"9.BÖLÜM"

208 42 2
                                    

Multimedia da "BARIŞ"


TOPRAK'tan


Çatı katında işlerimi halledip odama iniyorken, Barışın sesini duydum.

"Anıl neredesin? Önce Toprağın yanına gidelim. Zaten Hakan amca "4 gün eve girilmeyecek" dedi. Diye gelemiyoruz. Oğlum bak gene ilk işin mutfak ise, benden çekeceğin var..." sesi git gide kısaldığına göre, bunlar mutfağa gidiyor. Bende odama girdim, odam  tertemiz olmuş. Yatağımın yanına oturup komidinin çekmecesini açtım. Elimdeki fotoğrafa son bir kere daha baktıktan sonra çekmecenin içine koydum. Odamdan çıkıp aşağıya indim. Bizimkiler kesin mutfaktadırlar Anıl başka bir yere gitmez ki zaten.

'Oooo Bakıyorum da Toprak arkadaşlarını görmeye gidiyorsun.'

Eee ne olmuş bunda yani, görmemem mi gerekiyordu?

'Yoo..'

Mutfağa girdiğimde Anılın tıkınmakla meşgul olduğunu, Barışın ise kızla konuşmaya çalıştığını gördüm. Barış kıza "Sen bize kendini hala tanıtmadın?" diye sordu. Kız elindeki tepsiyi tezgaha koyup Barışla Anıla döndü, bir yandan da elini havluyla kurularken "Ben Su" dedi. Tabi bizimkiler ona soran gözle bakınca, kıvrandığı her halinden belliydi. Bende,

"Babamın işlerinden biridir kesin." diyerek mutfağa girdim. Üçünün de bakışları beni buldu Anılın yanına gittim. Sol elinde tuttuğu kurabiyeyi alıp bir ısırık aldığımda. Anıl ve Barışın şaşkınlıkları iki katına çıktı. Çok tuhaf bakıyorlardı neredeyse güleceğim o kadar tuhaf. Anıl kekelemeye başlayınca cidden gülecek gibi oldum. Ama belli etmemeye çalıştım, tabi tebessüm etmiş bulundum artık.

"Gü.. gü.. güldü, ye.. ye.. yedi." hala sayıklarken Barış kendine gelmek istercesine kendini sirkeledi ve sıkıca sarıldı bana, bende karşılık verdim. Her zaman yanımdaydılar sağ olsunlar. Anıl durur mu?

"Abim" diyerek üzerimize çullandı sonra toparlanıp ayrıldık, ayrılmamıza sebep olan kızın kahkahalarıydı. Üçümüz de ona sorarcasına bakınca akıl edip açıklamada bulundu.

"Ben şey... Yani... Birbirinizi daha 4 gün önce görmenize rağmen. Böyle tepki verdiğiniz için tutamadım kendimi. Kusuruma bakmayın." dedi. Tebessüm ederek. Anıl hemen atıldı tabi.

"Ben bu kızı sevdim, ama kurabiyelerini daha çok sevdim. Umarım tüm yemek türlerini yapmayı biliyorsundur?" dedi. Barış Anılın başına bir şaplak atıp.

"Oldu. Kız sana yemek yetiştiremez ki. Sen yemeden duramayan insansın sen bunu takma Su. Sen kendi kafana göre takıl." dedi. Kızda Barışa cevap olarak.

"Önemli değil. Ben yemek yapmayı çok severim." dediğinde. Barış direk

"İşte bunu söylemeyecektin Su. Anıl artık senden isterde ister." dedi. Anıl da lafa katıldı hemen

"Yaa.. Kızı hemen korkutma. Sucum.. Neyse işte Su, sadece ben geldiğimde evde en az 8 çeşit olsun yeter." dediğinde kızın yüzü öyle bir şekil aldı ki. Ben dahil olmak üzere hepimiz kıkırdadık, kız hemen kendine çeki düzen verip,

"Siz içeri geçin. Ben kimse gelmez diye, sadece çorba yapmıştım. Pratik bir şeyler hazırlayayım sonra da beraber yeriz." dedi.

Ben direk mutfaktan çıktım, peşimden de Barışla Anıl geldiler. İkinci Kata çıkıp televizyonun önündeki koltuklara yayıldık. Barış cevap vermemi isteyen gözlerle bana bakarak 

"Kardeşim iyisin değil mi? Dört gün oldu seni görüşmeyeli, meraktan öldük öldük dirildik Yaa.." dedi. Bende, 

"Bebek miyim oğlum? Neden telaş ediyorsunuz ki?" dedim ve Anılın kafası kalktı. Bana bön bön baktı. ikisi de,

"TOPRAK"Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin