"Size otuz yıl vermiştim."
"Sadece iki yıl daha istiyoruz! Bu kadar gaddar olma!" diye bağırdı yaşlı adam. Yanındaki karısını arkasına saklayarak öfkeli gözlerle karşısındaki ölümsüz yaratığa baktı. Kıkırdayan yaratık "Olmaz~ Eğer yaşamanıza izin ve...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Ülkeler ve Birlikler, insanların yaptığı telefonlar gibi bozulmaya mahkumdu. Ülkeler bozulduğunda ölüme mahkumdu. Çünkü aşırı duygusallık ülkenin kendi milletini düşünmesine engeldi. Ülkeler ırkçı olmak zorundaydı. Kendi milletini korurken başka milletlere karşı acımasız, duygusuz ve kindar olmak zorundaydılar. Bozuldukları zaman bu özelliklerini kaybederlerdi. Bu yüzden oldukları milletin renklerini kaybederek solardı renkleri. İradelerini ve bilinçlerini kaybedince ise simgeleri kırılırdı. Böylece ölürlerdi.
Birlikler ise amaçları gelişir ve ya gelişmezdi. Ama amaçlarının dışına çıktıklarında bozulurlardı. Mesela Milletler Cemiyeti, bütün ülkeleri savunarak bozulduğunu belli etmişti. Onun görevi ve amacı sadece üye ülkelerini korumaktı. Lakin Milletler Cemiyeti, bütün ülkeleri korumaya çalışmıştı. Bozulan diğer birlik ise Avrupa Birliği'ydi. O ekonomi birliği değil kıtanın ta kendisi olmuştu bozularak. Bu yüzden acı çekiyordu.
İnatla çalan kapıyı umursamak istemiyordu Avrupa Birliği. Bu haline kimse şahit olmamalıydı. Lakin kapıyı kim çalıyorsa gitmemekte kararlıydı. En sonunda tepesi atan Avrupa Birliği, ayağa kalkıp sendeleyerek kapıya gitti ve kapıyı araladı. "N-nato?"
Kapıyı itip Avrupa Birliği'ni yere düşüren Nato, "Evet Nato. Hadi hazırlan Bahçesaray'a gidiyoruz." diyerek eve girdi ve Avrupa Birliği'ni kucaklayıp odaya götürdü.
"Neden Bahçesaray'a gidiyoruz?" diye soran Avrupa Birliği, yatağa bırakılınca Nato'nun elini tuttu iki eliyle. İç çeken Nato, "Babam ve Konfederal durmaya niyetli değil. Hiçbir şekilde yenme ve yenilme bile yok. Birbirlerini zayıflatıyorlar. İkisi de güçlü değil. Halklarının gücü kalmadı. Bu gidişle ikisinden biri Nükleer bomba kullanacak." diyerek dolaptan Avrupa Birliği için mor sarı takım elbise, siyah gömlek çıkardı.
"Peki neden Bahçesaray? Hâlâ söylemedin sorumun cevabını." diyen Avrupa Birliği'nin yanına oturup konuşmaya başladı Nato. "Kırım bağımsız olup Kırım Cumhuriyeti'ni kurdu. Bu yüzden orası Birleşmiş Milletler tarafından korunuyor. Rusya ve Ukrayna, Kırım Cumhuriyeti'ni tanıdı. Yani şu an en güvenli yer orası olduğu için barış anlaşması orada düzenlenip imzalanacak. İlk olarak barış anlaşması düzenlenecek sonra da birer elçi ülke Konfederal'e ve babama gidip bu anlaşmayı anlatacaklar. Onlar da ya kabul edecekler ya da halkları ayaklandırma çıkarmaları için destek verilip ikisini indirecekler halkları."
"Ben yokken neler olmuş desene." diyerek gülümsedi Avrupa Birliği. "Hadi çabucak giyin gel." diyerek odadan çıkıp kapıyı kapattı Nato.
-
"Ülkemize gizlice girme nedenin bu iki vahşi kardeşi kaçırman mı Türkiye?" diye soran Irak'a tam Türkiye cevap verecekken Türkmeneli -yani Irak Türkmeni-, bıçağını çıkarıp Irak'ın boğazına dayadı. "Yarım bıraktığım işi tamamlayayım mı Arap?"
"VAHŞİ İŞTE!" diye bağıran Irak'ı çekti Türkiye. "Türkmeneli şu an en son istediğimiz şey bitmemiş bir savaştır. O yüzden sakin ol ve ver o bıçağı. Birleşmiş Milletler diken üstünde. En ufak bir hareketi tehlike olarak algılıyor." diyen Türkiye'nin uzattığı eline bıçağı bıraktı Türkmeneli. Göz ucuyla Suriye'ye baktı Türkiye. "Kışkırtma onu. Sonuçlarına karışmam Suriye."
