Eski evimizden çıktığımızda bizimkilerle buluşmak için cafeye gittik. Burgaz olarak toplanacaktık.
"Onlar ne zaman evleniyorlar acaba?" diyip Ilgaza baktım.
"Yani bilmiyorum. Zaten Rabia başka herhangi bir göreve gitmeyecek. İstediklerinde evlenirler."
"Peki biz? Günü ne zaman alıyoruz?" dediğimde bana bakıp yola döndü.
"Yarın günü alalım ve teyzenle gidip çeyizlerini hazırla. Her şey usulünce olsun. Bu hafta istemeye geliriz. İstemeden sonra düğün hazırlıklarına başlarız. İstediğin gibi bir düğün olsun. Her şeyi."
Ona hayranlıkla bakarken yakalanmamıştım. Güldüm ve önüme döndüm. Her şeyi düşünüyordu.
"Sade bir şey olsun Ilgaz. Kendi aramızda yapalım. Zaten benim akrabam yok. Tek ailem teyzem. Çağırırsam Derini çağırırım." saçımla oynadım.
"Aynen çok kişi olmayız. Düğün içinde bir yer düşündüm. Buluşmadan sonra oraya gideriz." onu onayladım ve araba cafenin önünde durduğunda indik.
Şimdi hepimiz masadaydık ve sohbet ilerliyordu. Uğur ve Ilgazın askerlşk anılarından ziyade Rabianınkileri dinliyorduk. Her zaman en çok konuşan o olurdu. Anlattıklarına gülüyorduk ve diğer yandan çaylarımızı yudumluyorduk.
Konu artık kendi ilişkilerine geldi. Bu sefer evlenmeyi kafalarına koymuşlardı ama kışı bekleyeceklermiş falan filan.
"Ben bu akşam İstanbula dönüyorum oraları boş bırakamam." dedi savcı onu onayladım.
"Bende düğün için izin alıcam. Zaten dava yok." diyip geriye yaslandım. Tokayı saçımdan çıkartıp kafamı salladım fena halde ağrıyordu.
"Abi evlendiğinizde nerede yaşayacaksınız peki? Yani Burcu İstanbulda çalışıyor sende döndüğünde Ankarada devam ediceksin. Nasıl olucak?"
İşte bunu hiç düşünmemiştik. Uğurun suratını bomboş bakıyordum.
"Yani bilmiyorum ki." başını kaşıdı.
Nefesimi verdim ve aklımdakileri sundum "Aslında İstanbulda olmak benlik değil. İzmire dönerim diye düşündüm. Kendi işimi kurarım."
Uğur fikrimi beğenmişe benziyordu. Orada olmayı o da sevmiyordu.
"O zaman sana ev bakalım." diyip bana baktı. "Eski ev?"
Heyecanlanıp dikleştim "Olabilir." Eski evimde yaşayacak olma fikri beni canlandırmıştı "Hem size de yakın. Arabayla da teyzeme gidip gelebileceğim mesafe var."
"Emlakçıyla konuşurum. Kirasının çok olucağını sanmam."
Onu başımla onayladım ve gülümsedim. Teyzem buna çok sevinecekti. Benim içinde iyi olurdu bu durum.
Sohbet muhabbet derken vedalaştık. Savcı bugün İstanbula dönecekti. Ona tayinim hakkında yapacağı şeylere bakmasını söyledim.
Onların yanından ayrıldığımızda Ilgaz beni düğün için düşündüğü yere götürdü. Arkadaşının mekanıymış dediğine göre.
Orası böyle görünüyordu ve fazla kalabalık olmayacağımız için gayet uygundu. Ilgaz arkadaşıyla konuşmaya gittiğinde bende orada durup nasıl bir düğün olacağını düşündüm. Her şeyi sade yapacaktım. Abartısız gelinlik, slow müzikler gibi gibi.Ilgazın elini belimde hissettiğimde dönmedim ve beraber orayı öylece seyrettik.
"Her şey çok güzel olucak." diyerek kulağıma fısıldadı ve boynumu öptü.
Onun bu yaptığından huylanıp kıkırdadım.Düğün tarihini aldıktan sonra istediğimiz zaman gelebilecektik buraya. Çok bilinmeyen bir yer olduğu için sıkıntı olmuyormuş.
Eve geçtiğimizde yemek için masaya oturduk. Teyzem Ayla teyzeyle pek iyi anlaşıyordu. Hatta beraber yemek yapmış ve komşulara gitmiş olmaları efsoydu.
Günü bitirdik ve yarın gün alıp teyzeme dönecektik. Ilgazdan birkaç kilometre uzakta olmak bile huzursuz hissettiriyordu. Bunları düşünürken uyuyakaldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Burgaz
Teen FictionYanlışlıkla birisini görüntülü arayıp çokta samimiyet kuramamışken yardım etmeye gidip üstüne bu kişinin ilk aşkın çıkmasıyla devrelerin yanmasını izliyoruz. İkinci hikayeyi yazdım "IlBurAs" yayında!