TOPRAK'tan
Aklım akılılıktan çıkmış. Cesaretim ismine yakışır gibi davranmıyor. Onu koltukta öyle gülücükler saçarken gördüğüm her an, ona söyleyeceklerimi, Red etme korkusunu daha da arttırıyor. Nasıl diyeceğim.. Bu nasıl söylenir ki? Hem bunu ben nasıl pat diye söyleyebilirim ki?
'Vural beyi duydun, eğer Suya kendini hatırlatmazsan. Su seni unutacak ve kendi yoluna devam edip kendini okuluna adayacak. Onu sadece rüyalarında göreceksin. Her gece gördüğün gibi, gözünü kapattığın her anda ki gibi..'
Rüyalar da nereden çıktı? Şimdi.
'Toprak hiç inkar etme canım. Ben senim unutma!'
İnkar etmeyecektim, o şimdi ne alaka diyorum sadece. O kadar.
'Kabul etmen çok iyi, ama konuyu saptırmaya çalıştığının farkındayım. Ama konumuz bildiğin üzere Suya olan hislerini. Tüm gerçekliğiyle anlatman.'
Ama ben nasıl derim. Ben bunu zaten aylarca kabullenememişken...
'Toprak şuan Suya sırılsıklam aşık olduğunu, resmen kabul ettiğini itiraf ettin canım.'
Vural Bey beni nasıl? Bilmiyorum ama ikna etti sanki.
'Ben aylardır diyorum ama beni dinleme sen zaten. Elin tanımadığı herifi gelsin onu dinle ve hemen ikna ol sen. Ohh.. İyiymiş Yaa..'
Allahım sen bana sabır ver. İçim kız tiribi de attı Yaa.. Ben ne yapayım cidden ben ne yapayım? düşüncelerimden...
ANIL'dan
Toprak yaklaşık 20 dk dır orada öyle gizlice Suyu izliyor. Salona girmiyordu, düşünceliydi, karasızdı. Arada gidip gidip olmaz dercesine geri dönüyordu. Aylar oldu, Suyu gerçek anlamda görmeyeli. Ayşeyi birçok bahaneyle Sulara götürdü, ama Ayşe mahalleye geldiğinde iniyordu. Sudan talimatlıydı veya Ayşe öyle istiyordu bilmiyorum. Ama Toprak arabasını bir yere park edip gizli gizli Suyu izlemek için, Suyun odasının yanında bulunan ağaca sessizce tırmanır. Oradan Suyu izlerdi, Barışla birçok kes onu öyle yakaladık.
Barış 'Tamam burada işte görünmeden uzaklaşalım' der ve beni sürükleyerek oradan götürürdü. Bin defa dedim, bunlar cidden seviyorlar kendini. Toprak bize hep çaktırmamaya çalışarak Suyu sorardı. Benim durumumu bilmesin derdi, malum ilk zamanlarda paşamız Uppss.. Toprak duymasın eskilerdeydi Ağamıza paşa dediğimiz zamanlar. Neyse işte baya bir dayak yemişti serserilerden, Sultan teyze çakmasın diye makyaj malzemeleriyle kapatmaya çalışmıştık.
Ben baya eğlenmiştim gerçi, Toprağın yumruğuyla eğlencem uzun sürmemişti ama keyifliydi. Şakası bir yana Toprak cidden Suyu seviyor, bunu onun gözüne bakan herkes anlar. Çünkü Toprağın gözlerinde hasret var, tutku var, ama en önemlisi sevdalısına özlemi var. Bu çok ama çok beli...
Suda aynı tek farkla Toprak somurturken Haa.. Sultan teyzenin yanı hariç her yerde somurturken. Su tam aksine gülücükler saçıyor ve altını çizmeliyim enfes yemekler, tatlılar, tuzlular, tüm yenilebilecek her şeyi enfes ötesi yapıyor. Canım yengem Yaa..Kardeşi olsaydı ve Su kadar marifetli olsaydı, karım olması için elimden geleni yapardım da o konulara girmesek Çok ama çok iyi olacak. Malum kız, neler yaşamış Bee.. Mete Suyla görüşemediğinden, Barışla bize arada Suyu sorarken dertleştiğimizde öğrendiklerimizi, Toprağa söyleyemedik aslında Barış söyletmedi.
Neymiş efendim, Suyun söylemesi gerekirmiş bizde bilmiyorum konu kapanmıştır o kadar deyip kesip attı. Yıllarca abim gözümün önde eridi, ama şu son aylarda Su yüzünden demek gelmiyor içimden ama onun yüzünden. Toprağın onu sevmesi ama söyleyememesi, Suyun Topraktan kaçınması sözü açıldığında mutfağa tüymesi falan ne biliyim.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
"TOPRAK"
Ficção AdolescenteFLASHBACK (Geriye Dönüş) "Nefes. Yapma, bak ciddiyim yapma dedim!!!" "Offf Toprak, Paşalığın tuttu gene. " "Ben bir tek senin paşanım. Sultanım " Annem dediğimi duysa beni kesin keser. Çünkü o benim biricik Sultanım, ama Nefesi tanısa bir şey demez...