Nehir ve Uğurda Oğuzu yolcu etmeye gelmişlerdi. Otobüsle geldiğinden onu otogara kadar götürdük hatta binmesini beklemek için onunla inmiştik bile.
Oğuzun kolunun altına girmiş öyleyece yürüyordum ama sanki tuhafgiden bir şeyler vardı. Uğurla Nehir uzak duruyorlardı ve biz Oğuzla bineceği otobüse bir türlü gidememiştik.
Çalan telefonu cebimden çıkardım. O sırada Oğuz kolunu çekti ve bir adım geriye gitti. Ekrandaki isimi görünce kalbimin pırpırlanmasını durduramadım. Ilgaz gelmiş miydi? Beni arıyorduu!?
Hız kesmeden telefonu açtım.
"Ilgaz!"
-Sevgilim.
Ses yalnızca telefondan değil arkamdan da gelince anlık kalbim durdu. Yavaşça arkamı döndüm ve karşımdaki adamın kollarına atladım.
Bacaklarımı beline doladığımda kollarıyla sıkıca bedenimi kavradı ve başını boynuma gömdü. Onun temasının verdiği huzurla yalnızca sarıldım ve dolan göz yaşlarımı saldım.
Beni yere indirdiğinde ilk yaptığı şey dudaklarımı kapanmaktı. Zevkten ve özlemden gözlerimi açamazken Oğuzun araya girmesi beni geriye çekti.
"Gençler tamam"
Geriye çekildiğimde yalnızca o özlediğim yeşillere baktım. Konuşmaya başladığından gözlerim dudakları arasınds gidip geliyordu.
"Ne özlemişim seni" dedi gülümseyerek.
"Bende öyle." elimi bedeninin etrafında sardım. O da aynı şeyi yaptığında hiç geriye çekilmek istemedim. Bir anda gelmiş olması ve içimdeki tuhaf hissi yok etmesi beni son derece mutlu ediyordu.
İlk çekilen oydu.
Omuzlarımdan tutup bana gülümsedi. Gülüşünü özlemişim. Saçlarının kesik olması ve tertemiz cildi onu ayrı yakışıklı yapmıştı. Elimi yanağına götürdüm ve bir süre öyle durdum.
"Aslında bölmek istemem ama ne kadar erken giderseniz o kadar iyi olur."
O bunu dediğinde ona döndüm ve elindeki bavulu fark ettim. Oğuzun bavulu Oğuzdaydı, peki bu kimindi?
Ilgaz ellerimi tuttuğunda bakışlarım onu bulmuştu. Yalnızca böyle gülümsüyor olması benimde yüzümde yayılıyordu.
"Sana dediğim gibi Burcu. İzmire annem ve Gayeye gidiyoruz."
O bunu dediğinde panik yapmıştım. "Olmaz Ilgaz hazır değilim. Şu halimle mi götürüceksin beni?"
"Ay ne varmış halinde? Hem gayette hazırsın. Annemler tanıyor zaten seni gerilme bu kadar"
Başımla onu onaylayıp Nehirin yanına gittim ve evin anahtarını ona verdim "Evde ol ya da olma kapının kilitli olduğundan emin ol yeter." dediğimde Nehir anlamayan ifadeyle bana baktı. Avucunun içine bıraktığım anahtardan sonra elimle elini kapattım ve güven verici şekilde gözlerimi yumdum. Hala ortada bir tehlike olabilirdi.
Polatı bir süre daha gizli tutmakta kararlıydım. Nehirle konuştuklarımızı kimsenin dinlemediğinede emindim.
O da başıyla onayladığında elindeki bavulu aldım ve vedalaşıp arabaya bindik. Ilgazla ben arkaya oturduk ve Oğuz arabayı sürüyordu.
Başımı Ilgazın göğsüne koydum ve haftalardır tadını çıkaramadığım uykunun kollarına bıraktım kendimi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Burgaz
Teen FictionYanlışlıkla birisini görüntülü arayıp çokta samimiyet kuramamışken yardım etmeye gidip üstüne bu kişinin ilk aşkın çıkmasıyla devrelerin yanmasını izliyoruz. İkinci hikayeyi yazdım "IlBurAs" yayında!