kahvaltı

1.7K 107 30
                                    

Baekhyun'un bakış açısı

Başımın altında yavaşça titreşen bir şey hissettiğimde gözlerimi açtım. Küçük kıkırdamalar kafamda yankılandı ve Chanyeol'un bana baktığını hissettiğim için yukarı baktım. 

Bekle ne?! İçeri nasıl girdim? Ayvayı yedim ben. 

Hızla yere inerken tökezledim ve Chanyeol'un seslendiğini duydum.

"Baekhyun nereye gidiyorsun?"Mahçup bir şekilde özür diledim

"B-Bu olduğu için çok üzgünüm Bay Park, bir daha böyle bir şey olmayacak."Chanyeol sorgulamadan önce şaşkın görünüyordu

"Ne için özür diledin ki? Oh bana salya akıttığın için mı? Onun için merak etme."Ben cevap vermeden önce bembeyaz oldum.

"Um odanızda uyurken geldiğim  için üzgünüm ve evet, size salya akıttığım için de üzgünüm."Beklemediğim şey Chanyeol'un  gülmesiydi , gözlerim kör mü olmuştu? Hatta yanağında  küçük gözyaşları vardı. Ama onun bu halini sevdim, gözleri mutlulukla parıldıyordu. 

"Kapıyı kilitlemiştim Baekhyun ve seni buraya taşıdığıma dair hiçbir şey hissetmedin mi?"Diye sordu Chanyeol. 

"Oh bekle, ne? Beni taşıdın mı? Ama neden?" sordum. 

"Diyelim ki seni uyurken izlemeyi seviyorum."Chanyeol belirtti. 

"Oh Tamam."Beceriksizce dedim.  Sessizlik garipti, ama karnımdaki yüksek sesle guruldama yüzümün bir roketten daha hızlı ısınmasına neden oldu.  Chanyeol bana güldü ve iş için giyinmemi söyledi. Yüzümü avuçlarımla kapatırken aşağı indim.  Sehun'un bana getirdiği tek takım elbisemi çıkardım ve sonra üstümü değiştirmek için tuvalete gittim.

İşim bittiğinde ve dışarı çıktığımda lezzetli bir koku beni karşıladı. Ağzımım suyu akarak kokuyu takip ettim ve Chanyeol'un Fransız tostu ve waffle yaptığını gördüm.  Bilinçsizce ona yaklaştım ve kafamı kollarından birine yaklaştırdım. Muhtemelen onu rahatsız ettiğim için biraz gerildi, bu yüzden üzgün bir şekilde mırıldandım ve geri döndüm. 

++++++++++++++++++

Chanyeol'un Bakış Açısı

Baekhyun üstünü değiştirmeye gittiğinde, o gün meyveli tartını yediğim için ona kahvaltı yapmaya karar verdim. Daha sonra kapıyı tıkladı, Baekhyun giyindiğini işaret etti ve o yanımda gelene kadar havayı kokladı bu çok sevimli görünüyordu.

Sonra olanlar beni garip hissettirdi. Bana yaklaştı ve kızarttığım Fransız tostuna bakarken sağ kolumun altına gizlice girdi ve gerildim.  Birçok insan bana fiziksel ve duygusal olarak yaklaşmak istese de, onları fırçalardım çünkü ya  yakınıma geçmek için çok uğraşıyorlardı ya da bir sonraki Bayan Park olmak istiyorlardı. Ben temasa  çok düşkün olmayan bir insanım.  Ama bunu Baekhyun ile gerçekten umursamadım, ayrıca bunu inkar edecek  bir tarafım yok ve tam tersi benim yanımda olması gerektiğini hisseden tarafım var. 

Sonra yumuşak bir özür fısıldadığında düşüncelerimi böldü. Rahatsız olduğumu düşünmüş olmalı.  Hızlı bir şekilde kolunu tuttum ve dengesini kaybetmesine neden olarak biraz döndürdüm. Düşmeden , onu önüme koydum ve yemek pişirmeye devam etmek için kollarımı etrafına sardım. Onu kollarımın arasına sıkıştırdım ve yemeğe bakarken yanaklarında hafif bir pembe leke gördüm. O kadar tatlıydı ki çenemi yavaşça başının üstüne indirdim. 

"Bay-Bay Park ne yapıyorsunuz?"Baekhyun sordu ama bana böyle demesini sevmedim. 

"Baekhyun bana Chanyeol de."içimden gelerek söyledim. 

"Ama bunu yapamam, siz benim patronumsunuz ve benden büyüksünüz."Baekhyun bana Chanyeol dememek için bir şeyler düşünerek mırıldandı.  Onun meydan okuması ilgimi çekti.

"Baekhyun kaç yaşındasın?" Çoktan biliyordum ama bilmiyormuş gibi yaptım.

"21. Niçin?"

"20 yaşındayım ama gelecek ay 21 yaşına giriyorum, bu yüzden yakında aynı yaşta olacağız."Doğruladım. 

Baekhyun bana dönmeden önce ve "Bekle" demeden önce biraz geri çekildi.

"20 yaşında mısın?"

"Mmmm."Ben de cevap verdim. 

"Eğer bana hyung dersen sana Chanyeol derim."Müzakere etti. 

"Çok komiksin Baekhyun, sanırım senden hoşlandım."Durup dururken belirttim. 

"Elbette, herkes beni sever ve bana hyung demelisin."diye sızlandı. Buna alışkın olmam lazımdı artık. 

"Ya istemiyorsam?"Ona takıldım.

"O zaman Bay Park derim. Ve bence sen benim rahatlığıma çok yakınsın."Baekhyun benden kaçmadan önce söyledi.  Aish, o Byun zoru oynuyor. 

Kahvaltıyı hazırladıktan sonra, bir bardağa portakal suyu döken Baekhyun'un karşısına oturdum. Kahvaltısını ona doğru kaydırdım ve nefesinin altında bir teşekkür mırıldandı.  

"Baekhyun beni besle."Ağzımı açarak emrettim. Eğer çalışanlarım beni böyle görseydi, muhtemelen kıçları ile güleceklerdi ve ben ne zaman bu kadar sevimsiz olmuştum? 

"Ew istemiyorum."Baekhyun beni görmezden gelerek kahvaltısına daldı ve beni, bana şikayet etti.  Elimi uzattım, avucumu onun önünde açtım ve diğeri kolum ile başımı tutarak masaya yaslandım . 

"Ne?"Baekhyun ağızı yemek ile doluyken sordu. 

"Para. Hatırlıyorum da maaş düşeriz yaaa daaaa yine maaş düşeriz."Konuyu açıkça belirttim. 

Ağzındaki yiyeceklerle boğuldu ve ben onun sırtında vurmak istedim ama o benden kaçındı.  Bana korkutucudan daha çok sevimli görünen bir bakış verdi ve kahvaltı tabağımı yakaladı .  Tabağımdakileri yiyeceğini düşündüm ama sadece dağınık tost parçalarını dilimledi, çatala batırdı ve ahhhh dememi söyledi.  İlk kez başkasının emrine uydum ve tostu mutlu bir şekilde yedim.  Nefesinin altından aptal dediğini duydum ve ona kaşımı kaldırdım ama bana bir parça tost daha verdi.

-----------------------------

-----------------------------

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
sadece benim // chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin