"Size otuz yıl vermiştim."
"Sadece iki yıl daha istiyoruz! Bu kadar gaddar olma!" diye bağırdı yaşlı adam. Yanındaki karısını arkasına saklayarak öfkeli gözlerle karşısındaki ölümsüz yaratığa baktı. Kıkırdayan yaratık "Olmaz~ Eğer yaşamanıza izin ve...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-Geçmiş-
"Çocuk kaçırmak ne demek!? Delirdin mi sen!? İlk önce kızın Safevi'ye gider sonra da Safevi'nin oğlunu ve kızını mı kaçırdın!?" diye bağıran padişaha "Evet. Unutmayın ki benim yaptıklarım sizi ilgilendirmiyor. Aynı ben sizin yaptıklarınıza karışamadığım gibi." diyerekkapıya yürüyüp kapıyı tıklattı. "Devlet içinde devlet olmaz. Devlet-i Aliyye."
"O zaman en kısa zamanda siz ve ailenizden kurtulmam gerekecek." diyerek açılan kapıdan çıktı Osmanlı, arkasından "HALK SENİN ELİNDE O İZİ GÖRDÜĞÜ ZAMAN SENİN İDAMINI İSTEYECEKTİR!" diyen bağırışları umursamadan.
Ağalar kapıyı açınca Osmanlı yavaşça içeri girip beşiklerin etrafında toplanmış çocukların başlarını okşadı. Osmanlı "Kardeşleriniz uyuyor mu hâlâ?" diye soru yöneltince Türkmenistan, beşiği örten tülü kaldırıp "Bütün gece ağladılar. Daha yeni uyudular." dedi.
Erkek bebeği kucağına alıp anlını öptü. "Anlaşılan gaz sancıları var. Eminim ki yakında biterağlamaları ve huzurlu bir şekilde uyurlar." diyerek bebeği beşiğe bıraktı Osmanlı. "Ee çocuklar siz ne yapıyorsunuz?" diye yöneltilen soruyla üç kardeş farklı yerlere baktı. "Anlaşılan yine dersten kaçılmış ve oyun oynanmış."
"Ama baba! Çok sıkıcı dersler!" diye sızlanan çocuklarını dinlerken kıkırdamaya başladı Osmanlı.
....
"DURUN!" diyerek odaya girdi pat diye Türkmenistan. "ABİ NE YAPTIĞINIZI SANIYORSUNUZ!?" diye bağırıp ağalara dönerek "HEMEN KARDEŞİMİ VERİN! BİR ŞEHZADEYİ NASIL KÖR EDERSİNİZ!?" diye bağırdı. Ağalar mırın kırın edip "Olmaz sultanım. Hünkârmızın emri bu." dedi.
"Bu doğru mu abi!? Nasıl kardeşimizin kör olmasına izin verirsin!?"
"Mihrimah! Ses tonuna dikkat et! Ayrıca haklı bir sebep var."
"Kardeşimizin bir gözü kör edildi ve sen bunu başında durarak izledin! Ne sebebi olabilir!? Hiçbir haklı sebebi yok bunun!" diye bağırarak Türkiye'ye tokat attı.
"Eğer kardeşinin yanında kalmasını istiyorsan kardeşinin babamdan başka babası olmamalı. Ama sen bunu anlayamayacak kadar küçük kalmışsın."
...
"Merhaba Gürcistan," diyerek Gürcistan'ın saçlarını okşadı Sovyetler Birliği. "Azerbaycan ve Ermenistan nerede biliyor musun?"
Başını sallayan Gürcistan, elindeki peluş aslanına daha sıkı sarılarak yatağın altını işaret etti. Gülümseyen Sovyetler Birliği, Gürcistan'nın başını öpüp "Teşekkür ederim." diyerek yatağa yöneldi. Normalde olsa yatağı iter ve ya kaldırırdı ama şu an iki minik çocuğun nasıl aşağıda uyuduğunu bilmediğinden yavaşça yere oturup yatağın altına baktı. Ermenistan ve Azerbaycan birbirine sarılarak uyuyordu. Gülümseyerek dikkatlice iki çocuğu yatağın altından çekip yatağa yatırdı. Hiç uyanma belirtisi bile göstermeden uyuyorlardı hâlâ.
