--Leyla'nın gözünden--
Çığlıklar hâlâ devam ediyordu. Baslı bir müzik çalmaya başlamıştı. Işıklar sürekli yer değiştiriyordu. Boğuk gelen müzik ve şu an beni öpen birisi. Afallamıştım, bu yanlıştı. Şu an olan her ne ise çok yanlıştı. Nasıl böyle bir şey yapabilirdi. Öfkelendim, ellerim ile göğsünden ittirdim ve tokat attım yanağına. Bana baktı, benim bir şeyler dememi bekliyordu. Buradan uzaklaşmak istedim. Kafam allak bullak olmuştu. Ağzımdan yalnızca ona karşı birkaç kelime çıkmıştı.
"Beni aylardır takip eden sen miydin? Bunu da daha bir sürü şeyi de konuşacağız. Sakın bir yere gideyim deme....Ali"
İsmini söylerken dalgavari söylemiştim. Derin derin nefes alıyordu. Onu orada bırakıp koşarak okuldan çıktım. Birkaç adım attıktan sonra gecenin bir yarısı olduğunu unutmuştum. Şu an herkes kutlama ile meşguldü. Planımda daha geç çıkıp annem tarafından alınmak varken artık bir an önce eve gitmek istiyordum. Okulun dışına çıkıp ana caddede etrafa baktım. Hava soğuktu, telefondan taksi numaralarını bulmaya çalıştım. Titreyen ellerim ile aramaya çalışıyordum. O esnada önüme bir araba durdu. Camları film ile kaplıydı. Bir adım geriye adım attım. Camını açmıştı, bir elinde içkisi diğer elinde tespihi bulunan adam oldukça ürkütücü duruyordu.
"Hanımefendi taksi arıyorsanız sizi bırakabilirim, yerim var."
Dediklerini duymazlıktan gelip okula doğru gitmek için geri adım atmıştım. Arabasının kapısı açılmıştı. İçimdeki korku gittikçe büyüyordu. Keşke biber gazını alsaydım demeden duramadım. Şu an kendimi de savunamazdım. Üstümde ağır bir elbise vardı.
"Hanımefendi bakın zorluk çıkarmayın, yerim var diyorum.." Aşırı içtiği belliydi. Arkamı dönmeden hızlı hızlı gitmeye çalışırken bir ses duydum.
"Sen hayırdır!" Arkamı döndüğümde yumrukların havada olduğunu gördüm. Arkamda bıraktığımı sandığım Ali isimli şahıs çoktan kavgaya karışmıştı. Korku ve sinir ile bağırdım.
"Bırak çabuk onu, bela alacaksın başına!"
"Yakışıyor mu lan sana, şerefsiz!" Daha şiddetli vurmaya başlamıştı. Aklınca savunduğunu sanıyordu. Kendim de koşarak okula girebilirdim. Ama şimdi olay gittikçe daha da büyümüştü. Bu sefer duyması için daha da bağırdım.
"YETER ALİ!" Elini havada tutmuştu. Yumruğunu sıktı ve durakladı. Bana baktığında soğuktan ve öfkeden titreyen bir Leyla görüyordu. Önündeki adamı arabasına itti.
"Defol şimdi buradan!" Sekerek arabaya binen adam son gaza basıp gitmişti. Yanıma yaklaşan Ali'ye 'ne oluyor?' edası ile baktım.
"İyi misin Leyla?" Endişesi gözlerinden okunuyordu. Böyle şovlara kanacak birisi değildim.
"İyi veya kötü seni ne ilgilendirir? Ben kendi başıma hallediyordum, böyle bir kavgaya gerek yoktu." Burnundan akan kanı sildi. Yüzüne baktığımda yanağında da küçük bir kızarıklık olduğunu gördüm. Cevap beklediğimi görünce konuştu.
"Anlamıyorsun, kurtaramazdın. Böyleleri işinin peşini asla bırakmaz."
"Bir daha...asla hayatıma müdahale etmeyeceksin. Daha seninle konuşacağım var ancak bugün yeterince olay kaldırdım." Telefonumdan taksi numarasını bulmuştum. Derin derin nefes alıyordu yanımda.
"Leyla arkada araba var, seni bırakayım. İnat etme hava çok soğuk taksiyi de bekleme derdi var." Vücudum gerçekten zangır zangır titriyordu. Bir an önce sıcak yatağıma girmek istiyordum.
"Ben nereden bileceğim başka yere götürmeyeceğini, beni takip edip evimin camını kıran da sensin. Ne bileceğim zarar vermeyeceğini" Yavaşça yanıma yaklaştığında tedirgin olmuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYLA
Novela JuvenilBir kişide farklı evrenlerin olduğu dünya... Leyla farklı bir kişiliğe sahipti. Tanıyan kimse ilk konuşmasında onu çözemezdi, çözemedi. Kendi tabiri ile 'psikolojik olarak bozuk gelmişti bu dünyaya'. İki ayrı Leyla vardı içinde. Hangisi hakim olacak...