Merhaba! Sizi çok bekletmedim umarım. Yıldızımıza tıklamayı lütfen unutmayın. Oy ve yorumlarınız benim için çok önemli unutmayın : ) Sizden bol bol satır arası yorumu bekliyorum, onları okudukça daha çok yazmak istiyorum.
Madrugada, Honey Bee
Redd, Prensesin Uykusuyum (lütfen bu şarkıyla okuyun, özellikle bölümün son kısmını😊"
HE'S MINE| 41
Ay ışığı gecenin karanlığının ortasına dikilmiş bir mumdu. Saat, sabahın beşiydi ve gün henüz doğmamıştı. Genç adam cam sehpadaki kristal bardağa uzandı ve safran sarısı sıvıdan büyükçe bir yudum aldı.
Ağzını bıçak açmıyordu. Kafasının içinde dönüp duran tilkiler, onun gibi bir adam için öylesine yabancıydı ki Tuna Başaran, sevdiği kadının yanında duran o adamı kafasında öldürüp duruyor, sonrasında bu vahşi düşünceler için kendisinden nefret ediyordu.
Gözleri hemen karşısında oturmuş adamın üzerinde gezindi. Ciddi bakışlarla onu izleyen adamın mavi gözlerine baktıkça öfkelendiğini hissediyordu. Kaya Gürdal'ın sorgulayıcı irisleri Tuna Başaran'ın sinirini bozuyordu.
Tuna, "Bana bir iyilik yap ve git evimden." dedi kadehini cam sehpaya bırakırken.
Kaya Gürdal o her zamanki alaycı ifadesini takınırken "Bu dünyada iyilik yapacağım son insan sensin kardeşim." diye konuştu. Tuna'nın viski şişesine uzanacağını fark ettiği andaysa ondan önce davranarak hızla şişeyi aldı ve dudaklarına yasladı. Bunu, Tuna'ya gıcık olduğu için yaptığını savunacaktı ancak amacı genç adamın daha fazla içmesine engel olmaktı. Biliyordu, Tuna Başaran'ın iflah olmaz bir titizliği vardı.
"Siktir git şuradan Kaya!" Tuna birdenbire patlayıp viski kadehini hemen karşısındaki duvara fırlattığında Kaya Gürdal ortada bir sorun olduğunu fark etmişti. Bu, o İstanbul beyefendisinin hareketlerine benzemiyordu. Bu ailenin şımarık ve işe yaramaz çocuğu Kaya'ydı Tuna değil. Tuna, herkesin sevdiği o uslu ve zeki çocuktu. Çok kitap okur, insanlara nazik davranır ve kalp kırmazdı. Ancak şu an karşısında oturan adamın yıllardır tanıdığı Tuna'yla en ufak bir benzerliği yoktu.
"Sakin ol lan!" dedi Kaya ayağa kalkarken. Şaşkın bakışlarını annesinin bir tanecik oğlunun üzerinde gezindirirken "Kafayı mı yedin amına koyayım?" diye sordu.
Kaya, Tuna'nın kendinde olmadığını zannediyordu ancak genç adam hiç bu kadar kendinde olduğunu hissetmiyordu. "Yedim lan! Kafayı yedim senin yüzünden. Siktir git aldıysan cevabını!"
Kaya, onun sonunda kafayı sıyırdığını düşünerek koltuğun üzerindeki paltosunu aldı ve çıkmak üzere kapıya yöneldi. Sonra duraksadı. Bakışları kısıldı ve zihninden bir ses, ona bir kadın ismini fısıldadı: Umay.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
HE'S MINE (+18) TEXTING
Novela JuvenilUyarı: Bu hikâye yetişkin içeriklidir. +90535*******: Merhaba ben Umay, yanlış kişi doğru zaman. Geçmişten gelen gizemli bir kadın... Geçmişi ardında bırakmaya niyetli güçlü bir adam... İkisini birleştiren tek gece...