"O gün o evden çıktığıma bu kadar pişman olacağımı düşünmezdim."
Şuan istiyordu yani ve beni öyle bıraktığı için pişman. İçten içe hoşuma gitmişti ama o boyutta bir şey tekrarlamamakta kararlıydım.
"Bu arada"diyip göğsüme baktı. Bu haraketlyle örtüyü iyice göğüslerine çektim. "Biraz fazla morarmış sanırım ama acımıyordur diye düşünürüm."
O anı hatırlatmaya mı çalışıyordu. Yakınlaşmamız aklıma geldiği için yine heycanlanmıştım ve vücudumun ısındığını hissettim.
"Hayır." Dedim sadece. Kalkıp sandalyesine geri oturdu ve çizime devam etmek istediği için eliyle yatmamı işaret etti. Örtüyü üstümden atıp geri yattım.
"Çizim bittiğinde benden kurtulacaksın" dedi gülerek.
"Evet, sonunda."
"Bu kadar benden bıktığını bilmiyordum." Böyle alaylı konuşmak onu keyiflendiriyordu.Çizim işi bitince kıyafetlerimi giyerken resim ne boyuttaydı merak ediyordum. Uzun zamandır çiziyordu çünkü.
Giyinince yanına gidip tuvale yaklaşmamla üstünü örtmesi bir oldu. Yine bitmeden göstermek istemiyordu sanırım.
"Hala mı göstermiyorsun?"
"Ne bu merak?"dedi tuvalle arama geçerek.
"Bana benzettin mi merak ediyorum"Sesli bir şekilde güldü.
"Benzetmek mi ? Fotoğrafını çektim."O kadar iyi çizmiştı demek ki. Kurduğu cümlelerden az kaldığını çıkardım. Belki söylediği süreden daha erken bile bitirebilirdi.
Önceki gerginliğimiz yoktu sanki. Gülümseyebiliyorduk birbirimize.
Atölyeden çıkıp eve gittim. Elisa ile mesajlaştık. Mezuniyet balosu hakkında birkaç fikirler çıkmaya başlamış onları anlatmıştı.
Sabah uyanınca hemen hazırlanıp okula gittim. Sınava geç kalmak istemiyordum.
Sınav çıkışı kantinde Elisa ile soruları konuşurken yanımıza Jaxon geldi. Arkasında da Trevor gelmek mecburiyetinde kaldı.
"Mezuniyet balosu için konuşmaya geldim" dedi Jaxon.
Elimdeki defteri kapatıp Jaxon'a baktım. Konuşmaya devam etti.
"Benimle gelir misin? Kavalyen olmak isterim."Hevesle sorduğu soruyu kursağında bırakmak istemezdim ama onunla bu tarz bir şey yapmak istemiyordum.
"Kusura bakma Jaxon. Baloya gelmeyeceğim ben. "
Elisa da hemen bana döndü. Gelmemi istiyordu tabiki. Gelsem bile bir kavalyeyle gitmek istemiyordum.
"Skyler..." dedi hayal kırıklığıyla Jaxon. "Mezuniyet bu. Sadece bir kere oluyor."
"Israr etme lütfen. Üstelik o zamana kadar daha çok var."Trevor arkadan sessizce dinliyordu sadece. Kim bilir o kiminle gidecekti. Yüzüm düşmüştü. Her şey o kadar çıkmaza giriyordu ki bizim için.
Bazen hiçbir engel yokmuş gibi birbirimize yakınken, bazen de bi o kadar uzak. Olması gerektiği gibi aslında.
Net değildim ona karşı içimde. Duygularım konusunda kendimle çatışıyordum sürekli. Ne hissettiğimi anlamaya çalışıyorum her seferinde.
Bakalım ne zaman itiraf edecektim kendime?Kafeye gittiğimde Johanna'ya dün Trevor'ın anlattıklarından bahsettim. Neden birdenbire evden çıktığının nedenini?
Haklı olabilirdi belki kendi açısından. Empati yapıp onu anlıyordum da ama benim kızdığım, üzüldüğüm nokta neden sonrasında bana hiçbir açıklama yapmamasıydı.
Sadece benimle konuşmasını ve anlatmasını beklemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NÜ
RomanceTelefonu kapatıp bana doğru döndü. Bir yandan yemeğimi yerken soru soran gözlerle ona baktım. " Çizim yapan bir arkadaşım var ve nü çalışmak istiyormuş. Karşılığında da yüklü miktar para vericekmiş. Çevrem sanki çok genişmiş gibi benden birin...