SU'dan
Yavaşça kendime gelmeye başladım, ağır ağır gözlerini açtım. Başımın ağrısı çok fenaydı, istem dışı Allah bilir yüzüm ne şekle girmişti etrafa bakındım bakışlarım, Toprağı bulduğunda.
"Toprak." dedim. Sesim çok zayıf çıktı. Toprak,
"İyi misin?" diye sorduğunda boğazını temizlemeye çalışıp.
"İyiyim, sadece ensen biraz ağrıyor." dediğimde Toprak yeni fark ettiğim Anıla dönüp.
"Anıl, Suya içecek bir şeyler getir." dediğinde Anıl başıyla onaylayıp odadan çıktı. Toprak sanki aklımı okurmuş gibi neler olduğunu açıklamaya başladı, ben sormadan.
"Başına 6 dikiş atıldı. Şanslıymışsın beyninde bir hasar yok. Sağ 10. Kaburganda ki çatlak kendini belirtmiş. Buda kendini toparlar toparlamaz aslında yaklaşık 25 dk sonra sana uygulayacağın sağlam bir sargıyla. En az 4 gün hiç sargı açılmadan durmanla giderileceğini düşünüyorum." dediğinde Toprağa anlamayan gözlerle baktığımı fark ettip ve açıklamasına devam etti.
"Su ben doktorum. Branşım nöroloji, ama genel cerrahlık eğitimi aldım yıllarca. Okul hayatım boyunca yazları hep Amerika daydım, neyse ayrıntıya gerek yok. Görünürde ağır bir durumun yok." dediğinde ben hala anlam veremediğim bakışlarla bakmaya başlayınca. Toprak,
"Neden öyle bakıyorsun?" diye sordu bende direk
"Sormadın?" dediğimde Topak
"Neyi?" dedi bende tebessüm ederek
"Ne oldu da düştün falan demedin." dediğimde Toprak
"Dün ki krizinin yan etkilerinden, en belirgin olanı baş dönmesidir." dediğinde Toprağın sözünü kesip
"Ne krizi??" diye sordum endişelenmiştim. Bilmesini istemiyordum, ne tepki verir bilmiyordum. Üzülür mü? Sinirlenir mi? hiçbir fikrim yoktu. Ama her şekilde de bilinmesini istemiyordum. Hem ben buradaki doktorumla işimi halledecektim. Kimsenin ruhu bile duymayacaktı, lütfen nefes nöbeti sansın. Ne olur diye düşünürken Toprak derin bir nefes alıp, açıklamaya başladı bende onu dikkatle dinlemeye.
"Su dediğim gibi, branşım nöroloji. Yani bunu bilmemden doğal bir şey yok. Senin bunu saklamana gerekte yok." dediğinde artık çok geç olduğunu anladım. Ne kadar zamandır baygınım ki. Ben Toprağa bakamazdım artık, nedense bakamıyordum işte başımı pencereye çeviriyim dedim. Ama dikişleri unuttum tabi acıdı Yaa.. Pislik diye düşünürken Toprak.
"Benden çekinmene gerek yok Su. Üzülecekte bir şey yok, birazdan sen baygınken yapılan tüm testlere göz gezdireceğim ve tahminimce ilaç kullanmanı gerektirecek yada yeni bir tedaviye başlamana gerek yok gibi." dediğinde istem dışı sevinçle Toprağa bakıp.
"Toprak sen ciddi misin? İlaç kullanmayacağım yani.." diyerek gülümsedim gülümsemem yarıda kesildiği sırada odanın kapısı çalındı. Toprak resmi bir şekilde,
"Girin." dediğinde bir hemşire girdi. Toprağın yanına gelip,
"İstediğiniz bilgiler Toprak bey." diyerek dosyaları Toprağa doğru uzattığında.
"Masaya koyabilirsiniz" dediğinde kızın bozulduğunu fark ettim. Kız odadan çıkarken Anıl içeri girdi, elinde büyük bir tepsi üzerine ne bulduysa doldurmuş. Onu öyle görünce Toprak gülümsüyordu ben ise dayanamayıp kıkırdadığım da Toprak Anıldan bakışlarını çekip bana yöneltti. Anıl gülerek,

ŞİMDİ OKUDUĞUN
"TOPRAK"
Teen FictionFLASHBACK (Geriye Dönüş) "Nefes. Yapma, bak ciddiyim yapma dedim!!!" "Offf Toprak, Paşalığın tuttu gene. " "Ben bir tek senin paşanım. Sultanım " Annem dediğimi duysa beni kesin keser. Çünkü o benim biricik Sultanım, ama Nefesi tanısa bir şey demez...