Multimedia da "METE IŞIK"
Sözümü tutuyor, yeni bölümü yayımlıyorum. : )
OKUMADAN GEÇMEYİN ÇÜNKÜ BU NORMAL BİR AÇIKLAMA DEĞİL, HİKAYENİN GERİYE DÖNÜŞ YAZILARI GİBİDİR.
Aaa.. Bu arada rekorumda kırıldı. 7423 kelime paylaşmış bulunmaktayım.
Bu bölüm tamamen Suyun Türkiye gelmeden önce yaşadıkları Türkiye ye gelmesinin sebepleridir.
Suyun Hakan Beyle tanışmasını da bu bölümde olacak : )
Yer, yer babaannenin ağzından yer, yer de Suyun ağzından yazıyorum. Bu bölüm de bilgilendireyim dedim. Kabul ediyorum biraz saçma gibi görünse de umarım beğenirsiniz : )
YAZARDAN SUYLA İLGİLİ KÜÇÜK(küçük değil baya uzun bir açıklama :)) BİR AÇIKLAMA GİBİ..
YAZARIN AĞZINDAN (Dediğim gibi yer, yer yazıda başka kişilerin ağzından da yazacağım. Siz zeki okurlarım bunu zaten anlayacaktır, ama ben gene de belirtmek istedim. Keyifle okumanız dileklerimle :) )
Su Almanya da doğdu. Annesi onu istemediği için, babası onu annesine verdi. Su istenmeyen çocuk olduğunu yıllar sonra, babaannesinin ölümü sebebiyle öğrendi. Suyun babaannesi öldüğünde Su 18 yaşındaydı. Babaannesi onu gerçek bir Türk kızı gibi yetiştirdi. Her zaman iyi olmasını, herkese yardımcı olması gerektiğini öğüt vererek büyüttü. Babaannesi ölmeden önce Suya,
"İçim rahat kızım, senin yüreğinde gün geçtikçe büyüyen merhameti, sevgiyi gördükçe, daha da mutlu oluyorum. Kendi ayaklarının üzerinde kalabilirsin. Su kızım babana asla kızma, o seni her zaman sevdi. Gizli gizli seni izlerken çok yakaladım, yanına gelmeye cesareti olmadı. Biliyorum ölümüm yakın. Beni Türkiye ye topraklarımıza gömün.
Sabret kızım, gülen yüzünü ne olursa olsun soldurma. İçinde akan suyu sakın bulandırma. Kötülük içinde akan suyu bulandırmakla kalmaz, kurutur kızım. Annene de" demişti ama Su izin vermemiş. Babaannesi onu bu yaşına kadar büyütmüş, ona bildiği her şeyi öğretmiş. Suya her zaman söylediği bir sözü varmış.
"Ne olursa olsun. Merhamet duygunu asla kaybetme." dermiş.
Babaannesi Suyun öğretmen olmasını hep istermiş. Suda çocukları çok sevdiği için, 14 yaşından itibaren komşularının çocuklarına bakmakla başlamış. Bakım paralarını biriktirip, Babaannesini Türkiye ye getirir tatil yaparlarmış. Her yıl gelmeseler de 2 yıla bir gelirlermiş, Babaannesinin İstanbul da küçük bir evi varmış. Geçimini o evin kirası ve oğlunun yolladıkları ile hallediyormuş.
Babaannesi hastalığını öğrendiğinde, torununa söylememiş o yıl zaten Türkiye ye tatile gidince. İstanbul da ki evini torunun üzerine yapmış. Ölmeden haftalar önce de bir bankaya kasa açıp o kasaya, toruna yazdığı mektubu evin anahtarını ve birkaç evrakları bir miktarda para koyup. Torunundan başka kimsenin açılmamasına talimat vermiş. Suyun babaannesi (Perihan ÖZ) Ölüm ilanından 6 ay sonra torunuma bu kasanın ona ait olduğu bildirilecek diye vasiyet bırakmış avukatına.
ÇÜNKÜ.. Suyun babası ve annesiyle yaşayamayacağını çok iyi biliyordu. Sadece torununa 6 ay da olsa şans verip onlarla yaşamasını istemiş. Belki araları iyi olur, Çünkü Su her ortama uyar, her kesi anlayışla karşılar, kırmak istemez, taki sinirlenene kadar tabi. Sinirini benden almış torunum, Torunum sabırlıdır. 6 ay sabreder ama 6 aydan sonra dayanamaz diye düşünerek her şeyi ayarladığım için rahat göçeceğim bu dünyadan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"TOPRAK"
Teen FictionFLASHBACK (Geriye Dönüş) "Nefes. Yapma, bak ciddiyim yapma dedim!!!" "Offf Toprak, Paşalığın tuttu gene. " "Ben bir tek senin paşanım. Sultanım " Annem dediğimi duysa beni kesin keser. Çünkü o benim biricik Sultanım, ama Nefesi tanısa bir şey demez...