-6 Gün Önce-
Ağustos ayının gelmesiyle hava sıcaklığı biraz daha artmıştı. Yaz öyle de böyle de geçmişti. İlk yazının böyle olacağını düşünmese de pişman değildi. Sonuçta istediği olmuştu. Bağımsız bir ülkeydi ve kimse ona ve halkına tekrardan zulüm yapamayacaktı. Hatta şu an uğraştığı belgeler de zulüm nedeniyle kaçmış olan uygurluların ülkelerine geri dönmelerini sağlamak için çözüm yollarıydı. Bütün hepsinin dönüş paralarını kendisi ödemeyi düşünüyordu ama ekonomi olarak çok iyi olduğu söylenemezdi.
Kapıyı tıklama gibi bir zahmet bulunmadan pat diye içeri giren Çin, "Sincan!" diye bağırdı. Çin'in sesini duyunca kafasını kaldırıp göz devirerek "Adım Doğu Türkistan, Bayan Çin Halk Cumhuriyeti." dedi Doğu Türkistan. "Çok komiksin Sincan(!)" diyen Çin, kenardaki beyaz koltuğa oturup yayıldı. "Adım Doğu Türkistan!" diye bağırarak tekrar etti Soğu Türkistan. Ama Çin'in onu umursamadığını fark edince ayağa kalkıp kapıya doğru yürüdü ve kapıyı açıp "DEFOL GİT! SENİN O BANA TAKTIĞIN ACİZ KÖPEK İSMİNİ İSTEMİYORUM!" diye kükredi.
Kahkaha atan Çin, yayıldığı koltukta doğrulup bir bacağını diğer bacağının üstüne atarak "Yani benim köpeğim olduğunu sonunda kabul ettin öyle mi?" dedi imalı bir şekilde. Kıkırdayarak ayağa kalkıp Doğu Türkistan'ın yanına yürüyüp dibinde durdu. Hafifçe eğilip Doğu Türkistan'ın boyuna gelerek "Sana acıyıp bağımsızlık verdim diye kendini bir bok sanma. Verdiğim o bağımsızlığı almayı da bilirim maviş köpecik." diye fısıldadı ve gülerek gitti. Giderken de "Şangay birliğine katılacaksın! Aynı o kardeşim dediğin ülkeler gibi!" diye bağırdı.
Gözleri dolmuş Doğu Türkistan, yavaşça kapıyı kapatıp kapıya yaslanarak oturdu. Kekekeleyerek kendi kendine tesselli etmeye başladı. "Sadece beyni yıkanmış. O böyle biri değil. Sadece beyni yıkandı. O hâlâ eski küçük Kominist Çin. O hâlâ benim çiçeği-"
Sözünü tamamlayamadı. Öyle olmadığını kabullenmek için yutkundu. Bütün dediklerini yok saydı. Çin artık böyle biriydi. Bu sefer kabullenmişti. Kafasını geriye doğru kapıya vurup hıçkırarak ağlamaya başladı. "ALLAH BELANI VERSİN! İNŞALLAH SEN DE BİR GÜN BANA MUHTAÇ KALIRSIN! PARAMPARÇA OL! ALLAH KAHRETSİN SENİ!"
Evet bir gün olacaktı...
Hiçbir ülke bir diğeri olmadan bu berbat ve acınası Dünya'da kalamazdı. Her ülke birbirine muhtaçtı. Cinslerinin tükenmemesi içindi bütün uğraş.***
"Gerçekten benim de haberim yok baba. Malesef o toplantıya ben çağrılmadım." diyerek başındaki beyaz askeri şapkayı düzeltti. Fransa'nın zorlamasıyla ilk defa beyaz askeri üniforma giymişti. Oldukça rahatsızdı. Kıkırdayan Türkiye, "Hayırdır Nato? Evlenmeye mi karar verdin? Beyazlar içindesin." diyerek herkesi güldürmüştü. Somurtan Nato ise "Çok komik Türkiye! Fransa'nın zorlamasıyla giydim!" diye bağırıp oval masanın başına oturdu.
Gülmeye devam eden Almanya, "Birleşmiş Milletler bekar haberin olsun Nato!" diye bağırıp kolunu Türkiye'nin omzuna attı. Birleşik Krallık'ın koluna girmiş olan Fransa, gülümseyerek "Avrupa Birliği de bekar. Hatırlatmak isterim Almanya." dedi. Kıkırdayan Birleşik Krallık, "Sevgilim ve dostlarım tartışmayalım. Bu güzel günümüz güzel geçmeye devam etsin." diyerek Fransa'nın oturacağı sandalyeyi çekti. Beyaz elbisesinin etek kısmının kenarlarından tutup hafifçe kaldırarak oturdu Fransa.
Kapıdan giren Konfederal Amerika'yı gören Amerika, göz devirerek "Güzel günümüz bitti bile baba." diyerek Nato'ya en yakın sandalyeye oturdu. Gülümseyerek "Amerika kısmen haklı. Nato'dan bazılarını atma vakti gelmiş." deyip Amerika'nın karşısına oturdu Konfederal Amerika. Herkes yerlerine geçtiği zaman üstündeki ceketi düzelterek ayağa kalktı Konfederal Amerika.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sırlar Dünyası - Düşüş
Science Fiction"Size otuz yıl vermiştim." "Sadece iki yıl daha istiyoruz! Bu kadar gaddar olma!" diye bağırdı yaşlı adam. Yanındaki karısını arkasına saklayarak öfkeli gözlerle karşısındaki ölümsüz yaratığa baktı. Kıkırdayan yaratık "Olmaz~ Eğer yaşamanıza izin ve...