Öncelikle küçük bir açıklama. Bu bölümde yer yer Hakan bey, yer yer Vural bey, yer yer de Sultan hanımın ağızlarından yazacağım. Büyük çatışmanın olacağı bir bölüm, keyifli okumalar dilerim :)
HAKAN BEY'den
Toprak ve Su Abant a vardıklarını Sultan hanımın telefondaki ısrarları ve sinirli konuçmasından anladım ve
"Hatun gene oğlanın peşine birilerini mi taktın sen?" diye sorduğumda, Sultan beni yeni fark etti korktu tabi bana dönüp.
"Ödümü kopardın bey." dedi ve soluklanıp devam etti.
"Ne olacak, iki üç kişinin oğlumun etrafında olmasından." dediğinde bende imalı imalı,
"İki, üç.." dediğimde Sultan çekinerek.
"Tamam 6 kişi yolladım." deyince ben de şaşırdım tabi ve
"Altı kişi mi? Ne yaptın hatunsen Yaa.. Toprak asla sevmez bunları bilmezmişsin gibi, bu kadar adamı yoluyorsun. Olan gene o adamlara olacak, bilmiyormusun ilk zamanlar benim kaç adamımı öldürmekten beter ettiğini Haa.." diye dediğimde Sultan başını eğince, çok çıkıştığımı fark ettim. Ne yapabilirim, sinirli bir insanım. Odadan çıkacağım sıra Sultanın sesiyle durdum.
"Ben gelinimi de düşündüm onu dolandıranlar olmuş. Ya gelinimi takip ediyorlarsa." dediğinde bu konu hakkında hiç bilgim olmadığı için konuşmadan odadan çıktım.
SULTAN HANIM'dan
Söylediklerimden sonra Hakan cevap vermeden gidince, üzüldüm ama ben haklıyım. Oğlum daha lisedeyken Hakana kin tutan şerefsizler yüzünden ölümden döndü, evet benim haklı olduğum kadar Hakan da haklı. Çünkü o kızın ölümünden sonra Toprağı gizlice takip eden ekipteki adamlar teker teker, her gün çok ağır derecede dayak yemişlerdi oğlumdan. Toprak hırsını nefretini o adamlardan çıkarmıştı, bir kaç düzine adamı harcayınca. Artık Hakan bana izin vermedi, büyük bir kavgamızda Toprak buna şahit olduğunda, babasına daha da kinlendi. O kızın ölümünü onun üzerine atmaya çalışsada, hepimiz kendini suçladığını biliyorduk. Ama çok önemli bir şeyi unutuyordu oğlum.
Merhamet ile sevgi arasındaki incecik çizgiyi, oğlum kabullenmiyor ama o kızı sevmedi ki benim oğlum. Merhameti, vicdanı, iyi niyeti o kıza aşık olduğuna inanmasını sağladı sadece. Toprak o kızı sevmedi ama hala kendine bunu itiraf edemedi. ama ben oğlumun Suya bakan gözlerinde gördüm gerçek sevgiyi.
O yüzden Su gelinime, canımın parçasına bir şey olmaması için elimden geleni yapacağım, ki yapıyorum da. Toprak yolladığım adamları gördüğü an paçavra gibi savurmadığına göre. Su oğluma ciddi anlamda kendisini, özünü hatırlatmaya başladığını çok net bir şekilde beli ediyor.
Umarım Toprak o kıza duyduğu hissin sevgi olmadığını anlar ve gerçek sevgiyi Suda bulduğunu kabul eder...
HAKAN BEY'den
Murat'a öfkemi kustum.
"Sen bana bu kadar önemli bir bilgiyi nasıl söylemezsin!!! O benim gelinim ve onun başına gelenleri bana nasıl ayrıntılı anlatmazsın!! Nasıl tam bir bilgi edinmezsin!!! Ahhhh..." diye masadakileri devirdim ve mırıldanarak.
"Yoo.. Suç benim. Ben kendim gelinimi araştırmalıydım." diyerek çalışma odamdan çıkıp. Bir hışımla evden ayrıldım, Muratın peşimden geldiğini görünce ona doğru dönüp.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
"TOPRAK"
Teen FictionFLASHBACK (Geriye Dönüş) "Nefes. Yapma, bak ciddiyim yapma dedim!!!" "Offf Toprak, Paşalığın tuttu gene. " "Ben bir tek senin paşanım. Sultanım " Annem dediğimi duysa beni kesin keser. Çünkü o benim biricik Sultanım, ama Nefesi tanısa bir şey demez...