Baekhyun'un bakış açısı
"Ondan kurtulun."Chanyeol yanımdaki iki adama talimat verdi. Sonra ayakkabılarının sesinin keskin bir şekilde uzaklaştığını duydum.
"Patron onunla istediğimiz her şeyi yapabilir miyiz?" Chanyeol'e bağırarak sordular.
"Herneyse."Chanyeol duygusuz sesi ile cevap verdi. Kalbimin, göğsümde o kadar sıkı sıkıldığını hissettim ki nefes almak benim için acı vericiydi.
Chanyeol herkese böyle mi davranıyordu? Hayatı bir oyun gibi-duygu yok, vicdan yok ve insanların yaşamının nasıl bittiği umurumda değil miydi. Niçin? Niçin? Chanyeol bunu neden benden saklamıştı?
Sert bir şekilde sürükleniyordum ve gözlerimden ıslak bir şey düştüğünü, yanaklarıma doğru yol alıp ve çenemden de yere düştüğünü hissettim.
Bu gerçekten tanıdığım Park Chanyeol muydu? O muhtemelen buradaki bu yabancı olamazdı, önce ki gibi güzel ve sıcak olan Chanyeol o olabilir mi? Mafya idi ve başkalarına da zarar veriyor muydu?
Birden kendimi yabancı gibi hissettim. Bütün sözleri ve eylemleri muhtemelen yalandı. Neden hiç kimsenin ona yaklaşmasına izin vermiyordu da bana ilgili oluyordu? Belki de onun için geçici bir eğlenceydim ve galiba artık beni umursamıyordu. Çünkü yüzümü gördüğü halde ölmemi emretmişti.
"Senden nefret ediyorum."Nefes nefese fısıldadım ve Chanyeol'un ayakkabısının yürüme sesi aniden kesildi.
"Bekleyin. Onu geri getirin."Chanyeol'un komuta sesinin içinde bir dolu şüphe tınısı duydum. Sonra ayakkabılarını yere çarpması kulaklarıma çarptı ve korktum, çok korktum ve üç yaşındayken anılarım su üzerine çıktı.
Hyungum yabancılar tarafından benden alındı. Bu ayakkabıların yere vurulması da bana o günü hatırlatıyordu, ama farklı olduklarını biliyordum.
Ama şu anda kaçırılıyorumdum ve gözlerimi tıkayan göz bağı diğer duyularımı daha keskin hale getiriyordu.
Çığlıklar-çığlıklar- ellerimiz ve sonra parmaklarımız birbirine değmeyene kadar hatta hiçbir şey kalmayana kadar birbirimizden uzaklaştırıldık. Hissettiğim boşluk ve yalnızlık aklımda kırık bir film şeridi gibi tekrarlandı ve hyung'umun yüzü her geçen gün bulanıklaşıyordu.
Daha fazla gözyaşı bantı lekeledi ve daha da ağlamaya başladım, titredim, her şey çok korkunçtu, gerçekçi görünüyordu ve tekrar küçük görünüyordum. Ailem gitmişti ve tek kandan olan akrabamda benden kopartılmıştı.
Her şey asansörde o zaman olduğu gibi çok karanlık ve boğucu idi, sadece bu sefer insanlar vardı ama yine de alanda sıkışıkmış gibi hissettim.
Hiçkimse...hiçkimse yanımda yoktu.
Göz bağım gözümde miydi bilmiyordum, ama her şey çok bulanıktı, gözyaşlarım durmayacaktı. Sanki üç yaşımdayken hafızamı kaybetmiş gibiydim. Gözyaşlarımı silen bir parmak hissettim ama o anda umursamadım ve o kişiyi tekmelemeye çalıştım.
"ÇIK DIŞARI!"Yüksek sesli bir ses duydum ve bulanık erkeklerin görüntüleri koşuşuyor gibiydi. Kollarım, yan tarafıma düştüklerini hissettikten sonra yavaşça serbest bıraktık kendimi.
"Baekhyun neden buradasın?"Birinin sert bir şekilde sorduğunu duydum ama cevap vermek için çok uzaktaydım.
"Hayır Baek-Baekhyun! Hyung geri gelecek. İyi ol ve seni seviyorum!"Beş yaşında bir çocuk, bir oyuncak rilakkuma ayıyı kavrayan çocuğa yüksek sesli bir şekilde ağlayarak bağırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
sadece benim // chanbaek
FanfictionPark Chanyeol, Park İşletme'nin CEO'sudur ama aynı zamanda daha fazla güç ve paradan başka bir şey istemeyen acımasız ve soğuk kalpli bir mafya patronudur. Kurnaz ve hesapçıdır. Herkes hata yapar ama eğer Chanyeol'e hata yaparsan - oyunun dışında...