--Leyla'nın gözünden--
Eve geldiğimden beri neler olduğunu düşünmeden kendimi alamıyordum. Haddimi fazlaca aşmıştım. Aşmak değil artık başka bir seviyeydi. Kendimden korktum...yapacaklarımdan korktum. Aynı kafada devam etseydim belki....belki canlarına bir şey olabilirdi. İnsanların korkuları ile dalga geçerek kendimi haklı çıkarmak istedim. Gidişatı hiç düşünmedim. Aklım benle oyun oynuyordu. 'A'nın geldiğini bile taksiye binince yeni yeni fark ediyordum. Sanki bütün olanları ben yapmamışım gibi yabancı geldi her şey. Bunu yapan eller benim ellerimdi. Polislere kim haber verdi bilemiyorum, sesleri birisi duymuş olmalıydı. Hiç iyiye gitmiyordum, bir an önce yeni bir psikoloğa başlamam gerekliydi. İlaçlarımı almam gerekliydi. Yaptıklarım eğer onlara zarar verdiyse özür bile dileyebilirdim.
Telefonumda o anlara dair video olduğunu fark ettim. Kayıt tuşuna bastığım anı bile hatırlamıyordum. Galeride kayıtlı olan son videoya tıkladım. Selin'in yüzünü gördüm. Kıpkırmızı olmuştu. Ağlar gözlerle bana bakıyordu. Ben ise kendimi kaybetmiş konuşuyordum. Arkadan Barış'ın sesleri geliyordu hırıltılı bir şekilde. Ara ara öksürdüğü oluyordu. Bu sahneleri ben çekmiştim. İğrenç gülmem ile videoyu kapatmışım. Ben ne yapacaktım...ne zaman iyi olacaktım. Bu hastalık her zaman yanımda olacak. Kontrolün bende olduğunu düşünüyordum. Kontrol aslında öteki tarafımdaymış. Bunu idrak etmem çok zor oldu...gözüm dönmüşken fark etmiştim.
Ellerim ile saç diplerimi çekiştirdim. Başım çok kötü ağrıyordu. Eve geldiğimde neyse ki annem işyerinde olduğu mesajı atmıştı. Islak halimi görse soru yağmuruna tutulacağımı biliyordum. Daha da geç geleceğini düşünüyordum, Cüneyt ile yemeğe çıkmaları muhtemeldi. Deniz'in gelmesine az kalmıştı. Canım hiçbir şey yemek istemiyordu ancak onun aç geleceğini biliyordum. Bir şeyler hazırlamalıydım. Gelir gelmez duşa girmiştim. Şimdi de hafif burnumun aktığını fark ediyordum. Denize girdiğimde soğukluğunu fark etmemiştim. Vücudum atlatamadığım bir iğrençlik sebebiyle yanıyordu o sıralar.
Yorgana sarındığım yataktan yavaşça kalktım. 'A' eve geldiğimde yine mesaj atmıştı ancak görmezden geldim. Hatırlamam gereken şeyi bulamıyordum. Kendimle cebelleşirken bir de onunla uğraşmak istemedim. Aynaya baktığımda betim benzimin soluklaştığını gördüm. Saçlarımı sıkıca bağlayıp aşağı kata indim.
Yemek yapmayacaktım, doyurucu bir salata yapmayı düşündüm. Malzemeler için dolaba baktığımda iceberg, mısır, ton balığı vardı. Onlarla birlikte diğer ek malzemeleri çıkardıktan sonra hazırlamaya koyuldum. Son zamanlarda bu salataya bayılıyordum. Deniz'in de beğeneceğini düşündüm. Iceberg marulu parça parça ayırırken kapının açılma sesini duydum.
"Kim geldi?"
"Ben Leyla Kuş."
Birazcık erken gelmişti ancak hemen hazır olabilecek bir salataydı. Mutfağa girdiğini gördüm. Yorgun olduğu çok belliydi. Sakin sakin mutfaktaki sandalyeye oturdu. Benim soru sormamı bekliyor gibiydi.
"Nasıldı...günün?"
"Leyla çok yoruluyorum gerçekten. Geç saatlere kadar çalışıyorum, erken kalkıyorum derken günüm hep işle geçiyor. Pazar günleri bile yarım gün çalışıyorum."
"Başka bir iş bulsak...sen liseyi iyi kötü bitirdin, ders çalışsan sınava girsen? Deniz kıvrak bir zekan var...bunu neden değerlendirmeyip çalışmak istiyorsun?"
"Ders çalışmak isterim...başlarda gerçekten uzaktım bu konulara. Ama nereden başlayacağım ki geç değil mi benim için?"
"Neden geç olsun...ben de yardım ederim, hem ders aldığım hoca sana da gelir."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
LEYLA
Teen FictionBir kişide farklı evrenlerin olduğu dünya... Leyla farklı bir kişiliğe sahipti. Tanıyan kimse ilk konuşmasında onu çözemezdi, çözemedi. Kendi tabiri ile 'psikolojik olarak bozuk gelmişti bu dünyaya'. İki ayrı Leyla vardı içinde. Hangisi hakim olacak...