"TOPRAK"

"16.BÖLÜM"

Multimedia daki video biraz Nostarji olsun diye koydum. Dinlerseniz sevinirim :)

iyi okumalar : )

SU'dan

Kapının sesiyle hemen odamdan çıktım, duş çok ama çok iyi geldi Yaa.. Bu kapıda adamı çileden çıkarır Bee.. Susmuyor Yaa Off.. Hemen kapıyı açtım ve karşımda Barış ve çok ama çok güzel kızı görmemle gözlerim kıza takılı kaldı. Güzele bakmak sevaptır sonuçta yaniii :)

Tam gülümseyerek içeri girmeleri için geri çekilecektim ki. Ön bahçenin otoparkında ani bir firen sesiyle hepimiz otopark a baktık. Anılı arabada görünce gülmeye başladım, kesin yiyeceğin kokusunu almışta gelmiştir diye gülümserken. Barışın Meleğinin Barışa anlam veremeyen bakışlarla baktığını gördüm. Barışta kız arkadaşına,

"Bu Anıl korkma ısırmaz, tabi aç değilse." diyerek gülümsediğinde daha da kafasını karıştırmıştı kızın ama Anıl gelip direk,

"Su böreğim nerede!!" demesiyle kendimi tutamadım ve kahkahalar atmaya başladım. Barışın arkama bakarak baş selamı vermesiyle istem dışı arkama baktım ve Toprağı görmemle bakışlarımı geri çocuklara döndüm. Toprakta Anıla uyuzluk olsun diye,

"Maalesef ki.. " derken Anıl sözünü kesip ellerime yapışarak.

"Bana bu güzel ellerinle, bir daha hatta binlerce yapabilirsin değil mi? Yengem.. Canım benim.. Ben senin şu güzel ellerini yer..., Yerdim ama sen o güzel ellerinle bana güzel güzel yemekler yapacaksın. Lazım olur." dediğinde Barış Anılın başına bir tana geçirdi. Ya bu çocuk gibi ama çok tatlı benden herkes büyük zaten ama Barışın Meleği pek öyle gözükmüyor. Ayy şu kızın da ismini öğrenemedim Yaa.. Kıkırdaşarak içeri girdim. Salona girdiğimizde Barışın kız arkadaşının elini tutup bize bir şey söyleyeceğini belirtti resmen bizde dinledik tabi.. : )

"Sizi tanıştıramadım. Müstakbel eşim Melek. Meleğim" dediğinde herkes kısa bir bakış attı. İlk hamleyi ben yaptım ve

"Tanıştığıma çok ama çok memnun oldum cnm. Ben Su beni bu kadar erkek egemenliğinden kurtardığın için teşekkür ederim." diyerek Barışın Meleğine sarıldığımda Barışın gülümsediğini gördüm. Meleğin de Bana sarılışına içtenlikle karşılık vermesi çok iyi oldu. Çünkü cidden erkek egemenliği sinirimi bozmaya başladı ki ben kız muhabbetlerini hiç sevmeyen ben, bile yani yalnızlık cidden zormuş Yaa.. :(

Anıl öne atılıp patavatsızlığını gösterdi.

"Yengelerim.. Benim canlarım.. Melek yenge sen de Su yenge gibi güzel yemekler yapabiliyor musun?" diye sorunca Meleğin tebessüm edip Anılı yanıtladı.

"Evet sadece ben pek yemem." dediğinde benimde ilgim hemen ona gitti oda ne demek ben yemem Ne Yaa.. Barış hemen Meleğe yönelip.

"O da ne demek Yaa.." demesinin ardımdan bende

"O kadar zahmet edeceksin, ama yemeyeceksin. Dayanıklıymışsın." dedim Anıl ise

"Yengem sen bana yemek yap ta, gerisi boş." dediğinde Barış Anılın kafasına bir tane daha geçirip, Meleğe döndü.

"Neden ki hayatım?" dedi Melek çekinerek

"Ben vejeteryanım da.." dediğin de Barış ilk başta bir Ohh çekti sonrada.

"Tedavisine başlarız hayatım, sen hiç sıkılma." dediğinde Meleğin yüzü düştü.

"Ben kokusuna dayanamadığım şeyin tedavisini nasıl olurum sence Barış?" dedi sitemkar bir şekilde Barışta hemen