***
*Yazarın Anlatımından*
"Beni neden buraya getirdin?" diye sordu Açelya, sağ tarafında oturan Demir'e.
"Çocukları sevdiğini söylemiştin." tepelerinde bulunan sokak lambasının aydınlattığı suratı hüzünle karışık bir neşeye sahipti.
"Ama gecenin bu saatinde burada çocukların ne işi var?" üsteleyerek sordu sordu Açelya.
"Hayır Açelya..." iç çekerek konuştu Demir, ardından yüzünü Açelya'ya dönüp devam etti.
"Şuan bu parkta iki çocuk var."
"Hava soğuk, üşütecekler. Ben neden göremiyorum?" kafasını uzatıp boş parkta etrafına bakındı Açelya. O iki çocuğu aradı. Bulamayınca da tekrar yerine yerleşip konuştu.
"Yok işte boş burası."
"İki çocuk var Açelya, genç bedenlerinin içine hapsolmuş iki çocuk." Açelya durumu anlamış olacak ki konuşmasına rağmen ona bakmayan Demir'den çekip zemine kondurdu bakışlarını.
"Bu park o çocuklara ait değil Demir. Bunu onlara söylemeye ne dersin?" birbirlerinin melodilerine uyum sağlamak böyle bir şey olsa gerekti. Her ikisi de cümlelerini mecazi anlamlar diyarına daldırıyor ve ortaya, kulağa tatlı gelen bir şarkı çıkıyordu.
"Bu çocuklar yaramaz."dedi acıyla gülerek ve devam etti.
"Laf dinlemiyorlar."
"Ama mecburlar, onlar hiçbir zaman buranın bir parçası olamadı." Açelya'nın acıyan bakışları hala önündeydi.
"Sadece bir kere salıncakta sallanmak istiyorlar, fazla değil beş on dakika." Demir kararlılığını sürdürüyordu. Sessizlik olmuştu bir süre. Elleri cebinde, kafaları önünde öylece beklediler. Demir de biliyordu çocukların o parka ait olmadıklarını. Biliyordu, ne olursa olsun o salıncakta sallanamayacaklarını.
"O iki çocuktan biri ağlamaya başladı." diyerek sessizliği bozdu Demir. Açelya'nın boş bakışlarının asla yerden kalkmadığını görünce.
"Neden?" umursamazca sordu Açelya, kıpırdamadan.
"Masum bakışlı çocuğun üzgün olduğunu gördü. Galiba çok seviyor onu." Demir'in yüzündeki bitkin tebessüm giderek artıyordu.
"Masum bakışlı çocuk üzgün olmayı keserse, o da ağlamayı bırakacak mı peki?" omuzlarını dikleştirerek sesini çıkardı Açelya.
"Anında bırakacak, hiç ağlamamış gibi davranacak. Eskisi gibi mutlu olmalarını sağlayacak." aynı şekilde, aynı tebessümle sürdürdü konuşmasını. Duydukları üzerine Açelya ellerini cebinden çıkardı ve ayağa kalktı. Oturdukları bankın arka tarafındaki eczaneye dikti gözlerini. Demir ise oturduğu yerden onun ne yapacağını beklemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOR MENEKŞE
ChickLitDilara, yıllar önce hastane koridorunda Deren'e verdiği sözü tutmak için çabalamaktadır. Bu zorlu yolda, bir falezin kıyısında dalgalara yakalanır. Dalgaların ise onun gözlerindeki emaneti almaya ihtiyacı vardır. Anlamsız intiharlar ya da kanıtsız c...