Multimedia da Anıl
BARIŞ'tan
Sabah uyanır uyanmaz kısa bir duş alıp hemen odamdan çıkıp karşı odamda olan Meleğimin kapısını tıklattım. Saat 9 du tam dediğim gibi kısa zaman içerisinde Meleğim kapıyı açtı ve
"Günaydın :)" dedi Meleğim bende hemen
"Günaydın Meleğim :)" dediğimde yanakları kızardı. Meleğimin canım benim Yaa.. Utanınca daha da güzel oluyor. Güzel demişken ne kadar güzel olmuş benim Meleğim ama o etek biraz kısa değil mi Yaa.. Gözlerim eteğinde takılı kalmış olacak ki Meleğim eliyle eteğini çekiştirince bakışlarımı gözlerine çevirdim ve biraz sıkkın bir vaziyette konuştum
"Meleğim bu biraz ne biliyim.." derken hemen Meleğim
"Kısa deme sakın!" dedi bende ben masumum tüm suç eteğinin dercesine Meleğime bakınca. Meleğim oflayıp odasına geri girdi, kapıyı yüzüme çok sert olmasa da kapatıp gitti. Bende duvara dayanıp Meleğimi bekledim.
Ağaç oldum desem yeridir. Bu kızların süsü ne bitmez tükenmez şeymiş Yaa.. Yarım saat oldu. Kesin inadına bekletiyor eteğine laf ettiğim için, yoksa bir etek çıkartıp başka bir şey giyinmek bu kadar uzun sürmemeli. Ya Meleğimin başı dönmüşse, ya düşmüşse diye düşünür düşünmez. Kapıyı yumruklamaya başladım kısa bir süre sonra kapı açılır açılmaz Meleğime sımsıkı sarıldım. Meleğimde
"Ne oluyor? Ne oldu Barış? İyi misin?" dediğinde ondan ayrıldım, ama kollarım hala ona sarılıydı. Sözler ağzımdan bir anda dökülü verdi.
"Bir şey oldu sandım. Uzun zaman çıkmayınca, başı dönmüştür, düşmüştür belki de bayılmıştır diye düşünceler başımda uçuşunca. Kendimi burada buldum." dediğim de Meleğim tebessüm ederek gözlerimin içine bakıp.
"Desene seni yalnız bırakmamalıyım, düşüncelerinle baş başa kalmak sana iyi gelmiyor." diyerek gülümseyince bende gülümseyip.
"Beni asla yalnız bırakma. Meleğim." diyerek sıkıca sarıldım, ayrılıp.
"Hazırsan gidelim mi? Nikah için görüşmemize geç kalmayalım." dedim oda başıyla beni onaylayınca hızlıca otelden çıktık. Arabamı haber etmiştim o yüzden hemen arabama bindik direk nikah işlerini haletmek için Hakan amcanın dediği belediyeye gittik. Arabayı park edip arabadan inip Meleğimle yürüyerek belediyenin kapısına gelince. Meleğimin elini tuttuğumda elini tutmama izin vermesiyle heyecanım iki katına çıktı. Kalbimin atışını sanki 100 kmden duyulacak gibi hissediyordum. Hakan amcanın dediği odaya ilerledik, o odada beni Hakan amcanın bilgilendirdiği birisi karşılayacaktı. Hakan amcanın tarif ettiği odaya odaya girince odanun tek kişiye ait olmasına çok sevindim, bir de kimle konuşacağımı arayamazdım. Adam beni görür görmez ayağa kalkıp.
"Barış Bey değil mi?" dediğinde Hakan amca işte her yerde tanılır sözü emir yerine sayılır.
"Evet. Bu da müstakbel eşim Melek." diyerek meleği gösterdim.
"Tanıştığıma çok memnun oldum. Buyurun buyurun ayakta kalmayın oturun." dedi bizde Meleğimle sandalyelere oturduk ben hemen lafı uzatmadan.
"Lafı uzatmamıza gerek olmadığını düşünüyorum." dediğimde adam başıyla onaylayıp konuşmaya başladı.
"Hakan bey bana tüm bilgileri verdi. Çifte nikah isteğiniz var doğru mudur?" diye sorunca bende
"Evet doğru Toprakla aynı anda olmasını istiyoruz." dediğimde adam tebessüm edip. Masasındaki dosyaları karıştırıp içinden bir iki evrak çıkarıp bana uzattı. Bende aldım sorarcasına adama bakıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"TOPRAK"
Novela JuvenilFLASHBACK (Geriye Dönüş) "Nefes. Yapma, bak ciddiyim yapma dedim!!!" "Offf Toprak, Paşalığın tuttu gene. " "Ben bir tek senin paşanım. Sultanım " Annem dediğimi duysa beni kesin keser. Çünkü o benim biricik Sultanım, ama Nefesi tanısa bir şey demez...