Çok yorucu bir gün geçirmiştik, zorda olsa malları teslim ettik. Sanırım kötü insanlardan biri olmuştum, kendi çıkarım için birçok insanın zehirlenmesini önemsememiştim. Aslında bu düşünce yeni yeni aklıma gelmişti ama yapacak başka çarem de yoktu.
Bir şeyler atıştırmak için mutfağa doğru yöneldim. Selin'in telefonla konuşmasını duyuyordum, kendime hakim olamadım ve dinlemeya başladım.
"Hayır, gelemem şu an."
"Off biliyorsun durumları."
"Bende seni seviyorum yavrum."
"Tamam gelmeye çalışcam."Selin benden habersiz sevgili yapmıştı ha! Neden böyle gizli saklı buluşmaya çalıştığını anlayamıyordum, zaten saat çok da geç değildi.
Bu sorular aklıma cevap niteliğinde bir soru daha getirmişti. "Acaba Selin ile Arda sevgili mi?"
Hemen odama doğru hızlı adımlarla ilerledim, üzerimi giyinmeye başladım. Selin'i takip edecektim, bu sırada telefonum çalmaya başladı, arayan Kaan'dı.
Sevimli olmaya çalışarak "Efendim Bidenem." diye açmıştım telefonu.
Kaan ise sıkılmış bir ses tonuyla "Napıyorsun diye merak etmiştim." dedi. "Hava almaya çıkcam, hazırlanıyordum, sen napıyorsun?" diye yanıtladım.
Kaan sesini hafifçe yükselterek "Bana haber vermeden mi?" dedi.
Sorusunu "Çünkü ani bir karar oldu." diye yanıtladım.
Kaan, meraklı bir sesle "Bir şey mi oldu?" diye sordu.
Sıkılmış bir şekilde oflayarak "Hayır hava alcam dedim ya." dedim
Kaan sesindeki sıkılmışlağa sadık kalarak "İyi öyleyse beni ara bende geleyim ya da bana gel." dedi.
Sesimi sevimleştirerek "Tamam bebeğim ben sana haber veririm, öptüm. "
deyip telefonu kapattım.Bu sırada kapı sesi geldi, Selin çıkmış olmalıydı. Koşarak peşinden gitmeye başladım, saklanarak gidiyordum. Filmlerde böyle sahnelere hep tanık olurdum ama birgün bunu yapacağım aklıma bile gelmezdi. Selin ise çok şüpheli davranıyordu, sürekli etrafına bakınıyordu. Parktaki banka oturdu ve beklemeye başladı, bende ağaçların arasına oturmuş onu izliyordum. Beni görmesi imkansızdı, çünkü oturduğum yer karanlık ve ağaçlık. Ama benim onu görmem çok kolaydı, sokak lambasının dibinde ki banka oturmuştu. Yüzündeki tedirginlik geçmiyordu, bir kez telefonla konuşmuştu. Sonra kapşonlu biri ona doğru yaklaşmaya başlamıştı, Selin'de tepki vererek ayağa kalktı ve ona doğru yöneldi. Birbirlerine sarıldılar ve kapşonu çıkarmadan öpüştüler. Kim olduğunu çok merak ediyordum. Baştan ayağa kadar siyahlara bürünmüştü, sadece ayakkabısının tabanı beyazdı. Kapşon o kadar büyüktü ki Selin'in bile onu görmek için zorlandığını düşünüyordum. Sanırım Selin'de benim gibi düşünüyordu. Yavaş yavaş kapşonu çıkarmaya başlamıştı, çıkardığında ise olduğum yerde dona kalmıştım. Korku, şaşkınlık tüm duygularım birbirine karışmıştı. Kendi kendime Na-nasıl yani diye kekelemiştim. O anın fotoğrafını çekmeliyim diye düşündüm, telefonumu çıkardım ve onlara doğru yönelttim. Az çok belli oluyorlardı. Fakat düğmeye basmamla irkilmem ve dikkatlerini üzerime çekmem bir olmuştu.
"Lanet olası flaşı açık bırakmışım."
Selin buraya doğru yönelmişti, yavaş yavaş geliyordu ve birden "Hey kim var orada?" diye bağırdı. Tabi ki cevap vermeyecektim, derin bir nefes aldım, arkamı döndüm ve olabildiğince hızlı koşmaya başladım. Kaan'ın evine doğru koşuyordum. Arada ise arkama dönüp bakıyordum, kimse yoktu.
Kaan'a geldiğimde ise nefes nefese kalmıştım, hemen oturttu Kaan, telaşlı bir şekilde "Ne oldu?" dedi ve su uzattı. Sudan bir yudum aldım, biraz daha kendime geldikten sonra "Söylediklerime inanamayacaksın." dedim. Kaan, "Neler oluyor çabuk anlatsana!" dedi. Heyecanlı bir şekilde "Selin kimle sevgili biliyor musun?" dedim. Kaan sakin bir şekilde "Kimle?" dedi. Gülerek "Bir kızla." dedim. Sonra "Selin lezbiyenmiş." diye ekledim. Kaan gülümseyerek "Lezbiyen değil." dedi. Kaan'ın gözlerine bakarak "Gözlerimle gördüm öpüşüyorlardı." dedim. Kaan yüzündeki tebessüme sadık kalarak "Doğru görmüşsün ama lezbiyen değil, biseksüel." dedi. Meraklı bir şekilde "Peki sen bunu nerden biliyorsun?" dedim. Kaan, derin bir nefes aldıktan sonra "Geçen gün bana anlatmıştı, hatta siz atışmıştınız biraz.." dedi. Sahte ve imalı bir gülümsemeyle "Neden sana anlattı peki?" dedim. Kaan gözlerini devirerek "Çünkü, aşk yaşadığı kişi Brad'in kızı, hani şu mafya olan." meraklı bir şekilde "Eee?" demiştim. Kaan pür dikkat konuşmasına devam ediyordu. "Brad kızının eşcinsel olduğunu biliyor ve onu bu tür ortamlardan uzak tutmak için çok güvendiği insanları koruma tutuyor. Yani kızını takip ettiriyor." dedi. Şaşkın bir şekilde "Sende bunlardan biriydin dimi?" dedim. Kaan yanağımı okşayarak "Maalesef onlardan biriydim, daha sonra bu durumun yanlış olduğunu anlatmaya çalıştım. Başarılı olamadım tabi, bende kızı Maya'ya olayları anlatmıştım. İşte geçenlerde bunun hakkında bilgi almak için gelmiş Selin." kafamdaki sorular yavaş yavaş yerine oturuyordu.
Bir anda Kaan'ın telefonu çalmaya başlamıştı.
"Efendim Maya." diye açtı telefonu.
Tedirgin bir şekilde "Nasıl yani, siz iyi misiniz?" dedi.Meraklı bir şekilde Kaan'ın gözlerine bakıyordum.
Ayağa kalktı ve "Tamam sakin olun ve bana gelin, bekliyorum." dedi.
Telefonu kapatır kapatmaz "Ne oldu?" dedim. Kaan endişeli bir yüz ifadesiyle "Sanırım babasının adamları takip etmiş, korkmuşlar." dedi.
Bende telaşlanmıştım, "Bir şeyleri yok dimi, zarar vermemişler yani?" diye soru sordum. Kaan sakin olmaya çalışarak, "Yok yok iyilermiş, şimdi gelirler." dedi.Yaklaşık yirmi dakika sonra kapı çalmıştı, içeri girdiler. Selin benimle karşılaşınca ani bir şok geçirdi. Maya ise Kaan'ın yüzüne bakıyordu anlamsızca. Selin meraklı bir şekilde "Ne işin var senin burada?" dedi. Gülümseyerek "Arkadaşımın evine gelirken senden izin alacak değilim ya, Seloş!" dedim. Sonra imalı imalı "Kim bu arkadaş tanıştır istersen" dedim. Maya elini uzatarak "Merhaba ben Maya." dedi. Elini tuttum, "Bende Ediz, tanıştığıma memnun oldum." diye cevap verdim. Selin telaşlı bir şekilde "Maya benim uzun zamandır arkadaşım, babamın ortaklarından birinin kızı." dedi. Kahkaha atarak "Ancak senin gibi bir insan bu kadar profesyonelce yalan söyler." dedim. Sonra ise "Sizi parkta gördüm, her şeyi biliyorum." dedim. Selin yanıma doğru yaklaştı, "Telefonunu verir misin?" dedi. Meraklı bir şekilde "Neden veriyormuşum." dedim. Selin gözlerimin içine kızgın kızgın bakıyordu, "Fotoğrafımızı sen çektin dimi aptal!" dedi. Bir anda durulmuştum, herkesin gözü benim üzerimdeydi. Kaan ise tek kaşını kaldırmış "Sana soru sordu, cevaplasana piç der gibi." bakıyordu. Sessizce "Ben selfie çekiyordum." dedim. Selin sinirli bir şekilde "Geri zekalı ne kadar korktuğumuzu biliyor musun! Kaçıp gitmeyi dahi düşündük." Suçlu olduğumu biliyordum, "Özür dilerim, nerden bilebilirdim." dedim. "Neyse ki, Kaan'ı aramak aklımıza gelmiş." dedi. Kaan yanıma geldi "Aramızda bunu yapabilecek en son kişi sendin." dedi. Kendimden utanmıştım, özellikle Kaan'ın bana karşı olan tavrı beni adeta yıkmıştı. Kendimi kötü hissediyordum, içim içimi yiyordu.
Selin ile Maya oturmuştu, Kaan ise odasına doğru ilerlemişti. Peşinden gittim, "Özür dilerim." dedim. Kaan sinirli bir şekilde "Aynı şeyin bize yapılmış olduğunu düşün, ne hissederdin." dedi. Meraklı bir şekilde "Senin bu denli büyük bir tepki vereceğini düşünmüyordum, hatta tepki vereceğini dahi düşünmüyordum." dedim. Kaan endişeli bir şekilde "Farkında değilsin ama her geçen gün kendinden bir şeyler kaybediyorsun.." dedi, sonrasında ise "Korkuyorum.. Senin değişimin bana korku veriyor." diye ekledi.Arkasından sarılmıştım, boynunu öperek "Seni çok seviyorum, sana karşı bir değişim yaşarsam oda gün geçtikçe büyüyen sevgim olur." dedim. Bu sırada odada flaş patladı, bir an panik ve utanmayla arkamı döndüm. Selin kapıya yaslanmış pis bir sırıtmayla "Çok fotojenik çıktın Edoş." dedi. Sinirli bir şekilde "Siler misin o fotoğrafı, hem insanların odasına girmeye utanmıyor musun?" dedim. Selin pis bir sırıtmayla "Tabi ki silmeyeceğim, anı olarak kalsın." dedi. Kaan sinirli bir şekilde "Tamam senin ne hissettiğini bende anladım. Fakat o fotoğrafta bende varım rica etsem siler misin?" dedi. Selin ise yapay bir gülümsemeyle telefonu Kaan'a doğru attı.
Odadan çıkmıştım utanarak, Selin ile birbirimize bakamıyor sürekli gözlerimizi kaçırıyorduk. Maya ile Kaan ise yalnız kalmıştı. Selin'e "Artık sırlarımız kalmadı." dedim. Selin pis bir gülümsemeyle "Senin gay olduğunu bilmeyen var mı sanıyorsun?" dedi. Sinirli bir şekilde "Ne alaka?" dedim. Selin gülerek "Edoş, aynaya bir bak lütfen." dedi. Sinirle kalkıp Kaan'ın yanına gitmiştim, sessizce "Selin'e siktir olup gitmesini söyler misin?" dedim. Kaan gülerek "Çok misafirperversin umarım annem gelince ona da böyle davranmazsın." dedi. Gülümsedim, sessizce "İyi ki hayatımdasın." dedim ve ellerini tuttum... Kaan ellerimi sımsıkı sararak "İyi ki hayatındayım, bunun için çok şanslıyım." dedi..
NOT: MEDYADAKİ SELİN
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gay mi, zönk!
Teen FictionAğlamak çözüm değil ama ağlamadan da yapamıyor insanoğlu.. Dışlamadan, reddetmekten, yoksaymaktan... Kısacası nefret etmeden de yapamıyor.. Farklılığı sevemiyor, farklı olana saygı duyamıyor.. Olaylara tepkisi diğer erkeklerden farklıydı. Erkeklere...