15. Bölüm" korku tohumu"

2.7K 163 30
                                    

      Normal bi okul günü geçirmiştim, tabii Kartal'ın bakışlarını da saymazsam. Okul çıkışı kırtasiyeye gitmek için kartala haber verip yanından ayrılmıştım. Onun ısrarları sonucu hareketli konum atmıştım böylelikle nerde olacağımı bilecekmiş. Kırtasiyeden notları çıkarıp eve doğru yürümeye başladım.

     Tam ana caddeye çıktığımda birinin kolumu tutmasıyla irkildim. Arkamı döndüğümde gördüğüm kişiyle  korktum tam arkamı dönüp koşacağım sorada beni yakaladı. Ağzımı kapattı. Gözlerim dolmuştu. Ağzımı kapatmasaydı bile yine konuşamazdım ki. Burnumun dibindeydi. Korkudan dizlerim titriyordu.
" hoşgeldin bana hırçın ." Dedi fısıltıyla ama korkuyordum.

     Onun yüzünden bu hale gelmiştim.
"Korkma hırçın. Benim yüzümden sesini kaybettin bu bana bile ağır bi bedel oldu. Artık sana zarar vermeyeceğim ama sen kısa bir süre sonra hep benim yanımda olacaksın." Dediğinde korkuyla gerilemeye çalıştım ama izin vermedi.  Dizlerim beni taşımıyordu. Başım döndü gözlerim karardı. Kendimi karanlığa bıraktım.

                            (Çağanın anlatımıyla)
   Sonunda tuanaya kavuşacaktık. Yol geçmek bilmemişti. Kocaeli'ye gelmiştik. Babam ayarlamıştı otelde kalacaktık. Saat akşam 6 olmuştu daha yeni ötele vardık. Esatın telefonu çaldı. Esat açtığında karşıdaki kişi ne söylediyse esat sinirle ayağa kalktı.
" ULAN ŞEREFSİZ NE ARIYORSUN BENİ?!" Dedi. Bi sessizlik oldu karşıdaki kişi ne söyledi bilmiyorum ama esat kontrolü kaybetti.
" HELE ONA BİŞEY YAP SENİ KENDİ ELLERÜMLE GEBERTİRİM BU SEFER." Diye kükrediğinde aklıma sadece tuana geldi hemen ayağa fırladım.

  Esat sinirle telefonu kapattığında ona baktım. Tuanayla alakalı olmaması için dua ediyordum.
" Selçuk."dedi. " Selçuk tuanayı almış."
Dünya durdu sanki. Esat bize olanları anlatmıştı. Tuananın nasıl o hale geldiğini anlatmıştı. Kızlar ağlamaya başlamıştı hızla otelden çıktık. Önce esatın teyzesine gittik. Kartal bizi gördüğünde şaşırdı. Esat onları anlattığında Kartal çok sinirlenmişti. Hemen telefonunu çıkardı.
" ben tuanadan hareketli konum istemiştim. Hah burda hadi gidelim." Dedi sonra bişey farketmiş olacak ki durdu.
" iyide burası inşaat."

Korkum kaplandı. Hızla inşaata doğru yola çıktık. 15 dakika uzaklıktaydı.

(Tuananın anlatımıyla)
Kendime geldiğimde ellerim arkamdan bağlıydı ağzım ve gözlerimde bağlıydı. Ağlamaya başladım korkuyordum. Biri kolumdan tuttuğunda irkildim.
Sonra onun sesini duydum.... Selçuk. Beni ayağa kaldırdı.
"Şimdi hırçın ben gidiyorum." Dedi. Ağlamaya devam ediyordum ağzım kapalıydı ama zaten konuşamazdım ki. Ses gelmedi bi Daha. Çok fazla rüzgar esiyordu... yüksek bir yerde miydik? Etrafta hiç ses yoktu. Çok uzaktan selçuğun sesini duydum. Bağırıyordu.
" hırçın sesime gel."dedi. Korkuyordum.

Bi adım attım ama titriyordum. Ağlamaktan başka bişey gelmiyordu elimden...
" aferin güzelim sesime gel." Dediğinde tam bi adım daha alacakken birinin kolumdan geriye doğru çekmesiyle yere oturdum.
" esat siz şu herifi yakalayın." Diye bağıran Çağanın sesini duyunca ağlamam şiddetlendi. Gözlerimi açtığında direk yüzüne baktım cidden çağandı. Ağzımı açtı sonra ellerimi...

hıçkıra hıçkıra ağlıyordum o da korkmuştu. Rüzgardan önüme gelen saçlarımı hızla yüzümden çekti. Ağlama krizine girmiştim sanki. Etrafıma baktığımda inşaatın tepesindeydik. Çağanın endişeli sesini duyunca ona baktım.
" ben geldim sevgilim tamam bak ben burdayım." Gibi şeyler diyordu. Nerde olduğumun farkına vardım. Cidden çağandı. Kendime geldim. Direk Çağanın gözüne baktım. Bana bakıyordu. Buradaydı yanımdaydı. Avuç içleri yanaklarındaki esir almıştı.
" tamam tamam geçti. Ben geldim." Dediğinde derin derin nefesler alıyordum.

Lal Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin