her şeyden sonra mutlu?

918 43 16
                                    

Işık Chanyeol'un göz kapaklarını zorla açtırmıştı, yanındaki uyuyan esmere özlemle bakarken iç çekti. Kurumuş dudaklarını yalayarak Baekhyun'a eğildi ve Baekhyun'un çene çizgisine, yüzüne ve boynuna birkaç öpücük kondurdu bu da Baekhyun'u yavaşça uyandırdı.

Baekhyun gözlerinden birini ovuştururken, omzundan parmaklarına tüy gibi öpücükler koyan Chanyeol'a baktı. 

"Günaydın." Chanyeol seslendi. 

Baekhyun,

"Sözleşme hakkında Chanyeol, sana 80 milyon ödeyebilirim ve sonra biz bile ze-" diye konuşurken Chanyeol onu böldü. 

"Bana günaydın yok mu? Ve hayır, her gün %20 faiz var, bu yüzden asla ödeyemeyeceksin. Sonsuza dek bana borçlu kalacaksın." Chanyeol sırıttı ve Baekhyun'un üst dudağına son bir öpücük kondurdu.  Baekhyun beyninde hesapladı ve miktarın ne kadar büyük olduğunu düşündüğünde nefes nefese kaldı. 

"Yah düşünmeyi bırak. Burada benimle kalarak borcunu ödeyebilirsin." Chanyeol, Baekhyun'un sırtına küçük daireler çizerken söyledi. 

Biraz daha öpüştükten sonra Chanyeol,

"Benim. Dudakların benim. Kalbin benim. Baekhyun benim." Sonra devam etti;

"Bunu hep söylemek istemişimdir." Kıkırdadı. 

"O zaman sevişe-" diye konuşacakken Baekhyun, Chanyeol kalkmadan önce uzanıp ağzını kapattı masumca. 

"Kahvaltı hazırlayayım. Sen burada kal." Chanyeol kapıdan çıkarken emretti. 

"Sanki seçme şansım varmış gibi. Burada sıkışıp kaldım." Baekhyun elindeki kelepçeyi işaret ederken mırıldandı. 

Kısa bir süre sonra çatı katı lezzetli bir kokuyla doldu ve Chanyeol bir tepsi yemekle içeri girdi.  Tepsiyi yatağın üzerine koyup yatağa oturdu ve biraz balın içine daldırmadan önce birkaç parça krep dilimleyip Baekhyun'u besledi. 

"Sehun muhtemelen kreplerine bayılacak." Baekhyun, Chanyeol yüzünü yukarı kaldırırken iltifat etti. 

"Sehun... tanrım, onu başka bir ülkede çalışması için görevlendirmek istiyorum." Chanyeol kendi ağzını kreple doldururken homurdandı. 

"Ne?! Sakın buna cüret etme. Burada sıkılırım." Baekhyun mırıldandı. 

"Ben varım." Chanyeol daha fazla krep dürerken dikkat çekti. 

"Ah biraz da bana ver." Baekhyun, Chanyeol'un biraz bal eklemeden önce düzgün bir parça dilimlemesini ve kendini tekrar beslemesini emretti. 

"Yani Sehun'u göndermeyeceksin, değil mi?" Diye sordu Baekhyun krepleri yerken. 

"Baekhyun onun hakkında konuşmayı kes. Yoksa ömrünün sonuna kadar seni görmezden geleceğim." Chanyeol tehdit etti. 

"Ama ona ne olacak? Ben onu koruyamayacak mıyım?" Diye sordu Baekhyun endişeli şekilde.

"Aish tamam, hayır yapmayacağım! Şimdi mutlusundur umarım. Sehun'u göndermeyeceğim ve o burada kalacak." Chanyeol, Baekhyun'u görmezden gelemeyeceğini farkettiği için sinirlendi. 

"Chanyeol kelepçemi çöz." Baekhyun kahvaltıdan sonra talep etti ve Chanyeol huysuzca metal kelepçelerin kilidini açtı. 

"Hadi arka bahçeye gidelim."

"Hayır canın acır." Chanyeol itiraz etti. 

"Otoriter bir ebeveyn gibi davranmayı bırak." Baekhyun çocukça homurdandı. 

sadece benim // chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin