SU'dan
Anılardan sıyrılıp odama son bir kez bakıp çıktım. Hakan Beyin bahsettiği odayı bulup, onu uygun bir dille bilgilendirdim. Mutfağa gittim ciddi derecede açlığım kendini belli ediyor. En pratik ne yapabilirim acaba?
'Sen her şeyden önce bir çorba yap.'
O nedenmiş canım?
'Toprakcığım daha yeni ayaklandı. Ne çabuk unuttun Su.'
Topakcığım mı??
'Evet Toprakcığım : )'
Bence sen sus. Ben zaten çorba yapacağım, ama senin Toprakcığın için değil. Kendim için yapacağım. Şuan ağır yemeklerle uğraşamam, hem malzeme var mıdır ki? Bi dolaplara bakayım.
Dolaplara yöneldim her şey var. Maşallah en kolayı mercimek çorbası yapmak. Onu da ben değil, düdüklü tencere yapıyor zaten. Dolaba bakıp mercimeği buldum, birde bardak aldım. İki bardak ölçüp süzgeci çıkartıp üzerine döktüm. Kalan mercimekleri yerine koydum, mercimekleri güzelce yıkayıp kenara süzülsün diye koydum. Dolaptan bir tane kuru soğan alıp, doğrama tahtası ve bıçağı da alıp soğanı soyup yıkayıp. Küçük küçük doğradıktan sonra ellerimi yıkayıp, üst dolaptan düdüklü tencereyi çıkardım. Ocağa koyup altını yakıp biraz yağ ekleyip, soğanları ilave edip kavurdum. İyice öldüğünü görüp mercimekleri ekledim. Biraz kimyon, biraz tuz ekleyip, 6 bardak su ilave ettikten sonra son kez karıştırıp kapağı üzerine koyup ortalığı topladım. Elleri mi yıkayıp kapağı kaldırıp kaynamaya başlamış olduğunu görünce, dolaptan bir kase çekmeceden de bir kaçık alıp çorbanın köpüğünü aldım ve düdüklünün azını kapattım. Zaman tutup Allaha emanet ettik işte bu kadar.
Akşam canım tatlı çeker kesin benim, evde de malzeme var. Ben en iyisi bir kurabiyede yapacağım 2dklık iş zaten.
'Ooooo bakıyorum da ağır işe girmem falan diyordun, gene mutfak gördün coştun Su.'
Ne yani yapmayayım mı?? Hem ne ağırı Bee.. Bir çorba mı? Ağır küçücük kurabiye mi? Ağır.
'Tamam Yaa.. Su bir şey demedim. Sen mutfak gördün mü? Kendinden geçersin. Anladık.'
Abartma, senle uğraşamam zaten. Canım uzun zaman sonra bir şey istedi. Yapacağım, keyifle de yiyeceğim İnşallah.
'Tamam sustum. Seni mutfakta görmeyeli, cidden uzun zaman oldu.'
Ha şöyle Yaa..
Önce malzemeleri ayarlayayım. Tek tek dizeyim ki bir anda birleştirip, kolayca yoğura bileyim.
İlk önce biraz tereyağı alıp bir tabağın içine koyup, tabağı tezgaha koydum. Dolaptan iki su bardağı çıkarıp, birine sıvı yağ doldurup tabağın yanına koydum. Pudra şekeri yazan kavanozu alıp bir bardakta pudra şekeri çıkarıp yağın yanına koydum. Buz dolabına gidip kapısından bir tane yumurta aldıktan sonra, çekmeceleri karıştırıp bir paket kakao, Bir paket vanilya, Bir pakette kabartma tozu aldım ve son olarak un yazan kavanozu tezgaha çıkarıp kapağını açtım içinde ölçek vardı zaten. Oradan direk ilave ederim, eksik bir şey var mı? diye son bir kez tezgahtaki malzemelere baktım. Her şey tamam, alt dolaplara bakıp geniş bir kap aldım. Elimi yıkayıp malzemeleri teker teker ilave edip yoğurmaya başladım. Alabildiği kadar un ilave edip kulak memesi kıvamına gelene kadar yoğurmaya devam ettim.
Yoğurma işi bitince elimi yıkayıp etrafı düzenledim. Bulaşıkları da makinaye dizip elimi tekrar yıkayıp, fırına yöneldim. Kapağını açtım içindeki tepsiyi alıp tepsiye yağlı kağıt koyacaktım ama bulamayınca, margarinle iyice yağlayıp tezgaha koydum. Hamuru elimle şekil verip tepsiye dizmeye başladım (Multimedia da görebilirsiniz) tepsi dolduğunda elimi yıkayıp. Çekmeceden bir bıçak alıp şekillendirdiğim kurabiye hamurlarının üzerine birer çizik atıp. Fırınının yanına gidip derecelerini ayarlayıp ısınmasını beklerken de, bulaşıkları gene makinaye dizip. Mutfağı baktım dağınık yerler varsa düzeltim, bu arada fırın da ısındı tepsiyi tezgahtan alıp fırına attım. Fırının zaman ayarını yaparken, yukarıdan sesler geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"TOPRAK"
Teen FictionFLASHBACK (Geriye Dönüş) "Nefes. Yapma, bak ciddiyim yapma dedim!!!" "Offf Toprak, Paşalığın tuttu gene. " "Ben bir tek senin paşanım. Sultanım " Annem dediğimi duysa beni kesin keser. Çünkü o benim biricik Sultanım, ama Nefesi tanısa bir şey demez...