Merhaba, hala buradaysan sana söylemem gereken birkaç şey var.

609 46 24
                                    

Merhaba,


Hala buradaysan, sana söylemem gereken birkaç şey var. Öncelikle başımıza gelen bu büyük felaket için çok üzgünüm. Depremde hayatını kaybedenlere Allah'tan rahmet, yakınlarına sabır ve başsağlığı diliyorum. Annem ve kız kardeşim Antakya'da yaşıyorlardı, ben İstanbul'da yaşıyorum. Haberi alır almaz yola çıktık ancak 16 saat boyunca onlardan haber alamadık. Neyse ki hayattalar ve Allah onları bana bağışladı. Ancak o haber alamama durumunun ve kötü senaryolar üzerine düşünüp durma ruh halinin beni ne kadar yıprattığını tahmin edemezsiniz. İlk 48 saat içerisinde oradaydım ve yaşanan her şeye kendi gözlerimle şahit oldum. 1 haftada 20 yıl yaşlandığımı hissettim.


Tüm bu felaketler bir yana, uzun süredir buralarda olmamamın oldukça fazla sebebi var sevgili okurlarım. Bildiğiniz üzere ben bir üniversite öğrencisiyim, İngilizce Öğretmenliği okuyorum ve 3. sınıftayım, derslerim oldukça yoğunlaşmıştı. O kadar çok ödev yapıyordum ki artık bir şeyler yazmak benim için tam bir eziyet haline gelmişti. Ancak tüm bunlar yazmama engel değildi; babaannemi kaybedene dek. Beni büyüten insanı kaybettim ve başka bir şehirde okuduğum için ona veda bile edememiştim. Bu, beni önünü alamadığım bir depresyona sürükledi ve iki ay boyunca herkesten her şeyden uzak bir hayat yaşadım. Okul kapanıp evime döndüğümdeyse hayata biraz daha adapte olmaya başladım.


Derken aşık oldum. Evet, burada sayısız aşk hikayesi yazdım, mutlu sonlu mutsuz sonsuz, bol aksiyonlu, entrikalı ancak en büyüğünün benim başıma geleceğini hiç tahmin edemedim. Beni içinde bulunduğum dipsiz kuyudan çıkaran adamın günün birinde beni oraya kendi elleriyle iteceğini hiç tahmin etmemiştim. Mutluyken birkaç kez bir şeyler yazmaya çalıştım, derken her şey tepetaklak oldu ve tabiri caizse büyük s*çtım.


Sonra antrenörümün katil olduğunu öğrendim. Benimle antrenman yaptığı akşamın sabahında sevgilisini on yerinden bıçaklayarak öldürmüş bir ruh hastasıyla sohbet etmiştim. Bunun bende yarattığı psikolojik travmayı hala atlatabildiğimi düşünmüyorum. Aradan iki ay geçmesine rağmen hala sokakta yürürken arkamı dönüp kontrol etmek zorunda hissediyorum. Şimdi mi? Şimdi Portekiz'deyim. Bu yaklaşık bir sene öncesinden planlanmış bir şeydi aslına bakacak olursanız. Depremden sonra gelmeyi düşünmemiştim ancak ailemle oturup düşündüğümde bir şeylerden uzak kalabilmenin benim için en iyisi olduğuna karar verdim ve Erasmus'a devam ettim.


Yaaaani... Başıma gelen onca şeyden sonra kürkçü dükkanındayım. Bana iyi gelmesi için yazacağım tıpkı eski günlerdeki gibi. Aşka dair tutumum ne olur bilemiyorum, dediğim gibi o yarayı henüz saramadım. Ama bu sabah, her zamankinden farklı uyandım. Buradaki evimin karşısında çok güzel bir nehir var, sizinle fotoğrafını paylaşırım. Pencereden dışarı baktım ve dedim ki geri dönme zamanı. 

Burada olmak istiyorum. Diğer hikayelerimi zaman içerisinde tamamlamaya çalışırım, ama şimdilik kafamdaki kurguyu sizinle paylaşmak istiyorum. 

Bu yazıyı okuduysan, hala benimle kalmaya devam etmek istiyorsan ya da ne bileyim, varlığını fark etmek istersen bir şeyler söyler misin? Benim için çok önemli. 

Kendine iyi bak. Kısa zamanda görüşmek üzere. 

HE'S MINE (+18) TEXTINGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin