"Ya kızım üzülme şunun için Allah aşkına değmez zaten."
-Ya Burcu tam 3 yıl ben neden onunla birlikte oldum. Askere gitti lan onda da yolunu gözledim. Yanarım yanarım ona yanarım.
"Neyseki ağlayıp baş şişirenlerden değilsin."
-Yok kız ben onun için ağlamam. Neyse bebişim sizin Ilgazla durumlar nasıl?
"Gayet nice. Onu gördüğümde gözlerim kalp şeklini alıyor. Hahahahah. Ama yarim göreve gidiyoo"
-Hadi ya Allah sağ salim gidip gelmeyi nasip etsin.
"Amin inşallah inşallah"
Birkaç dedikodudan sonra telefonu kapattık ve ben kendimi duşa attım. Bugün bizimkilerle buluşacaktık çünkü. Güzel kokulu jellerle yıkandıktan sonra saçımı küçük bir topuz yaptım ve üzerime bir elbise giydim.
"Nicee hep seni giymeyi bekliyordum." elbiseyi düzeltip çantamı doldurdum. Bütün gün yan gelip yattığım için günüm verimliydi eheheh. Saatte sekize geliyordu ve Ilgaz beni almaya gelecekti. Ona mesaj attım.
~~~
You: Selam canım
You: Ben hazırım gariYarbay: İnive ozman
You: Oha şiveye bak
You: Geliveron~~~
Eheheh salak salak sırıtıp otelin önünde beni bekleyen arabaya bindim. Ilgaz bir süre beni inceledikten sonra arabayı çalıştırıp hava alanındaki Uğuru almaya gittik.
"Ben arıyım şunu" telefonumu çıkarıp adını tuşladım.
"Merhaba savcım nasılsınız?"
-Bilmek isteyeceğinizi sanmıyorum avukat hanım. Anca indim zaten uçaktan. Geliyor musunuz?
"Kapının önünde bekle gelicez."
-Gelin bakalım abartarak anlattığın adam ne durumda görelim.
"Ahahah çok komiksin" diye bağırdım ve az önceki bağırmama ters olarak sessizce "Kes zevzekliği."
-Tamam hadi ben seni utandırmayayım. Kapıyorum.
Kapatmasına müsaade etmeden ben kapattım. Zaferle gülümserken Ilgaz bana bakıyordu. Ona havadan öpücük attığımda deli bu kız dercesine başını önüne çevirdi.
Hava alanının önünde durduğumuzda Ilgaza döndüm "Ben bulup getiririm onu. Sen bekle." Cevap vermesini beklemeden arabadan inip içeriye girdim. Ben bulurum dedim ama onu takım elbisesi olmadan nasıl tanıyacaktım ki? Eheheheh
Omuzumda bir el hissettiğimde dönüp karşımdaki savcının elini tuttum "Hoş geldin lan"
"Sizi kınıyorum Burcu hanım"
"Ya azıcık takılıyım seninle bırak nolur. Zaten iş iş iş iş yeter daa" elimi çekip ona gitmemiz gereken yolu gösterdim.
"Ilgaz abim nerde?"
"Oo demek abi diyoruz vaov."
"Ya Burcucum ne çok konuşuyorsun bi sus." işaret parmağını dudağına bastırdı.
Surat asıp arabaya doğru yürüdüm. Ilgaz arabaya yaslanmış bizi bekliyordu. Onların selamlaşmalarını izlemek istemediğimden sinirli sinirli arabaya bindim. Ilgaz neyin var bakışı attığında Uğur konuşmayı başlattı. Onları duymak istemediğimden bir müzik açtım. Gıcık bu çocuk gıcık gıcık gıcık!! Rabia niye bununla çıkmış ki ama şuna eminim kesin Rabia ayrılmak istemiştir, buna dayanılmaz ki ayol.
Uğurun bavulunu bagaja yerleştirirlerken müziği kapatıp kemerimi taktım. Arabaya bindiklerinde gülüşüyorlardı. Ilgazla göz göze geldiğimde tüm ciddiyetimle ona baktım ve o da yüzüne ciddiyet yerleştirdi.
"Rabia gideceğimiz yerde mi olacak?" dediğinde alayla gülümsedim
"Niye soruyorsun ona göre mi ayarlayacaksın kendini?"
"Burcu yeter benimle uğraşma"
"Sen benimle uğraşıyorsun ama of savcı of" ayağımı yere vurduğumda Ilgaz elini bacağıma koydu. Sakin olsana bakışı attığında elini tuttum.
Hiç elimi bırakmadan vites atarken bu anın eğlenceliğini fark ettim.Restorana girdiğimizde eliyle yerini belli eden Rabianın yanına gittik. Ilgazla ben yan yana oturduk ve onlarda yan yana oturdular.
Rabia ve Uğur zoraki gülümseyerek sohbet ederlerken bende tabağıma gömülmüş yarın gideceğimi düşünüyordum.
Ilgaz masanın altından elimi tuttuğunda irkilip masadakilere baktım. Onlarda bana bakıyorlardı.
"Diyorumki aç değil misin?" elini önümde salladı
"İştahımı kaçırdınız sayın savcım" dudaklarımı büzerek gülümsedim.
"Vallahi atışmalarınız hiç değişmemiş. Abi kardeş gibisiniz"
Garson önümüzdeki tabakları alıp şefin spesiyelinden tatlıları önümüze koydu. Karşımda oturan çift tekrar sevgili yollanıra yürüyor gibiydiler. Hayır olsun artık.
Sandalyeyi geri itip boğazımı tuttum "Ilgaz"
"Burcu, Burcu iyi misin?" önümdeki saçları geriye attı.
Yüksek sesle öksürürken zoraki "Fıstık" dedim.
"Hasiktir tamam ilaç çantanda mı?" diye bağırdı. Cevap vermiyordum beni bırakıp çantamı karıştırmaya başladı. Zaten kutuda olduğundan kolayca bulup ağzıma bıraktı. Peşinden suyu içip rahatlığa kavuştuğumda etrafımdaki kalabalığı fark ettim.
"İyi misin güzelim" yüzümü nazikçe ıslatıp bana baktı.
"İyiyim yok bir şeyim. Ah yıllardır fıstık yememiştim iyi oldu."
"Evet o iyi, espri kalitesi hala bozuk olduğuna göre" dediğinde ona dil çıkardım.
Şefler falan gelip iyi olduğumu kontrol ettikten sonra Ilgaz beni otele götürdü. Rabia ve Uğur hasret giderme kıvamına girmişlerdi bile.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Burgaz
Teen FictionYanlışlıkla birisini görüntülü arayıp çokta samimiyet kuramamışken yardım etmeye gidip üstüne bu kişinin ilk aşkın çıkmasıyla devrelerin yanmasını izliyoruz. İkinci hikayeyi yazdım "IlBurAs" yayında!