***
*1 hafta sonra*
Açelya'nın yaşadıklarının ve Aylin'in disiplin kurulunca okuldan atılmasının üzerinden tam bir hafta geçmişti. Bu bir hafta kendimizi toparlayabilmemiz için yeterli bir süreç oldu. Sonunda günler sonra Deniz'in evinde buluşabilmiştik. Bir ay önce o telefon kulübesinden aldığımız mavi kart, göz ucuyla kenardan bizi seyrederken biz de masaya oturmuş belgeleri inceliyorduk. Hala ne bir mektup ne de bir haber gelmişti o gizemli kişiden. Yavaş yavaş umudumuzu yitirmeye başlamıştık. Tekrardan kendi başımıza bu işe yoğunlaşmaya karar verdik.
Cansu da bizimleydi. Onu en son Nergis Teyze'nin yanına gittiğimde görmüştüm. O zamandan bugüne biraz solmuş gibiydi ayrıca daha da sakindi. Bize Nergis Teyze'nin iyi olduğuna ve yeni bir şeyler hatırlamadığına dair birkaç bilgi vermişti. Onun dışında Deniz'den başkasıyla konuşmuyor, onunla da saat başı bir iki kelime ediyordu. Bu hali bizi ürkütürken kimseye bir şey soramıyorduk. Hepimiz yıllar öncesine ait olduğu için herhangi bir elektronik veri tabanına kayıtlı olmayan olsa bile erişemediğimiz verileri tek tek gözlerimizle tarıyorduk. Okuldan çıktığımız gibi eve gelmiş, bir şeyler atıştırdıktan sonra da direkt işe koyulmuştuk. Yaklaşık iki saattir masa başındaydık.
"Bakmadığımız kaç uçuş kaldı?" diye sordu Demir gözlerini ovuşturarak.
"Daha iki yüz doksan sekiz tanesine bakabildik." sıkıntılı bir bakış atarken konuştu Açelya.
"Deniz nereye gitti?" Demir dosyaları incelemeye öyle dalmıştı ki Deniz'in az önce hava almak için balkona çıktığını fark etmemişti.
"Balkona çıktı, hava almaya." elimdeki kağıttan isim taratmaya devam ediyordum.
"Ben de bir gideyim yanına. Sırtım tutuldu." Demir de balkona çıkınca odada Açelya ve Cansu ile kalmıştık.
Cansu kağıtları bizim iki katı hızımızda tarıyordu. Yaklaşık üç saattir gözlerini bir kere olsun kağıtlardan ayırmamıştı. Ona soru sormaya ikimiz de çekiniyorduk. Arada bir bakışlarıyla bizi süzüyor sonra da hiçbir şey demeden işine dönüyordu.
Deniz ve Demir'in odadan çıkmasıyla mola moduna girmiştik. Açelya ile anlaşıp oturduğumuz masadan kalkıp yan taraftaki koltuklara geçtik. Cansu'dan uzaklaştığımız için biraz daha rahatlamıştık. Onu en son gördüğümüz zamanki hali sanki daha da sertleşmişti.
Açelya ile ufak tefek bir sohbete başlamıştık ki konu ansızın Ozan'a geldi.
"Ne zaman yüzleşmeyi planlıyorsun Ozan'la?" diye sordu Açelya, koltuğa iyice gömülürken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MOR MENEKŞE
Literatura FemininaDilara, yıllar önce hastane koridorunda Deren'e verdiği sözü tutmak için çabalamaktadır. Bu zorlu yolda, bir falezin kıyısında dalgalara yakalanır. Dalgaların ise onun gözlerindeki emaneti almaya ihtiyacı vardır. Anlamsız intiharlar ya da kanıtsız c...