65. Bölüm: Söz

114 72 37
                                    

Bölüm şarkıları:
♪ Tülay Özer - Büklüm Büklüm

"Varlığına da yokluğuna da alıştığınız o kişiyle yaşadığınız her şeyi bir sonmuş gibi yaşamalısınız, çünkü her son bir başlangıçtır ve hayat asil sonların yitik başlangıçlarından ibarettir

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Varlığına da yokluğuna da alıştığınız o kişiyle yaşadığınız her şeyi bir sonmuş gibi yaşamalısınız, çünkü her son bir başlangıçtır ve hayat asil sonların yitik başlangıçlarından ibarettir."

***

Neredesin İpek?

Hangi kuytudasın, hangi sokak arasında saklanıyorsun tüm savunmasızlığınla?

Bilmediğimiz yolları karış karış arşınlarken henüz kaybolalı yirmi dört saat olmadığı için polise kayıp ihbarında bulunamıyorduk. Yola çıkalı henüz yarım saat olmamışken Güney'e gelen çağrıyla irkildik. Arayan İpek'ti.

"Güney, gelip beni alır mısın buradan?" telefonu açar açmaz karşıdan ağlamaktan bitkin düşmüş bir ses gelmişti. Güney, İpek'in sesini duyunca bir nebze rahatlamış olsa da olanlar konusunda hala endişeliydi.

"İpek, neredesin?"

"Güney, ne olursun al beni buradan!" yalvarıyordu adeta, ağlamaktan kahrolmuş sesi can yakıyordu.

"İpek, tamam alacağım seni. Önce sakin olur musun? Yalvarırım İpek, sakinleş!"

"Uzaklaşmak istiyorum buradan Güney, gitmek istiyorum." hıçkırıklı soluklar birbirine karışırken hala ağlamaya devam ediyordu.

"Tamam, götüreceğim seni oradan. Şimdi bana nerede olduğunu söyle."

"Resital merkezindeyim. Resital merkezindeyim Güney." Güney'le şaşkınlıkla göz göze geldiğimizde ikimiz de İpek'in öyle bir yerde olacağını tahmin edememiştik.

Güney telefonu kapatmazken navigasyondan hızlıca resital merkezinin adresini arattı ve trafiğin seyrek olduğu en kısa yolu seçip gaza yüklendi.

Yolda geçirdiğimiz yirmi dakikada Güney'in İpek'i ne denli sahiplendiğini daha iyi anlamıştım. Yedi yılı aşkın süredir tanıdığım Güney, bu zamana kadar hiçbir kadına karşı takınmadığı tavrını İpek'e karşı takınıyordu. Sanki alevlerinin arasında tanıştığı İpek, onun alevlerini harlamıştı. Kül olmuş yüreğiyle Güney'i etkilemişti. İpek, Güney'in saklı kısımlarını çıkarmıştı gün yüzüne. Ve onun demesine göre kurulmuş olan bu bağlar, zannettiğimden çok daha kuvvetliydi. Birkaç ay öncesine kadar birbirlerini tanımayan bu iki insan, sanki paralel bir evrende yıllarca yan yana yaşamış gibilerdi.

Navigasyon, oldukça lüks bir bölgeye giriş yaptığımızda varış sinyali vermişti. Boğazı ve köprüyü mükemmel bir açıyla gören bir tepenin üzerine kanumlanmış bu yer, süs havuzları ve şekilli çimlere ev sahipliği yapıyordu. Üstün bir peysajın yanı sıra oldukça görkemli bir bina ile taçlandırılmış resital merkezi, şehrin elit mekanları arasında geliyordu. Etrafta resital gelmiş iyi giyinimli insanların çoğunlukta olduğunu fark edince bu saatlerde önemli bir resitalin gerçekleştiğini anlamıştık. O sırada Güney ve benim aklımdaki tek soru ise İpek'in bu kocaman alanda nerede bulacağımızdı.

MOR MENEKŞEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin