Bölüm 1

343 51 151
                                    

"Artık çıkma vakti eşyalarını al."

Leyla bir senesini geçirdiği hastaneye göz attı. Her köşesinde farklı farklı anılar canlanıyordu. Çok acı çekmişti, sabahlara kadar kendine gelmek istediği ama beceremediği zamanlar. Kontrolden çıktığı ve ilaçlar ile ayakta durduğu anlar. Bütün bunların yanında iyi yanları da vardı. Bu süreç içerisinde Deniz'i tanımıştı. Deniz Leyla'dan bir ay sonra bu hastaneye yatmıştı. Benzer sıkıntılar çekiyorlardı. İkisi de buraya hastane demeyi sevmezdi, daha çok 'cehennem' olarak adlandırırlardı.

Sıkıca doldurduğu çantasını eline aldı ve dışarda bekleyen arabaya bindi. Acaba Deniz şu an ne yapıyordu. Onun çıkmasına da az kalmıştı, her şey iyiye gidiyordu. Artık her şeye beyaz bir sayfa açmanın zamanı gelmişti. 

" Temiz bir dünyaya başlamak gerekliydi. Artık her şeyi ardımızda bırakabiliriz."

Bu ses bir sene boyunca her adımda yanında olan annesine aitti. Kafasını ondan tarafa çevirdi, gayet ciddi ve gergin araba sürüyordu. Söylediği sözler daha çok kendini rahatlatmak ister gibiydi. Leyla derin bir nefes alarak konuştu.

" Düzelecek demek isterdim, şehir değiştirerek ardımızda geçmişimizi bırakmıyoruz. O da bizimle geliyor. Benim istediğim o insanların yüzünü görmemek, bunun için kabul ettim."

" Leyla moral bozma lütfen, artık sadece ikimiz varız." 

Leyla bu konuda hak veriyordu. 'Artık sadece ikimiz varız'. Kafasını onaylar biçimde sallayarak tekrardan cama döndü. Yol uzundu ve gözleri buna katlanamadan kapandı.

                                                     *************************************

Üşümüştü. Gözlerini araladığında şehrin içine geldiklerini fark etti. Akşam olmak üzereydi. Gözlerini ovalayarak annesine döndü.

" Ne kadar kaldı?"

" Geldik sayılır, konuma göre iki sokak sonrası. Bizi ev sahibi karşılayacak."

Camdan dışarı baktığında burası gerçekten güzeldi. Ağaçlar daha boldu, sakin bir yerdi, insanlar sakindi, sahil etrafında akşamı karşılayan insanlar vardı. Bazı sokaklardan müzik sesleri geliyordu. Tahmininden daha çok huzurlu hissetti. 

Araba bir eve yaklaşıyordu. Dışarıda onlara park etmeleri için yardım eden ellili yaşlarında bir amca vardı. Arabayı park ettiklerinde inip valizleri çıkardılar. Arabadan iner inmez kendini tanıtan kişinin isminin Metin olduğunu öğrendiler. Kendine ait kafesinin olduğunu ve buraya yakın olduğunu öğrendiler. Baya konuşkan olduğu belliydi. Valizlere yardım etmeye başladığı andan itibaren sorgu yağmuruna tuttu. Leyla ve Zehra Hanım birbirine bakakaldı. Bu sorulara nasıl karşılık verecekleri gözlerinden belli oluyordu. 

"Ee buraları bilmezsiniz siz, bir problemle karşılaşırsanız ben hemen şu köşedeki marketin yanındayım."

" Çok teşekkür ederiz, gerekirse iletişime geçeriz."

 Evleri gayet sade tarzda yapılmıştı, üstelik iki katlı olmasına rağmen büyük bir ev değildi. Evin bir güzel yanı kendine ait küçük bir bahçesinin olmasıydı. Burası denize karşı değildi arka bahçe tarzında döşenmişti. Ancak üst kattaki yatak odasının balkonundan gözüküyordu. Genel olarak eve beyaz renk hakimdi. Leyla üst kata çıkarak kendi odasına girdi. Burası da sade döşemeli bir tarza sahipti, kendine ait duşu vardı. Leyla camların yerden olmasına içten içe çok sevindi, perdeyi aralayınca güzel manzara önüne seriliyordu. Yatağa oturduğu anda içinden 'burası güzel anılarla dolmalı, gerçi her şeyi berbat ediyorum, en iyisi kendimi ait hissetmemek' diye geçirdi.

                                       ************************************

Sabah erkenden kalkmış kahvaltı etmişlerdi. Leyla aşağı kata indiğinde Zehra Hanım temizlik malzemelerini çıkarıyordu. Leyla homurdanarak "Bu evi biz mi temizleyeceğiz, anne lütfen birini çağıralım bitmez böyle."

" Olmaz öyle, ben güvenemiyorum kızım. İçim rahat etmiyor kendi ellerimle temizlemeyince. Burada toz bezleri eksik. Metin amcanın oraya git sor bakalım nerede varmış, o tarif eder."

Leyla üstelemeden evin taze anahtarını alıp evden çıktı. Biraz hava almaya ihtiyacı vardı. Üstünde siyah bir kapüşon altında siyah bir pantolon ve kafasında siyah bir şapka vardı. Başka renkleri kendine yakıştıramazdı, komik gelirdi. Aklına Deniz geldi, bir an önce onu aramalıydı. Kim bilir dünden beri ne kadar çok beklemişti aramasını. Deniz demişken ilaçlarını almış mıydı? Asla ihmal etmemesi gerekti. Etkisi olsun veya olmasın artık bağlı hissediyordu onlara. Kendini kontrol etmemekten korkuyordu. Neyse ki sabah annesi hatırlatmıştı, içi rahattı. Düşüncelere dalmışken çoktan Metin amcanın kafesine gelmişti. Küçük bir selamın ardından ihtiyacı olan şeyi sordu. Bir sonraki sokağın köşesinde bulabileceğini söyledi Metin Bey. Teşekkür ettikten sonra yola koyuldu. Bu şehirde fark ettiği bir özellik de insanların bisiklet kullanımı çok olmasıydı. Leyla gittikçe ısınıyordu ama her an kendine 'ait hissetmemelisin' diye hatırlatıyordu. 

" Dikkat et be, görmüyor musun önünü!" Kafasını seslenen kişiye döndürdüğünde siyah bir motorun dibinde olduğunu fark etti. Leyla dalgın olduğunu biliyordu ancak sert bir tavırla konuştu. 

" Asıl senin dikkat etmen gerek burası yaya geçidi görmüyor musun?"

"Sabır cidden sabır ! Geç hadi." Leyla sinir edercesine gözlerinin içine baka baka güldü ve ağır ağır karşıya geçti. Kaskından sadece gözleri görünüyordu. Öfkeli olduğu belliydi sanki bir yere acelesi vardı. Karşıya geçtiğinde çoktan gitmiş olduğunu gördü. Çok geç kalmamak için hemen bezleri alıp eve döndü.

                                                   ****************************** 

Akşam yemeğine kadar evin büyük bir bölümünü tamamlamışlardı. Geriye daha kolay işler kaldığı için yarına bıraktılar. Yeni evlerinde ilk akşam çaylarını içerken annesi konuya girdi.

"Biliyorsun ki eğitimine devam etmen gerek. Tabii bütün derslerini tamamlaman için özel hoca da tutarız, yardımcı olur. Bu sene son senen çok güzel çalışman gerek ve kendine bir yol çizmen gerek Leyla."

" Derslerden çok uzağım. Hepsini nasıl toparlayacağım, nasıl düzen olacak bilmiyorum. İnsanlar, fazla insanlar boğuyor beni. Deniz'i özledim, çıktığında yanına gitmek istiyorum. Şu anlık tek düşündüğüm bu. Okul için heyecanlı değilim. Sen her şeyi halledersin, bana yapmak kalır." diyerek hüzünlü bir gülücük sergiledi.  

Leyla Hanım huzursuz bir şekilde kıpırdayarak konuştu. " Burada geçmişimizden bahsetmek yok, sen de biliyorsun ki böyle daha iyi olacak."

"Ne yani bizi etiketlemelerinden mi korkuyorsun. Umurumda değil. Ama merak etme senin için gayet sakin bir kız olacağım. Kimse beni eski Leyla olarak görmeyecek."

" Leyla huzurlu bir hayat istiyorsak bunu yapmak zorundayız. Uyusan iyi olacak. İlaçlarını almayı unutma, masana bıraktım."

Leyla bir hışımla odasına doğru yöneldi. Artık uyumak istiyordu çünkü fazla düşünceler içinde boğulmak istemiyordu. Birkaç gün sonra hanım hanımcık, sessiz, sakin kız olarak hayatına devam edecekti. Gözleri ağırlaştı ve uykunun derinliklerine kendini bıraktı.

---------------------------------------------------------

Merhaba, umarım yazımı beğenirsiniz :))  Kendimce yeni bir yolculuğa çıkıyorum, umarım yanımda olursunuz. Teşekkürlerr.

LEYLAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin