***
02.28
Saat gece yarısı, ledler kapalı, sadece camdan içeriye yansıyan sokak lambaları aydınlatıyor içerisini ve onun yüzünü. Uyuyor, her ne olursa olsun masumluğunun ele geçirdiği gözleri kapalı. Nefes alıyor, nefes veriyor. Pufun üzerinde öylece kıvrılmış bedeni ve üzerinde battaniyesiyle uyuyor. Sabah hiç olmayacakmış gibi, bir daha hiç uyanmayacakmış gibi...
Bu yüzü izlemek; dün benim hayalimdi, ondan önceki gün de, geçen hafta da. Ama şimdi doğru olmayan bir şeyler vardı... Şuan elimi uzatsam dokunabilecek yakınlıktayım ona. Ama içimde garip bir his var. Bir yanım ona acısını yeniden hatırlattığım için kızgın kendime. Bir yanım da hala duyduklarını sindirmekle meşgul. Korkuyorum. Yokluğunda emin olduğum hislerimin belki de ona zarar verecek olmasından korkuyorum.
Elimi gezdirsem suratında ne olur? Ya da dağılmış saçlarını düzeltsem hislerim biraz olsun alışır mı gerçeklere?
Boş bir ifadeyle izliyorum onu, hiçbir şey düşünemeden, hiçbir şey yapamadan. Sahi Deniz, sen ne yaptın bana böyle? Hislerimi ve düşüncelerimi aynı anda nasıl çalabildin benden? Zor olmadı mı, o kadar kolay birisi miyim ben? Senin demirlediğin bir liman olabilirim ama bu benim kolay biri olduğum anlamına gelmez ki. Ben kolay değilim Deniz, sen zorsun. Zoru seçen de sensin, bana bunları yaşatan da.
Merak etme, uykum yok şuan kim bilir belki onu da çalmışsındır benden.
Garip olan ne biliyor musun Deniz, şuan kalbimin acıdığını hissetmiyorum. Evet acı çekiyorum ama o sen yokken yerinde duramayan kalbim, şuan yanımda yok gibi. Ağrımıyor, acımıyor, sızlamıyor. Söylemeye hatta düşünmeye bile çekiniyorum ama sanırım onu da çaldın benden.
Uyuyorsun, bir süre daha izleyeceğim seni. Dikkat et izlemek istiyorum demiyorum 'izleyeceğim' diyorum. İsteğim dışında yaptığım bir eylem çünkü bu. Bir refleks gibi düşün, belki daha iyi anlarsın. İzleyeceğim ve her bir kelimeni tekrardan geçireceğim zihnimden. Konuşacağım burada seninle. Susmamı istemenin aksine söylemek istediğin her şeyi mırıldanacağım suratına.
Bana demiştin ya, özür dilemiştin. Daha önce gelemediğim için özür dilerim demiştin. Şimdi de ben senden diliyorum. Özür dilerim, daha önce gelmediğim için. Özür dilerim, daha önce elimi tutmanı isteyemediğim için.
Üzgünüm; acı çektiğin her bir an için, yalnızlığınla alıştığın acılarının seni ruhsuz kıldığı için, baban için üzgünüm Deniz. Küçük yaştaki masum bedenin için üzgünüm, annenin yokluğunu hissettiğin her bir an için üzgünüm. Altında kaldığın sorumluluk yükünün ağırlığından yakınmamana üzgünüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOR MENEKŞE
Romanzi rosa / ChickLitDilara, yıllar önce hastane koridorunda Deren'e verdiği sözü tutmak için çabalamaktadır. Bu zorlu yolda, bir falezin kıyısında dalgalara yakalanır. Dalgaların ise onun gözlerindeki emaneti almaya ihtiyacı vardır. Anlamsız intiharlar ya da kanıtsız c...