Sırlar Dünyası - Düşüş

-5-

-4 Gün Önce-

Hiç kapıyı çalma zahmetinde bulunmadan içeri giren Yunanistan, Rusya'nın yanına gelip "Durumu nasıl?" diye sordu. İç çekip başını iki yana sallayan Rusya, "İlk önce normal orman yangını sanıldı ama iş çığrından çıktı. Birden başka şehirlerde de yangın çıktı. Tuhaf olansa yangın çıkan yerler Unesco tarafından seçilmiş turistik yerler." diye açıklama yaptı. Dehşete uğramış bir şekilde bakan Yunanistan, elleriyle ağzını kapatıp "Bu çok korkunç. O kadar hayvan ve insan tehlikeye giriyor." dedi.

Buna karşılık olarak Almanya kapalı olan sağ gözüne göz bandanasını takarken "Yangınlar şehir merkezlerine ulaşmaya başlamış. İlk başta Türkiye dahil hiç kimse önemsememiş. Hükümetin otel, ev, iş merkezi vs. için bilerek yaktığını düşünmüş herkes. Ama yakılan yerler turistik yerler olduğu anlaşılınca herkes bunun başka bir şey olduğunu anlamış." dedi.

Tek kaşını kaldıran Yunanistan, "Nedeni neymiş?" diye sorduğunda beyaz perdenin arkasından Türkiye'nin "DSÖ bırak gidip dalayım o teröristlere! Başlarım ateşimin çıkmasına! 15 Temmuz'daki gibi gidip suratlarının ortasına çakmak istiyorum!" diye bağırması duyuldu. "Tanrım.." diye mırıldanan Rusya, bıkkınlıkla elini anlına vurup perdeyi aralayıp Türkiye'nin yanına geçti. "Sakin ol arkadaşım. Merak etme bu sefer bende yardım edeceğim sana." diyerek kollarından sıkıca tutarak Dünya Sağlık Örgütü'nün sakinleştirici yapmasını sağladı. Gözleri kapanmadan önce "O terörist piçleri cehennemin dibine göndereceğim." diye mırıldandı Türkiye.

Sonunda sakinleştiriciyi yapabilmiş olarak rahatlayan Dünya Sağlık örgütü, bebek mavisi rengindeki tek koltuğa kendini attı. Kıkırdayan Rusya, "Anlaşılan bu sıralar fazlaca mesai yapıyorsun DSÖ." diyerek Dünya Sağlık Örgütü'nün yanına geçip koltuğun kenarına yaslandı. Başını sallayan Dünya Sağlık Örgütü elini açıp parmaklarıyla saymaya başladı. "Çin'in sel nedeniyle nefessizliğiyle ilgileniyorum, Kanada buzul erimesinden ve kuraklık nedeniyle aşırı zayıflaması. Japonya sık sık olan depremler yüzünden olan kalp hastalığının üzerine bir de tayfun yüzünden hareket bilinçsizliği oluştu. İyice kafayı yedim artık."

Anladığını belli etmek için kafasını sallayan Rusya, elini Dünya Sağlık Örgütü'nün omzuna koyup gülümsedi. "Merak etme DSÖ. Bunlar da geçecek. Diğerleri doğal afet ama eğer Türkiye gerçekten haklıysa büyük bir dert var başımızda." diyerek Dünya Sağlık Örgütü'nü rahatlatmış olsa da kendisi bu konuyu kafasına çoktan takmıştı. Tek duası gönderdiği uçakların ve yardımların bir işe yaramasıydı. 

-

"AGH! HADİ AMA! HASTA OLAN BİR ÜLKENİN O YANGINA GİRMESİNE NASIL İZİN VERİRSİNİZ!?" diye öfkeyle bağıran Rusya'nın sesini duymuş olan herkes odanın kapısında bekliyordu. Yanına gelen sadece Yunanistan ve Almanya oldu. İkisi de Türkiye hakkında her şeyi merak ediyordu. "Oraya gönderdiğim insan müsvetlileri ne boka yarıyor acaba!? Özelliikle uyarmıştım!" diye bağıran Rusya karşı tarafı dinledikten sonra telefonun mikrofon kısmını ağzına yaklaştırıp "O UMURSAMAYAN GEREKSİZLER VAR YA! KENDİLERİNE ÜLKE BULSUNLAR!" diye bağırıp telefonu duvara fırlattı. 

"Lanet olası aptal.." diye mırıldanan Rusya'nın omzuna elini koyan Almanya gülümsedi. "Ona engel olamazdık. Ne biz ne de görevliler. O bir kere inat etti mi Dünya'yı yok eder yine de yapar." diyerek kıkırdadı. İç çekip başını masaya yaslayan Rusya, "Ölümüne koşuyor bildiğin. Hareketleri kısıtlı ya gerçekten bir terör saldırısıysa? Ona yapmadıklarını bırakmazlar. Ayrıca o kapitalist pislik her ne kadar destek vermediğini söylese de hâlâ YPG ve Fetö var. Bunlardan birinin eline düşmesi demek sonu olur!" diye haykırıp boynundaki atkıyı yüzünü kapatacak şekilde çekti.