"Size otuz yıl vermiştim."
"Sadece iki yıl daha istiyoruz! Bu kadar gaddar olma!" diye bağırdı yaşlı adam. Yanındaki karısını arkasına saklayarak öfkeli gözlerle karşısındaki ölümsüz yaratığa baktı. Kıkırdayan yaratık "Olmaz~ Eğer yaşamanıza izin ve...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
-2 Saat Önce-
"İnadına bizi çağırdın değil mi?" diyen Bulgaristan, yumruk yaptığı ellerini sıkıyordu. Kahkaha atan Sırbistan, "Sende Makedonya gibi gelmeseydin Bulgo. Ölü sevgilin böyle sesleniyordu sana değil mi?" dediğinde Bulgaristan üzerine atılacaktı ki Çekya, son anda Bulgaristan'ı tutmuştu. "Şunun gazına gelme!"
"Kaşınıyor! Bırak kaşıyayım şunu! Türkiye yapamamış savaşta! Ben yapacağım!" diye bağırarak Sırbistan'ı üzerine atılmaya çalıştı Bulgaristan. Bacak bacak üstüne atan Belarus, saçını geriye atıp "Birazdan yaşamayacak zaten." diyerek gülümsedi. Sağ tarafı kırmızı sol tarafı yeşil olan saçlarının arasındaki beyaz saç tutamlarını örmüştü, kulağında ise bir haç küpesi vardı. Her zamanki gibi açık kahverengi rengindeki gömleğini ve bej rengindeki pantolonu giymişti.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
(Bu saçı belarusun renginde düşünün)
"Aa! Çok ayıp Bel! İnsan hiç dayısı hakkında böyle konuşur mu?" diyerek sırıtan Sırbistan, omzuna kadar gelen bordoya yakın kırmızı, lacivert ve beyaz renklerindeki saçını toplayıp göz bandanasını düzeltti. Göz deviren Belarus, "Rus Çarlığı'nın manevi oğlusun sadece. Gerçek oğlu olsan bile dayım değilsin. Annem, Rus Çarlığı'nı babası olarak kabul etmiyor." diyerek suyundan bir yudum aldı. Üzgünmüş gibi yapan Sırbistan, "Ah babacığım, bunları duysan görsen mezarında ters dönersin!" diye yapmacık konuştuktan sonra kahkaha attı.
Sırbistan'ın, Yugoslavya olduğu zamanlardan kalma büyük odasında yapılıyordu toplantı. Beyaz duvarlarda Kırmızı ve mavi şeritler vardı. Odayı kendi boyadığı için tam istediği gibiydi. Aslında ilk gıcıklığına Hırvatistan'a ve Bosna Hersek'e boyatacaktı ama sonrasında vazgeçmişti.
Odada sadece uzun oval siyah bir masa ve etrafında kırmızı renkte dokuz sandalye vardı. Rusya ve Ukrayna daha gelmediği için iki sandalye boştu. Canı sıkılan Slovenya ve Slovakya birbirlerinin elinin üstüne vurarak kim daha acıya dayanıklı test ediyorlardı ki Çekya ikisinin de ensesine vurarak ikisinin acıyla ciyaklamasına neden oldu. "Salak salak davranmayın!" diyen Çekya beyaz gömleğinin üzerindeki kırmızı yeleğini düzeltmişti.