Uyarı: Bu hikâye yetişkin içeriklidir.
+90535*******: Merhaba ben Umay, yanlış kişi doğru zaman.
Geçmişten gelen gizemli bir kadın...
Geçmişi ardında bırakmaya niyetli güçlü bir adam... İkisini birleştiren tek gece...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(03. 12: Görüldü)
Umay: Şeyy... (03. 29)
Umay: Orada mısın ?
tuna: burada olmamayı dilerdim
Umay: Neden, güzel değil mi?
tuna: aksine fazla güzel
tuna: siktirr
tuna: sütyen giymemişsin ve bunu yeni fark ettim
Umay: Gece sütyenle uyuyamamak gibi bir huyum var :d
tuna: yanındaki adam için güzel bir huy
Umay: Ya yanımda olmayan adam için?
tuna: büyük kayıp
Umay: Beni şaşırtıyorsunuz Tuna Bey ve ne yalan söyleyeyim, bu açık sözlülüğünüz epey hoşuma gitti.
*
Kafası bozuldu.
Genç adam telefonun ekranındaki görsele bakarken yüzünde ifadesizliğin soğukluğu mevcuttu. Kafası bozulmuştu çünkü ela gözleri, kadının tenindeki morlukta asılı kalmıştı. Zihni darmadağın olmuştu.
Bunu kendine itiraf etmesi sandığından da zordu. Dışarıda yağan karla karışık fırtınanın aksine içinde büyük yangınlar kopmuştu ve Tuna Başaran bunun nedenini anlamakta güçlük çekmişti.
Yüzünü bile görmediği bir kadının sırf bedeninden etkiliyor diye yaşıyor olamazdı tüm bunları. O kadının bedenindeki morluk onu ilgilendirmezdi.
Umay'ın hayatında biri olup olmaması onu ilgilendirmemeliydi. Bunu kafasına takmamalı, bunu düşünmemeliydi. Ancak pratik, kafasındaki antrenman kadar kolay olmamıştı, genç adam; hayatında biri varsa neden bana yazıyor, diye düşünüp durmaktan alamıyordu kendini.
Sehpanın üzerine fırlatırcasına attığı telefonu tekrar kavradı ve mesaj sekmesine girdi. Bir fotoğraf olmayan Umay isminin üzerine tıkladı. Kadının mesajını gördüğünde dudakları hafifçe iki yana kıvrılmıştı. Kabul etmesi zor olsa da Umay denen bu gizemli kadın birkaç gün içinde hayatına yerleşmişti. Çıkmaya niyeti yok gibi gözüküyordu.
Tuna Başaran disiplin manyağı bir adamdı. Kontrol onun elinde olmadığında öfkelenir, kendine hakim olamazdı. Fakat tuhaf bir şekilde, bu kez kontrolün onda olmamasını sevmişti. İpleri bir kadının eline bırakma fikri zannettiği kadar ürkütücü değildi.