Kalbim yakalanmışlığın verdiği korkuyla hızlı hızlı çarpmaya başladı.
"Jaxon..." Cümle kurmama bile izin vermemişti.

"Resimdeki doğum lekesiyle bu aynısı."

Bunca zaman yakalanmamak için çabalamıştık ama artık sonuna gelmiştik. Her şey ortaya çıkmıştı. Ne diyeceğimi nasıl savunacağımı bilemedim. Pes ettim.

Trevor;
"Özür dilerim."
"En başından beri her şeyini biliyordun. Hislerimi biliyordun. "
"Çizime onun geleceğini bilmiyordum. Geldiğinde öğrendim sonrasında da bu çizim işine sadece iş uğraş olarak baktığımı biliyorsun. Zararsızca bitirecektim. "

Üzgündü. Suçlu hissediyordu ve savunmaları bile affettirici hiçbir şey içermiyordu. Hata yapmıştık işte ortadaydı. Suçluyduk.

"Zararsızca mı? Öpüştünüz daha önce görmüştüm. Çizim nü ve eminim o öpüşme ne ilk ne de sondu. "
"Özür dilerim. Ne diyebilirim ki suçluyum. "

Sessizce onları dinliyordum. Ne söylesem boşa olacağı için ağzımı bile açmadım. Burda Jaxon'a asıl yanlışı yapan Trevor'dı. Ben sevgili değildim onunla hatta sürekli olmayacağımızı vurgulayan istemeyen kişiydim. Beni suçlayacak her hangi bir nedeni yoktu.

Bana baktığında sadece gözlerindeki kırgınlığı gördüm. Karşımda hayal kırıklığına uğramış seven bir erkek vardı.

Bir gün bu olayın ortaya çıkacağını tahmin ediyordum. Ama bu şekilde olacağı aklımın ucundan geçmezdi. Bu kadar basitçe. Hazırlıksız...

...

Eve geldiğimde kendimi mutsuz ve kötü hissediyordum. Trevor'la durumumuz ne olurdu bilmiyorum. Daha önce bu durumlar karşısında hep benden uzaklaşmıştı. Belki yine öyle olurdu.

Duşa girdim. Omuzları çökmüş, İçindeki mutsuzluk dışına vurmuş yıkık bir kız vardı aynada.

Yalnız hissediyordum. Çevremdeki herkes benden çok uzaklardaydı. Kopuktuk.

Masanın başına geçtim ve saçlarımı tararken önüne boş bir kağıt çıkardım. Aradan kaç saat geçmişti bilmiyorum kapının çalmasıyla yerimden sıçradım. Hava kararmak üzereydi ve önümde bir kayak merkezi çizimi vardı. Saatlerce taslak çıkarıp çizim yapmıştım. İçimdeki boşluğu mutsuzluğu düşünmemek için kafamı meşgul edecek güzel bir uğraştı.

Kapıyı açınca Trevor içeri girdi. Uzaklaşır diye düşünmüştüm ama şuan burda olması derin bir nefes vermemi sağladı.

"Neler oldu?"
Koltuğa oturdu. Yanıma gelip oturmam icin işaret edip koltuğa vurdu.

Kötü bir konuşma olacakmış gibi hissettim. Gidip yanına oturunca konuştu.
"Hiçbir şey olmadı. Konuşmadık bir daha. "
"Yazmadın mı?"
"Şuan beni mantıklı dinleyeceğini sanmıyorum. Sinirli."

"Özür dilerim. "
Elini yanağıma koyup konuştu.
"Sen neden özür diliyorsun."
"Benim yüzümden oldu."
"Aslında evet."
Bunu demesini beklemiyordum. Şuan aglayabilirdim işte. Konuşmaya devam etti.
"Yüzün çok güzel ve ben etkilenmeden edemedim."

Gülümsedim. Mutsuzluğum bir nebze olsun azaldı. Hala benden gitmemişti.

Beni kolumdan tutup kendine doğru çekti. Bacağımı üstünden atıp kucağına oturdum. Yüzüm ona dönüktü. Bana doğru yaklaşmasıyla hemen benden onu öptüm.

Artık tedirgin olup yakalanma korkusu yaşayacağımız kimse kalmamıştı. Herkes her şeyi bilebilirdi.

Kalçamdaki ellerini beni kendine bastırınca daha da ileri şeyler olacağını anladım. Üstünde bende ona sürtünürken öpüşme daha da sert bir hale dönmüştü. Belimden tutup beni koltuğa sırt üstü yatırdı.

Kıyafetleri hızlıca çıkarıp yattığım yerden saçlarımı geriye doğru atarken ne ara yüzünü bacaklarım arasına gömmüştü anlamadım. Zevkle inleyince dilinin derinliklere ulaştığını anladım. Sıcak nefesi oranın daha da gevşemesini sağlarken dili hassas bir noktaya değince kasılıyordu. Bu ikilem o kadar zevk veriyordu ki inlememin durması için dudağımı ısırdım. Aşağıya doğru kafamı kaldırıp ne yaptığına baktığımda göz göze geldik ve elleri iki göğsümü buldu.

Artık daha fazlasını istiyordum. Kafamı geriye doğru yatırıp gözlerim kapalıyken konuştum.
" Dayanamıyorum bitir artık."
Normalde bolsa hayatta bu tarz bir cümle kuramazdim ama o anda o zevkle mantıkla değil hormonla hareket ediyordum işte.

Hemen sonra eliyle sıvazladı ve uzvu içime doğru bir yol aldı. Kesinlikle doygunluk vericek bir yeterlilikteydi. İçimdeki her hareketi beni daha da şekilden şekle sokuyordu. Hırsla üstümde gözlerimin içine bakarken hiç durmadan konuştu.
"Sana deli gibi aşığım."

Şuan ikimizde hormonlar sayesinde yükselmiştik. Dünyada ilimizden başka kimse yoktu ve birbirimize aşıktık sanki.
Aşık mıydık gerçekten?

Kolundan tutup onu kendime doğru çektim ve bu sefer ben onun üstündeydim.

Yaklaştığım için yorulsamda olabildiğince hızlı olmaya çalıştım. Arkama doğru baktığımda kaç kere vurduğunu saymadıgım kalçam kıpkırmızıydı.

"Boşalıcam."dedi.
"Bende"dedim sadece ama sanırım o içime olmasını isteyip istemediğimi sormak istemişti. Bir öncekinde benden sonra gelmişti ama bu sefer aynı anda denk getirmiştik.

Kendimi yan tarafa doğru attım. O kadar yorulmuştum ki mayıştım. Kolumu kaldıracak halim kalmamıştı.

Sabah uyanınca yanımda Trevor vardı hala. Uyuyakalmıştık öylece. Üstüme bir şeyler giyip saate baktım. Geç kalmak üzereydik. Hemen Trevor'ı uyandırdım.

Yukarı çıkıp iş için giyindim. Trevor hala kalmamıştı. Aşağı inince tekrar uyandırdım ve o giyinirken yolda yiyecek bir şeyler hazırladım.

Arabaya binince eline sandviçi tutuşturdum.
"Güzel bir çift olduk sanki." Dedi bana gülümserken.

Hiçbir engelimiz yoktu. Saklanmamız gereken, kaçmamız gereken kimse yoktu. İlişkimizi istediğimiz gibi yaşayacaktık artık. Beni seviyordu, bende onu seviyordum.

      Evet kesinlikle güzel bir çift olmuştuk.

NÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin