Merhaba, ben geldim. HE'S MINE #GenelKurgu kategorisinde #40. sırada ve hepsi sizin sayenizde. Okunmamız 30 bine dayanmış durumda o yüzden çok mutluyum ama oylar epey düşük, yıldızımıza tıklamayı lütfen unutmayın.
Görüşlerinizi de belirtirseniz mutluluktan havaya uçarım ashjdfs
Affedersiniz ama bu bölüm ağzıma sıçtı. Bölümleri Word'e yazıyorum ve iki bin beş yüz kelimenin ardından save almadan dosyayı kapatmışım. Her şeyi baştan yazmaya çalıştım ve haliyle bittim. Bu bölüm Kaya Gürdal'la dolu oldu ama kafanızdaki sorulara bir nebze de olsa cevap verecek bir bölüm yazdım. Size kocaman bir spoiler vereyim. Bölümü öyle bir yerde bitirdim ki bana saydırabilirsiniz ajhasdhfkjdfdfk ama bu bölümün hemen ardından gelecek çok ateşli bir kavgaya hazır olun dostlarım.
İyi okumalar!
HE'S MINE| 33
Yalanlar mı büyütürdü insanı aldığı yaralar mı?
Benim yaralarım hiç kapanmadığından kendimi hâlâ küçük bir kız çocuğuymuşum gibi hissediyordum.
Emre, yüzündeki içten gülümsemeyle bana bakıyorken arkadaşımın gözlerinin içi parlıyordu. "Umay, sen var sen... Sen bir tanesin kızım!" Bana sıkıca sarıldı. Öyle sıkı sarılıyordu ki, bir an bir daha nefes alamayacağımı sanmıştım. "Kaya Bey seninle konuştuktan sonra projeme bir kez daha bakma kararı aldı ve beni kovmaktan vazgeçti."
Anlaşılan birileri, kendi planında beni saf dışı bırakmış, ilk hamlesini oynamıştı. Omuzlarım aldığım yenilgiyle çökerken dudaklarımı araladım. "Emre benim sana bir şey söylemem lazım."
"Söyle canım arkadaşım, herkes sussun sen konuş!"
"Ben şey.." Dudaklarım tereddütle aralanırken sertçe yutkundum. Dudaklarımdan dökülecek sözleri bekleyen arkadaşım bana bakıyorken ona yaşananları anlatmak öylesine zordu ki... Her şeyden önce, onun delicesine bağlandığı bu mutluluğu elinden alacaktım.
"Söylesene kızım, n'oldu?" Emre soru işaretleri dolu bakışlarını üzerimde gezdirirken başımı iki yana salladım. Bunu ona yapabileceğimi sanmıyordum. Kaya Gürdal ve Tuna'nın arasındaki şeyin sebebi ne olursa olsun dostumun mutluluğunu elinden almayacaktım. Bunu yapamazdım.
"Ben senin adına çok sevindim." diye konuştum birdenbire. Bir tarafım, Tuna'ya ihanet ediyormuş hissine kapılırken bir tarafım en yakın arkadaşımı böyle yüz üstü bırakamayacağını haykırıyordu.
Kaya Gürdal'ın bir bar tuvaletinde karşıma çıkıp onun şirketinde çalışacağımı söylemesinin üzerinden üç koca gün geçmişti. Onun bir daha sakın karşıma çıkma, demesinin ardından geçen üç gün...
Tuna Başaran, yokluğu gibi varlığı da hayatımdaki bütün dengeleri alt üst etmişti. İçimdeki burukluğu tarif edebilmenin sayısız yolu vardı. Bu, kaynar çayın üzerine buzlu su içmek gibi bir histi. Dişlerim kamaşıyor, saniyenin onda biri gibi kısa bir sürede hissettiğim o acı, bana büyük bir kâbus yaşatıyordu.
Kafamdan geçen düşünceler beni öylesine esir almıştı ki nefes almayı unutuyor gibi oluyordum. Emre'ye acil bir işim olduğunu söyleyerek ayaklandığımda o an düşündüğüm tek şey Kaya Gürdal'dan hesap sormaktı. On beş dakika kadar kısa bir süre içinde trafiğe takılmadan Gürdal'ın ofisine gelmeyi başarmıştım ancak onun burada olmayabileceği ihtimalini aklıma bile getirmemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HE'S MINE (+18) TEXTING
Novela JuvenilUyarı: Bu hikâye yetişkin içeriklidir. +90535*******: Merhaba ben Umay, yanlış kişi doğru zaman. Geçmişten gelen gizemli bir kadın... Geçmişi ardında bırakmaya niyetli güçlü bir adam... İkisini birleştiren tek gece...