Merhabalar. Uzun zaman oldu biliyorum,kusura bakmayın
İyi okumalar😊
________
Ve sanırım bu geceden sonra gerçekten her şey öğrenecekti.
Hemen tuvalete gittim. Trevor da Jaxon'ın yanına gitti.
Burada böyle saklanamazdım ki. Belki içerde kavga edeceklerdi ve benim yanlarına gidip açıklamam gerekiyordu. Trevor'ı tek başına bırakamazdım.
İçerde kalabalığın arasına girip gözüm onları aradı ve karşıda gördüm. İkisininde sırtı bana dönük bir şekilde bir tabloya bakıyorlardı. Tabii ki duvardaki tabloyu hemen tanımıştım, bendim.
Ama bir tuhaflık vardı. Bitmiş halini görmemiştim ve şu anda içimde öyle sevinç patlamaları yaşıyordum ki...
Resimdeki yüzüm silinmişti. Sadece iki tane göz gözüküyordu en son bir çizimin olduğu gün silgi arıyordu demek ki yüzümü silmek içinmiş.
Nasıl böyle bir şeyi akıl etmişti ve şu an şans yüzümüze gülmüştü anlamıyorum.
Sonuçta Jaxon beni çıplak görmediği için o vücudun bana ait olduğunu anlayamazdı.
Jaxon tam arkasını döndüğü sırada benimli göz göze geldi. Açıkçası hiç kendimi göstermeden buradan çıkıp gitmeyi düşünmüştüm ama resme o kadar çok takılı kalmıştım ki beni fark etmişlerdi.
Yanlarına doğru küçük adımlarla yürürken;
"Burada ne işin var?" dedi Jaxon."Asıl sizin burada ne işiniz var? Sergi için gelmiştim, resimlere biraz ilgim vardır da."
Hemen nasıl böyle yalanlar söyleyebiliyordum. Kendime şaşırıyorum bazen. Hatta bazen korkutuyor bu özellik.
"Tuhaf bir karşılaşma, şans bizi bir araya getiriyor."
Şu durum üstünden bile bana yürüyüp kendine pay çıkartıyordu. Ama içimde o kadar çok bir rahatlama hissi vardı şu an bu konuya bile takılamayacağım.
Trevor konuştu bu sefer.
"Resmim birinci olmuştu da."
"Öyle mi? Senin mi? Çok sevindim tebrik ederim."İkisinin arasından geçecek resme daha çok yaklaştım.
Son halini inceleyememistim. Kesinlikle kusursuz bir eserdi. Bu kadar mükemmel olmamama rağmen, mükemmel bir vücut vardı karşımda.
Jaxon ceketini çıkartırken;
"Nasıl güzel çizmiş dimi?" Dedi."Evet. Gerçekten güzel." Dedim gözlerimi tablodan ayırmadan.
Ne kadar daha durdum bilmiyorum ama kalabalık hafiften dağılmaya başlayınca Ben de çantamı elime alıp toparlandım.
"ben de gideyim artık"
Jackson bardağından bir yudum içtikten sonra;
"Dur ben seni bırakayım." dedi."Gerek yok. Sen daha burada dur. ben kendim giderim."
"Bekle işte bu saatte tek başına gitme."
Daha 12.00 bile olmamıştı ama yine koruyuculuk yapmak istiyordu. Sahiplenici davranışlarını anlayabiliyordum ama aramızda bunu yapmasını gerektirecek bir ilişki yoktu.
Trevor'a baktığında oda gözüyle onaylayınca reddedici cümlemi yutmak zorunda kaldım.
Ertesi gün Holding'de elimdeki dosyalardaki projeyi incelerken yanıma Trevor geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NÜ
RomanceTelefonu kapatıp bana doğru döndü. Bir yandan yemeğimi yerken soru soran gözlerle ona baktım. " Çizim yapan bir arkadaşım var ve nü çalışmak istiyormuş. Karşılığında da yüklü miktar para vericekmiş. Çevrem sanki çok genişmiş gibi benden birin...