Kaan'ın yüzünü inceliyordum. Mimikleri, gözünü sıkışı, iyi misin diye sormak istiyordum ama bu anı bozmak gelmiyordu içimden..
"Dikkat smut, çok açık yazmadım ama bazılarınız rahatsız olabilirsiniz. Yine de kişisel kararınıza kalmış okuyup okumamak. 3 yıldızla başlayıp, 3 yıldızla bitirdim."
***
Kaan'ın boynunu emiyordum, içimdeki canavar ortaya çıkmıştı resmen. Isırıklar, darbeler bildiğin sert bir adam olmuştum. Kaan, inleyerek "Bu kadar istekli olduğunu bilmiyordum." dedi. Nefes nefese "Bende." diyebildim. Kaan saçlarımdan tuttu beni altına aldı. Eşofmanımı çekti ve çıkardı. Bacaklarını önümde ayırarak ayağa kalktı, bacak arası tam gözümün önündeydi. Kotunun düğmelerini çözdüm ve indirmeye başladım. Nihayet çıkarmıştım, siyah baksır bir vücutta ancak bu kadar seksi durabilirdi. Eğildi, dudaklarımı öptü ve beni geriye doğru sert bir şekilde ittirdi, bana bu şekilde davranması daha çok tahrik ediyordu. Üzerime uzandı, hem dudaklarımı öpüyor hem de sürtünüyordu... İkimizde terlemiştik, Kaan önce kendi baksırını sonra benimkini çıkardı, o şekilde öpüşmeye devam ettik. Çırılçıplak iki beden, sarmaş dolaş ve ikiside çok istekli... Kaan bacaklarımı omzuna aldı, bu şekilde sürtünüyor bir yandan da dudaklarımı ve boynumu yalıyordu.. Kulak mememi ısırdı ve "Hazır mısın?" dedi... Saçlarından tuttum, kafasını alnıma yasladım, gözlerinin içine bakıyordum.. Birden dudaklarına yapıştım.. Kaan hafif hafif ilerliyordu içime doğru, o an vazgeçmemek için kendimi zor tutuyordum. Zevk verecek diye beklerken acı çekiyordum fakat geri çeviremeyecek kadar da çok istiyordum. Kaan içime doğru ilerlerken ben tüm gücümle çarşafı sıkıyordum.. Kaan durmuştu, ellerimi Kaan'ın sırtına koydum, dudaklarını iştahlı bir şekilde emiyordum. Kaan ani bir hareketle tamamen içime girdi. Daha fazla dayanamadım, Kaan'ın sırtına tırnaklarımı geçirdim. Kaan anlamış olacak ki bağırmayım diye dudaklarımı öpüyordu. Dudağını ısırıyordum ve kan tadı aldım. O kadar sert ısırmışım ki dudağı kanıyordu.. Kaan yavaş yavaş hızlanmıştı, odayı inlemelerimiz dolduruyordu.. Kaan'a sıkıca sarıldım, Kaan iyice hızlanmıştı ve hırıltılar çıkarıyordu. Birden deli gibi inlemeye başladı. O kadar sertti ki, gözlerimden damlalar akmaya başlamıştı. Ama aldığım zevkte küçümsenmeyecek kadar büyüktü. İçime boşaldığını, sıcaklığından ve penisinin sertliğini kaybedişinden anladım. Sonra üzerime yığılıp kaldı..
***Nefes alışverişimiz kendine gelememişti, Kaan dudaklarımı öptü ve "Yatakta çok sertsin. Sırtım ve dudaklarım sızlıyor." dedi. Ben "Neremin sızladığını söylememe gerek yok sanırım. Çünkü oldukça fena sızlıyor." dedim. Kaan gülerek, "Bu kadar seksi olmasaydın. O zaman rolün bu kadar büyümezdi." dedi. Bir yorgunluk çökmüştü üzerime, Kaan'a sarılarak gözlerimi kapamıştım..
Uyandığımda Kaan yanımdaydı ve beni izliyordu. Uyandığımı fark edince gülümsedi. "Günaydınlar efendim." dedi. Ben yatakta doğrulmaya çalışıyordum birden "Ahhh." diye sızlanmıştım. Kaan endişeli bir şekilde "İyi misin, noldu?" dedi. Ben, "Birden sızladı, ne zaman geçicek bu acı?" dedim. Kaan, "Ne acısı?" dedi. Gözlerine dikkatlice bakıyordum. Kaan, ani bir şekilde "Haaaa." dedi ve gülümsedi. "Hadi kalk sana sürprizim var." dedi ve kapıya doğru yöneldi. "Ama lütfen eşofmanla gelme. Dolaptan bir şeyler giy.". Dolabı açmıştım, kareli bir gömlek ve siyah bir kot bulmuş giymiştim. İçeri doğru ilerlerliyordum, Kaan özenle bir masa hazırlamıştı. Şarap, kadeh, mum ışığı ve müzik... Her şey tamamdı, şaşkın bir şekilde "Tamda hayallerimdeki gibi." dedim. Kaan, "Hayallerindeki erkeğe bilmem benziyor muyum ama sofranın sana özel olması için elimden geleni yaptım." dedi. Kaan'ı bu kadar romantik düşünmemiştim hiç.. Masaya oturdum ve gözüme kadehimin altındaki not ilişti "Hayatıma, hoş geldin.".. Gülümseyerek Kaan'a döndüm ve utangaç bir şekilde "Hoş buldum." dedim. Kaan, "Normalde yaptıklarımdan pek pişman olmam, ama sana yaptıklarım benim en büyük pişmanlığım. Beni affedebilmen için her şeyi yapabilirdim. Ama sen buna bile ihtiyaç duymadın, yaptığım hataları anında silebildin. Bana şans verdin.. Seni tanımlayacak bir söz bulamıyorum." dedi. Ben utangaç bir şekilde "En bissürü." dedim. Kaan, anlamsızca bakarak "Efendim?" dedi. Sarhoşken bana "En bissürüsün dedin." dedim. Kaan gülerek "Aklımı başımdan almışsın, onu geri ver." dedi.
Kaan'ı tanımak bana zevk veriyordu, hem ilkim o olmuştu ve bundan zerre kadar pişman değilim. Arada aklıma Ayaz geliyor, ama onun bu yaptıklarının yanında benim yaptığım daha masum kalıyordu. Kaan'ı benim için terk etmişti, bende şimdi Kaan için onu terk ediyordum. Etik kurallarına uyan bir davranıştı bu, Kaan'a aşık olduğumu söyleyecektim ona.. Kaan, meraklı bir şekilde "Ne düşünüyorsun?" dedi. Ben bu büyülü havayı bozmamak için "Bizimkileri düşünüyorum." dedim. Kaan, ellerimi tuttu "Senin fikirlerine saygı duyuyorum, ikimizde aynı şeyleri yaşamış sayılırız. En iyi ben anlayabilirim seni. Ve yaptığın şeyleri yanlış bulmuyorum." dedi. Acaba haklı mıydı, annem bana tokat atmıştı hem de bir piç kurusu uğruna... Yanağımdaki acı geçmişti, ya kalbimdeki acı nolacaktı? O annem olduğunu unutuyorsa bende onun oğlu olduğumu unuturum..
Birden kapı çalmaya başlamıştı. Ben, telaşlanarak "Annemler olabilir odana geçiyorum, sakın burda olduğumu söyleme." dedim. Kaan, beni başıyla onayladı ve hızla odaya girdim. Kaan, kapıyı açmıştı ve bağırmaya başladı "Senin burda ne işin var Ayaz?". Ayaz, "Ediz, evden kaçtı ve bulamıyoruz." dedi. Kaan, bağırarak "Biliyorum bunu, daha önce elli kez söyledin. Yerini bilmiyorum. Şimdi defolup gidiyorsun buradan!" dedi. Ayaz, "Kaan, eğer Ediz'e bir şey olursa, onun kılına bir zarar gelirse seni öldürürüm!" dedi. Kaan, "Ediz'e zarar veren ben değilim sensin!" dedi ve ekledi "Şimdi burdan, siktir olup gidiyorsun?". Ayaz, "Bu masa ne Kaan, hemen unutmuşsun beni, buraya baktıkça beni hatırlamıyor musun? Şu koltukta bile seviştik, bu evin her yerinde birbirimiz becerdik." dedi... Daha fazla merakıma dayanamadım, sadece duymak yetmiyordu, görmekte istiyordum. Kapıyı araladım. Ayaz'ın arkası dönüktü, Kaan ise tam karşısındaydı. Kaan, "Daha fazla dayanamıcam elimden kaza çıkmadan terk et burayı!" dedi. Ayaz, gülümseyerek "Sen bana vuramazsın, şimdi gidiyorum ama daha sonra yine gelicem." dedi ve çıktı. Kaan, kanepeye oturmuş başını ellerinin arasına koymuştu. Yanına doğru ilerledim ve oturdum, "Omzuna başımı yasladım ve "Özür dilerim her şey için.." dedim ve konuşmama devam ettim "Senin ona karşı zaafın olduğunu biliyor, ve bunu sonuna kadar kullanıyor. Söyledikleri benim canımı bile yaktı, senin yerine kendimi koyamıyorum. Bildiğim bir şey varsa sana çok haksızlık etmiş olmam.." dedim. Kaan, bana karşı döndü, yüzüme bakarak "Onunla nasıl birlikte olabildim ben, şu an onu düşünüyorum. Söyledikleri canımı yakardı ama seni tanımadan önce, şu an ne dese umrumda değil. Tek korkum seni elimden almasını istemiyorum." dedi. Sert bir sesle "Kim kimi kimin elinden alıyor, oyuncak mıyım ben? Ayrıca ben istemedikten sonra kimse bir şey yaptıramaz bana!" dedim ve "Bu koltuk çok rahatsız edici ve küçük, sevişecek başka yer mi bulamadınız?" dedim. Kaan, gülümseyerek "Salaksın." dedi...
Telefonum kapanmıştı, biraz şarj ettikten sonra açtım. Yine bir sürü mesaj gelmişti, onları incelerken telefonum çalmaya başladı. Arayan annemdi, bu sefer sinirli bir şekilde açtım telefonu.
Annem: "Ediz, oğlum?"
Ben: "Ne var?"
Annem: "Oğlum nerdesin, çok pişmanım lütfen eve gel."
Ben: "Gelemem, çok uzaktayım."
Annem: "Adres ver ben gelip alıyım, çok özledim seni. Çokta endişelendim uyuyamıyorum kaç gündür, nolur anla.."
Ben: "Beni rahat bırak, gelmeyi düşünmüyorum. Telefonunu açmamdaki sebepte artık bıktım şu aramalarından. Eğer bir daha ararsan hattı kırıp atarım o zaman bana ulaşacak hiçbir şeyin kalmaz.. Ayaz ve Selin'e söyle onlarda aramasın." dedim ve telefonu suratına kapadım.
İçim acıyordu resmen, annemin sesini duymak beni duygusallaştırmıştı. Hele ki o şekilde duymak, annem ağlamasını istediğim en son kişiydi ve istemeyerek onu ben ağlatıyordum.. Yaptığı belki ani bir sinirleydi fakat bugüne kadar annesinden azar işitmeyen birine göre oldukça büyüktü.. Odaya girmiştim, Kaan uyuyordu, yanına uzandım. Sarıldım sımsıkı ve düşünmeye başladım. Kaan'ın yanında kendimi güvende hissediyordum, Ayaz'ın yanında da öyle. Bir insan aynı anda iki kişiyi sevebilir miydi peki? Kaan'da, Ayaz'da bana karşı mükemmel davranıyordu.. Sanırım ihtiyacım olan tek şey zamandı.. Kaan kollarımın altındayken bunu düşünmek biraz kötü hissettirmişti. Hem o benim ilkim olmuştu, aslında Ayaz'da ilk sevgilimdi... Kafam olduğundan daha karışıktı. Kaan, gözlerini araladı uykulu bir sesle "Gel buraya minnoş, göğsümde uyu." dedi. Gülümseyerek "Sen benden habersiz yine mi içtin?" dedim. Kaan, gülerek "Su içtim belki o kafa yapmıştır." dedi ve saçlarımı okşamaya başladı..
NOT: MEDYADAKİ AYAZ.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gay mi, zönk!
Teen FictionAğlamak çözüm değil ama ağlamadan da yapamıyor insanoğlu.. Dışlamadan, reddetmekten, yoksaymaktan... Kısacası nefret etmeden de yapamıyor.. Farklılığı sevemiyor, farklı olana saygı duyamıyor.. Olaylara tepkisi diğer erkeklerden farklıydı. Erkeklere...