HAKAN BEY'den
Toprakta annesini ziyaret etmeye girdiğinde, etrafa bakınıyordum Vural ortalıkta görünmüyordu. Etrafa bakındığımda Muratta kayıplara karışmıştı, cebimden telefonumu çıkarıp direk Muratı aradım.
Çalıyor... çalıyor...
Murat: "Buyrun Hakan bey"
Hakan: "Nerelerdesin oğlum"
Murat: "Vural beyin etrafındayım Hakan bey" dediğinde bende hemen nerede olduğunu öğrendim ve çalışanlardan sema hanımı getirmesini söyledim, şimdi Sultanın bir ihtiyacı olur o yardımcı olur diye Muratın tarif ettiği yere gittiğimde. Vuralın ıssız bankta öylece düşünceli otururken buldum...
VURAL BEY'den
Suyla konuştuktan sonra Su peşimden geldi, ama onu bir kızın engellediğini görür gibi oldum çok iyi oldu. O an onula bu konuları uzatsaydık onu çok kırabilirdim.
......
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum ama ben hala kendimi suçlamaktan alıkoyamıyorum, Sultan hanımın durumu da böyleyken daha da kendimi suçluyordum. Ben o eve asla gitmemeliydim, aslında en büyük hatan ve keşkem. Suyu buraya tek başına asla ama asla yolamamalıydım, onu dinlememeliydim kendi ellerimle her şeyi ayarlayıp rayına oturtup sonra geri dönecektim Ahh.. Şu davalar üst üstte gelmeseydi, bu kadar boşlamasaydım Suyu böyle şeylere gerek kalmazdı. Bir kadın benim yüzümden bebeklerinden ayrılmaya varacak duruma düşmezdi...
Bankta yanıma birinin oturmasıyla düşüncelerimden sıyrıldım, başımı kaldırdığımda karşımda Hakanı görmeyi hiç ama hiç beklemiyordum. Hakan bana zorlukla gülümseyip.
"Kendini suçlaman gereksiz, bazı şeyler ellinden gelmeden olu verir. Senin cidden bu durumda suçun yokken, kendini suçlama." dediğinde sustum Sultan hanımın durumu ayrı bir konu Suyun durumu zaten apayrı bir konu aklım allak bulak bilmiyorum, aslında tek bildiğim Suyu böyle karışık ortamda tanımadığı insanların içinde artık asla tutmayacağım.
Ne kadar zaman geçti bilmiyorum sessizlik bana iyi geliyor ama Hakanla da konuşmam gerek o yüzden kendimi toparladım ve Hakana dönüp.
"Suya onu Almanya ya götüreceğimi söyledim." dediğimde Hakanın yüzü düştü, ben konuşmama devam ettim.
"Böyle olması herkes için daha iyi olacak, hem senin eşinle ve Allah nasip ederse yeni doğacak evlatlarınla ilgilenmen gerek." dediğimde Hakan sadece,
"Ama Toprak.." dediğinde sözünü tamamlamasına izin vermedim ve
"Oğlun şuan Suyla ilgilenecek halde değildir annesiyle ilgilenir. Suyun gittiğini bile anlamayacak." dediğimde. Hakan,
"Ama.." dedi konuşmasını cidden istemiyordum. Suyunda beni dinlememesi beni zaten boğmuştu, tekrar sinirlenmek istemediğim için Türkiye de 3 gün falan kalırım diye düşünüyordum. Ama şuan asla öyle düşünmüyorum o yüzdende.
"Bir kaç gün daha kalacaktım ama Suyun burada daha fazla kalmasını istemiyorum. Hakan senden tek isteğim Suyun ve benim eşyalarımızı havaalanına yollat. Ben Suyu direk Almanya ya götürmeye karar verdim." dediğimde Hakan üzgünce boynunu büktüğünde yanından kalktım.Kolay kısım halloldu en önemli kısım Suyu buradan nasıl çıkartacağım...
TOPRAK'tan
Anılın salaklıkları Barışın gülümsemeleriyle kafamı biraz olsun Sudan uzaklaştırıyordum. Barış Melekle beraberler hastaneye geldiklerinde, Melek Suyu görür görmez onun yanına gitmiş. Barışta benim yanıma gelmiş, Suyun yanında Melek olduğu için yanına gitmek istemedim. Kız kıza konuşurlar Vural bey ne oldu neler oluyor hiç ama hiç bilmiyorum ama Suyun cidden çok üzüldüğü gerçeği var ortada..

ŞİMDİ OKUDUĞUN
"TOPRAK"
Teen FictionFLASHBACK (Geriye Dönüş) "Nefes. Yapma, bak ciddiyim yapma dedim!!!" "Offf Toprak, Paşalığın tuttu gene. " "Ben bir tek senin paşanım. Sultanım " Annem dediğimi duysa beni kesin keser. Çünkü o benim biricik Sultanım, ama Nefesi tanısa bir şey demez...