Sırlar Dünyası - Düşüş

-7-

-3 Gün Önce-

"Darben ne durumda?" diye soran Rusya kıkırdadı. Türkmenistan konuşamadan "Gözlerini deviriyorsun biliyorum." diyerek kahkaha attı. Homurdanarak "Gönderdiğin askerlerin içinde KGB ajanı falan mı var?" diyen Türkmenistan, Rusya'nın gülme sesini duyunca "Gülme!" diye haykırdı. "Peki peki." diyen Rusya iç çekip "Dikkat et kendine. Zarar görmeden hepsini yolunun üstünden kaldır." diyerek telefonu kapattı. Kapanmış telefona sessizce bakarken "Sen de ağabeyime iyi bak Rus." diyerek iç çekti. 

Ardından elleriyle yanaklarına vurup "Kendine gel Türkmen." diye mırıldanarak camdan dışarı baktı. Sokak boştu. Özellikle bu saati beklemişti. Sabah daha hiç kimse bir şey fark etmeden meclis binasına girip cumhurbaşkanını ve yardımcısını etkisiz hale getirecekti. "İlk defa şu diktatörün basını kısıtlamasına sevindim." diyen Türkmenistan ister istemez kıkırdamıştı. Mutfaktan çıkan orta yaşlı kadın elinde bir poşetle Türkmenistan'ın yanına gelip poşedi Türkmenistan'ın açık olan sırt çantasına koyup fermuarı kapattı."Zaferinizi kutlamanız için Shurba ve Shashlyk yaptım. Shashlyk'ı yerken yanında içmeniz Çakıf da var poşette. Aman dikkat et dökülmesin çantaya. Fazlada beklemesin yemekler her ne kadar demir taslara koymuş olsam da soğuyabilir. Eğer yemekler az gelirse arayın söyleyin hemen oğlanla gönderirim tencereleri."

Gülen Türkmenistan, orta yaşlı kadının ellerini tutup minnettarlıkla teşekkür etti. Ardından "Eğer başarısız olursam kesinlikle burada kaldığımı kimseye söylemeyeceğim emin olabilirsiniz." dedi. Kadın gülümseyerek "Bilhassa söylemeni isterim. Size ufak da olsa bir yardımımız dokunduysa ne mutlu bize." dedi. Orta yaşlı kadının on beşli yaşındaki oğlu annesini kolundan tutarak çekiştirdi. "Anne hadi ama! Oyalama Bayan Türkmenistan'ı."

-

"Şimdi!" diye haykıran Türkmenistan, elindeki silahı karşıya doğrultarak kapıya tekme attı. Kendisinden önce içeri giren Rus, Çin ve Türkmenli bazı askerler korumaları etkisiz hâle getirdi. Gülümseyerek pek hızlı olmayan adımlar atarak içeri giren Türkmenistan, "Diktatörlüğünün son dakikaları." diyerek ceketinden dosya çıkardı. Çıkardığı dosyayı masaya koyup cumhurbaşkanının önüne itti. "Hadi imzala bende seni öldürmeyeyim."

"Eğer ben bu kağıdı imzalarsam sen bizim tarafsızlık politikamızı bozarsın." diye cumhurbaşkanı, kafasına silah doğrultulmasıyla yutkundu. Kıkırdayan Türkmenistan, "O lakap bana ait. Ben 'Tarafsızlık Vatanıyım' ve bunu hem Türk Keneşi'ne hem de Şanghay'a katılarak kanıtlayacağım. Bildiğiniz üzere Amerika Cumhuriyeti, Şanghay Birliği'nin üyesi artık. Ben de sizden kurtulduğum anda o birlikte olacağım." dedi ve silahın namlusunu cumhurbaşkanının anlına dayadı. "Hadi imzala!"

Yutkunarak imzayı atan cumhurbaşkanı hızlıca ayağa kalktı. "Bu yaptığınız bir suç! Ayrıca ülkenin içişine düşmanlarımızı karıştırıyorsun! Senin idamını isteyeceğim hem herkesin gözü önünde o kafan kopacak!" diye bağırdı cumhurbaşkanı. Gülmeye başlayan Türkmenistan'ın ardından odadaki herkes gülmeye başladı. Ardından askerler korumaların başına dayadığı silahları indirip korumalara sarıldı. Onları işaret eden Türkmenistan, "Bak nasıl da mutlular. Senin ailen bile bana destek verdi. O yüzden bırak beni idam etmeyi bana bağırmaya cürret bile edemezsin!" diye haykırdı.
...

"Efendim çok iyiydiniz!" diye haykıran asker gülümsedi. Asker gibi gülümseyen Türkmenistan, "Sizin sayenizde ama sevinmek için erken. Daha meclisi yenilememiz ve yeni kanunlar çıkarmamız lazım. Ayrıca dibimizdeki Afganistan'da sorunlar var. Kırgız kardeşlerimizin başı Taciklerle dertte. Sevinmeyelim hemen ama yinede kutlama yapmamız için büyük bir sebebimiz var!" diyerek bardaktaki çakıftan bir yudum aldı.