Gözlerimi açtığımda Ilgazın telaşı ve Ayla annemin kolonyayı panikle tuttuğunu görmüştüm.
Ilgaz saçlarımı geriye doğru ittirdi "İyi misin bir tanem?"
Başımı salladım ve kalkmaya çalıştım. Başım döndüğünden bu yarıda kalmıştı ve onun yerine Ilgazın göğsüne yaslandım.
"Niye böyle oluyorum ben ya?"
Tiz sesimi öksürerek yatıştırırken bir anda içeriye Oğuzun girmesi beni ayıltmıştı.
"Burcu." çok telaşlı görünüyordu o da "İyi misin?"
Ilgaza sığınır gibi yanaşırken başımı salladım. Ne de olsa buraya doktor kimliğiyle geldi.
"Nolur inat etme hastaneye gidelim."
"Ya hayır istemiyorum. Yemek yemediğimden oldu."
"Bunu bir doktordan iyi mi biliyorsun Burcu!"
Sesinin yüksek çıkmasıyla Ilgaza daha çok sokuldum. Onların bakışmaları ardından uzaklaşıp karşımızda ki koltuğa oturdu.
"Özür dilerim tamam ama sende inat etmeyi bırakmalısın."
"İnat etmiyorum hastaneyi sevmediğimi biliyorsunuz."
Ilgaz saçımı okşayıp öpücük bıraktığında konuştu "Tamam en azından Oğuz seninle ilgilensin neyin var bakalım."
"Kan testi lazım."
"Ya hayır."
"Burcu!"
"Oğuz istemiyorum yeter."
"Ayla teyzeciğim tansiyon aletiniz var mı?"
Soruyu yöneltir yöneltmez Ayla annem sehpanın altındaki kutuyu Oğuza uzattı ve Oğuz gelip tansiyonumu ölçtü.
"Bak iğne falan hiç gerek yok götürmeyin beni hastaneye nolur. Tansiyonum düştü açım zaten bir şey yemedim bugün ondan olmuştur."
Susmadan konuşmamın ardından Oğuz ağzımı kapattı "Allah aşkına konuşma."
Kaşlarımı çattığımda elini çekti ve tansiyonuma baştan baktı.
Bitmek bilmeyen sayım ardından hepimiz cihaza baktık.
"Ben demiştim." omzumu siltim ve Ilgazın kolumdan cihazı almasını bekledim. O bunu yaparken Ayla annem konuştu.
"Tamam o zaman hemen bir şeyler yedirelim sana. Oğuz yavrum hadi sende otur bakalım ben tabak alıp geliyim."
"Zahmet olmasın."
"Yok canım ne zahmeti geç şöyle."
Oğuzla anlaştıklarında masaya doğru geçtiler ve ben kendimi Ilgaza doğru bıraktım.
"Çok korktum."
Başımı ona kaldırdım "Bende korktum Ilgaz. Öyle beni dinlemeden gidince.."
"Özür dilerim Burcu. Birkaç günümüz var ve senin gidecek olman beni sinirlendiriyor. Ama düşününce sen bir iki günlüğüne ben ise ne kadar kalacağım belli değilken gidiyorum. İşimizin peşindeyiz yapıcak bir şey yok."
"Seni seviyorum."
"Bende seni seviyorum güzelim."
"Hadi yemeğe."
Gayenin davetiyle kalkıp masaya geçtik. Her şey çok güzel görünüyordu ve çok açtım. Önümdeki tabağa türlü türlü şeyler konulurken ağzımın suyu aka aka izliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Burgaz
Teen FictionYanlışlıkla birisini görüntülü arayıp çokta samimiyet kuramamışken yardım etmeye gidip üstüne bu kişinin ilk aşkın çıkmasıyla devrelerin yanmasını izliyoruz. İkinci hikayeyi yazdım "IlBurAs" yayında!