Adliyeden çıktığımızda Ilgaz adını yeni öğrendiğim Yusufla konuşuyordu. Bende arabama yaslanmış telefonumu elime alıp savcıyı aradım. Üç kez çalınca açtı
-Bende aramınızı bekliyordum avukat hanım.
"Hayır olsun savcım"
-Öncelikle tebrik ederim duruşmayı kazanmışsınız.
"Bu kadar çabuk nasıl öğreniyorsunuz şaşkınım vallahi. Ee savcım sağolun."
-İyi haber tez yayılır avukat. Sana yeni bir dava vericektim. Boşanma davası ve kadın aldatıldığını ispatlamak istiyor çocuklarını adamdan alabilmek için. Ne dersin?
Bir süre durup Ilgaza baktım "Kusura bakmayın savcım. Biliyorsunuz ben şuan Ankaradayım ve biraz daha burada durucam gibi görünüyor. Lütfen maruz görün"
-Öyle olsun avukat hanım. Tekrardan tebrik ederim büyük geçmiş olsun.
Cevap vermeden telefonu kapattım ve Nehiri aradım. Çaldı.. Çaldı.. Çaldıı ve açmadı.
Yanıma Ilgaz gelince telefonu çantama attım ve ona gülümsedim "Geçmiş olsun yarbay bey"
"Sağolun avukat hanım... çok sağolun. İzninizle sizi yemeğe çıkarmak isterim" diyerek arabasını gösterdi.
"Olur gidelim" diyerek arabaya bindim.
Restoranın önüne geldiğimizde arbada ceketimi bırakıp indim. Çıplak kalan kollarıma işleyen güneş cayır cayır yakıyordu.
Karşılıklı oturduğumuzda yemekleri sipariş ettik. Ellerimi kenetleyip çenemin altına koydum "Evet yarbay tanıt bakalım kendini bana"
Öksürüp masaya eğildi "Pekii, ımm alby olmak için uğraşıyorum. Hava kuvvetlerini okuduğum için kolayca yarbay oldum zaten. Son 1 yılım var ve öncesinde belki görev verilirse hemen atanırım. Onun dışındaa 29 yaşındayım."
Gözlerimi büyülttüm "Hay maşallah"
"Sende bi 24 gösteriyorsun avukat."
Başımı olumsuzca salladım "26 yaşındayım"
"Vayy"
"Boşver beni devam et anlat" diyerek elimi salladım.
"Ailem İzmirde yaşıyor. Bende doğma büyüme oralıyım."
"Haddi canım. Şaka mı?" kaşlarımı kaldırdım.
"Niye şaka olsun canım aa"
"Yok elbette değildir ama bende doğma büyüme İzmirliyim. Neresindensin?"
"Seferihisar"
Surat astım "Bende orada kaldım 13 yaşıma kadar. Sonra Çeşmeye geçtik."
"Hmm. Güzel yer ama"
"Öyle evet. Çok iyi arkadaşlarım vardı. Hepsini seferihisarda bıraktım resmen." diye iç geçirdim. Hoşlandığım çocukta oradaydı hayatım boyunca bir ondan hoşlandım zaten ve galibada Ilgazdan.
"Ay benimde arkadaşlarım çok iyiydi. Bir grubumuz vardı adını şimdi hatırlayamadım ama bir kız gidince grup dağıldı. Ailesi yüzünden gitmek zorunda kalmıştı" dediğinde garson tabakları koydu. Yemeğimizi yerken aklıma gelen isimi geveledim
"Burgaz"
Ilgaz ağzındakini yavaş yavaş çiğneyip nerden biliyorsun bakışı attı.
"Dur şimdi, yok hayır. Uğur ve Rabia?" diyip ona baktım.
"Beklee sen osun. Esmer kahküllü kız evet evet sensin o. Bücür hiç değişmemişsin nasıl fark etmem" diyip elini salladı.
"E sende gözlüklüydün"
Allahım umarım yanaklarım kızarmamıştır. İlk aşkım karşımda yemek yiyorr.
İç sesime mukayyet olmazken. Ilgaz devam etti
"Fıstığa alerjin vardı"
"Oha hatırlıyorsun" diyip şaşkın şaşkın ona baktım.
"Senin hakkında her şeyi hatırlıyorum. Doğum günün 26 ağustos, çok az kaldı hatta." sonra aklına bir şey gelmiş gibi suratını astı ve bana baktı "Ahmet amcayla Mukaddes teyze öldüler mi?" dedi
Yüzümdeki gülümseyi silip ağlamamak için yemeğe devam ettim ve başımla onu onayladım.
"Başın sağolsun Burcu. Çok iyi insanlardı gerçekten."
Gülümsemeye çalışarak "Ayla teyze nasıl?" dedim. Babası biz o yaşlardayken şehit düşmüştü biliyordum yani.
"Çok iyi birde kardeşim vardı belki hatırlamazsın."
"Hatırlamam mı bize ayak bağı olurdu adı da Gayeydi sanki"
"Gaye evet. O da büyüdü vallahi."
"Ay inanamıyorum ya nerden nereye görüyor musun?" diye ona baktım.
"Vallahi tanıdık olman daha çok ısındırdı beni. Hele o bücür olman" dedi gittikçe kısılan sesiyle.
Alay ettiğini düşünüp gözlerimi kısarak güldüm "Alay etme benimle. Hem bak artık bücür değilim ve o hayalimdeki mesleği elimde tutuyorum"
Başını olumsuzca salladı "Hayır Burcu alay etmiyorum. Cidden o kız olman beni sevindirdi.. Ah bunu şuan söylemeye dilim el vermiyor" diyip suyundan içti.
Hadi Burcu tabana kuvvet
Tamam iç ses "Ben senden hoşlanıyordum." dedim ve şaşkın gözlerine baktım. "Yani ilk hoşlandığım kişi sendin."
"Tamam banada bu cesareti verdin o zaman bende itiraf ediyim. Rabia bana senin benden hoşlandığını söylemişti. Bende olur mu hiç öyle şey falan diyordum ama sonra bende sana karşı bir şeyler hissettim ve ne oldu sen gittin." diyip surat yaptı.
"İsteyerek gittik sanki. "dedim kızgın tonda "Rabianın sana bunu söylediğinden haberim vardı. Ayrıca senin dediklerinide söyledi bana. Çok kırıldım, yani kırılmıştım. Babamda gidiyoruz diyince bana senden kaçmak için fırsat oldu."
"Bak ya Allah Allah. Kaçtın yani doğru mu anladım?"
"Senden değil aşkımdan kaçtım. Ne yapayım küçüktüm düşünemedim bazı şeyleri. Aşkım dışında arkadaşlığımız olduğunu düşünemedim. Uğurla görüşüyorum bu arada. Çok gıcık bir çocuk oldu görsen döversin." diyip konuyu değiştirdim.
"Hadi ya, bende Rabiayla görüşüyorum. Daha doğrusu onu sende gördün."
"Nasıl gördüm ne zaman gördüm"
"Dün gece odadaki iki askerden biri oydu" dediğinde açık olan ağzımı elimle kapattım
"Yok artıkk. Nasıl tanımam ya. İyi ama ben onu yanındaki çocukla çok benzettim ikiz falan"
"Abisi ya hatırlamıyor musun? Hani benimle yaşıt bir abisi vardı."
"Anaa lan oğlum ben nereye düştüm böyle" elimle yüzümü kapattım.
"Uğur istediği mesleği oldu mu?" dediğinde başımı ona kaldırdım.
"He evet oldu. Bana emirler yağdıramıyor ama her gün arıyor sağolsun."
"Savcı Uğur Öz"
"Hıı savcı kesildi başıma." diyip başımı salladım.
"Bir akşam grubu toplayalım o zaman."
"Tamam haber veririm savcıma- aa yani Uğura haber veririm. Alışkanlık oldu pis herif ya" diyip ağzıma vurdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Burgaz
Teen FictionYanlışlıkla birisini görüntülü arayıp çokta samimiyet kuramamışken yardım etmeye gidip üstüne bu kişinin ilk aşkın çıkmasıyla devrelerin yanmasını izliyoruz. İkinci hikayeyi yazdım "IlBurAs" yayında!