15. BÖLÜM

29.7K 574 28
                                    

'Andrew'le yemeğe çıkmakta neyin nesi?'

       Karşılaşalı yarım saat olmuştu nerdeyse ki anca yazıyordu. Dayanamamıştı, gülümsedim kendi kendime.

'Senin o kızla takılman nasıl beni ilgilendirmiyorsa, Andrew'le olmam da seni ilgilendirmez.'

'Az önce Andrew'i bana mı savundun sen?'

Sinirlendirmiştim onu sanırım.

'Çizim konusu dışında bana yazmazsan sevinirim.'

'Yarın atölyeye gelirsen sevinirim'

     Cümlemi taklit edip bana kinayede bulunuyordu.

      Hem pişman olup yapamayacağım diyip evden çıkmıştı ve sonrasında beni görmezden gelmişti hemde şimdi beni biriyle görünce kendinde, bana  karışma hakkı görüyordu.

      Uyandığımda en azından bugün dersim olmadığı için mutluydum. Sabahtan işe gidecektim çıkınca da akşam atölyeye giderdim. Gece yine bana kalırdı.

     Günümü kabaca tasarlayıp evden çıktım. Gündüz ise gitmek kadar güzel bir şey yoktu. Aşırı sakin geçiyordu. Michael önüme yaptığı mükemmel yemeklerden birini koymuştu ve onu yerken Johanna ile sohbet ediyorduk.

      Telefonuma mesaj geldi. Abimdi.

'Güvendeyim,iyiyim. Merak etme.'

      Neden ısrarla nerede ne yaptığını söylemiyordu ki.

      İş çıkışı atölyeye gittim. Aşağıya inip koltuğun olduğu tarafa doğru ilerledim.
"Hoşgeldin" diyip plakları karıştırmaya başladı.

"Hoşbuldum."
Gergin bir ortam vardı sanki ya da bana öyle geliyordu.

       Kıyafetlerimi çıkarmaya başlayınca sandalyesine geçti ve ;
"Andrew'le barışmışsınız."

       Cümlesini söylemesiyle yüzüne dik dik bakıp cevap vermedim. Umursamaz tavırları gitmiş yine çevremde olup bitenle ilgilenmeye başlamıştı.

"Andrew'le olmam sorun olmaz diye düşünüyorum,yakın arkadaşın değil sonuçta."dedim.

"Ama yakın arkadaşımın ilgi duyduğu kızsın ve dostumun düşmanı düşmanımdır."

      Kıyafetlerimi tamamen çıkarıp koltuğa oturdum. Benden ses çıkmayınca devam etti.
"Yemekten erken kalktınız. Erken mi ayrıldınız yoksa gece daha yeni mi başlıyordu?"

"Andrew'i de mi sorun ediyorsun?"
İçimden hoşuma gidiyordu. Belki Jaxon için böyle şeyler söylüyordu ama yine de bu sözleri ondan duymak ruhumu okşuyordu.

"Evet." diyip tuvalin üstündeki örtüyü kaldırdı. Eline bir kalem aldığında ben konuştum. 

"Andrew konusunu seninle daha fazla konuşmak istemiyorum. Seni ilgilendirmeyen bir konu."

      Gözlerini kısarak bana baktı ve eliyle işaret edip;
"Burana ne olmuş?" Hemen sonra parmağını şıklattı aklına gelmiş gibi. İşaret ettiği yere baktığımda göğsümün çevresindeki morlukları gördüm.

"Dün gece Andrew mi yaptı? Ama yok hatırladım bunu ben yapmıştım. "

      Sandalyede arkasına yaslandı ve;
"Gördün mü beni ilgilendiriyor." dedi.

       Gerçekten dengesizdi. Ne istediğini anlamak çok zor. Hem o gece yapamayacağını söyleyip gidiyordu. Bir kaç gün sonra bir kızla geziyordu. Hemde beni Andrew'le görünce bunu sorun ediyordu.

NÜHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin